"...Dağlardan azılı haydutlar inip küçük çocukları kaçırıyor ve onları Mağriplilere satıyorlar. Aslanlar kervanlara pusu kurup develerin üstüne atlıyor. Vadideki ekini yaban domuzu kökünden söküyor, tilkiler de tepedeki üzüm asmalarını kemiriyor. Korsanlar kıyıları yerle bir ediyor, balıkçıların gemilerini yakıp, onlardan ağlarını alıyor. Tuzlu bataklıklarda cüzzamlılar yaşıyor, dallarla örülmüş kamışlardan evleri var ve yanlarına kimse yaklaşamıyor. Dilenciler şehirlerde dolaşıp yiyeceklerini köpeklerle paylaşıyor. Tüm bunların önüne geçebilir misin? Cüzzamlıyı yatağına alıp, dilenciyi sofrana oturtabilir misin? Aslan ricanı yerine getirir yaban domuzu emrine uyar mı? Istırabı yaratan senden daha akıllı değil mi? İste bu nedenle böyle davrandığın için sana övgüler sunmuyorum. Atına binip saraya dönmeni ve yüzüne sevinç takınmanı istiyorum. Krala layık kıyafetlerini giyin de başına altın tacını takıp eline incili asanı vereyim. Rüyalarına gelince, onları düşünme artık. Bu dünyanın yükü bir adamın taşıyamayacağı kadar büyük, kederi de bir kalbin dayanamayacağı kadar ağırdır."