Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

National Geographic Türkiye - Sayı 221

National Geographic Türkiye

National Geographic Türkiye - Sayı 221 Gönderileri

National Geographic Türkiye - Sayı 221 kitaplarını, National Geographic Türkiye - Sayı 221 sözleri ve alıntılarını, National Geographic Türkiye - Sayı 221 yazarlarını, National Geographic Türkiye - Sayı 221 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Müzik dehasının birçok farklı boyutu var. Besteci Johann Sebastian Bach’ın (1685–1750) durumunda ise anatomik bir özellik onun virtüözlüğüne katkı sağlamış olabilir. Bir Alman bilim dergisinde yayımlanan araştırmada, anatomist ve müzisyen Andreas Otte –org ve klavsen çalmakta üstün yete- nek sahibi– Bach’ın klavye üzerinde
Reklam
ERİME HIZLANIYOR Arktik’teki buz açısından zengin permafrostun beklenmedik biçimde hızlı çöküşü, atmosfere her yıl milyarlarca ton daha metan ve karbondioksit karışmasına neden olacak. Bu tehdit iklim modellemelerine henüz tam olarak yansımış değil. Uzmanlar, geçmişte yılda birkaç santimetre eriyen permafrostun, şimdilerde birkaç gün ya da hafta içinde aniden üç metreye kadar eridiği istikrarsız coğrafyalar keşfediyor. Erime bir zamanların donmuş bölgelerinde sulak alanlar yaratıyor ve hâlâ yer altında hapis duran bin 600 gigatonluk karbonun açığa çıkışını hızlandırıyor.
KUZEY KUTBU ISINIYOR Gezegenimizin Kuzey kutup Dairesi’nin kuzeyinde kalan bölüm geçmişten bu yana keşfetmeye, anlamaya ve nihayetinde boyun eğdirmeye uğraştığımız amansız bir buz kütlesiyle kaplı. Arktika’nın kendisine has canlılarının izini sürme çabalarımızdan, buz tutmuş rotalarına gemiler götürme ve o ıssız kutup noktasına ulaşma takıntımıza kadar her türlü girişimimiz, bizi, Arktik bölgenin erişilemez ve ele geçirilemez olduğu gerçeğiyle yüz yüze bıraktı. Ama şimdi durum farklı. Uzmanlar yükselen sıcaklıkların bu yüzyıl ortalarında Arktika’nın geçit vermez buzullarının her yaz erimesine yol açıp, doğal kaynakları ve gemi rotalarını açığa çıkarırken, siyasi gerilimleri artıracağı, bölgede yaşayan tüm canlıları etkileyeceği ve büyük olasılıkla iklim değişikliğini hızlandıracağına işaret ediyor.
AZI BİLE ZARARLI Plastiğin deniz canlıları üzerindeki “ölümcül olmayan” etkilerini mercek altına alan yakın tarihli bir araştırma, miktarı ne olursa olsun, plastik sindiren deniz kuşlarının ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaştığını ortaya koyuyor. Environmental Science & Technology’ de yayımlanan araştırmanın baş yazarı olan ve Tasmanya Üniversitesi Deniz ve Antarktik Araştırmaları Enstitüsü’nde görev yapan Jennifer Lavers, “Kanaryalar kömür madenleri için ne demekse deniz kuşları da okyanusların sağlığı için aynı anlama geliyor. Onları yakından izlemeliyiz,” diyor.
Reklam
İKLİMLE DEĞİŞEN TARIM Bu bağlamda gerçekleştirilen çeşitli çalışmalarda 2100 yılına kadar Türkiye’de sıcaklıklar ve yağışlar için, tarım hakkında geleceğe yönelik varsayımlarda bulunmayı olası kılan projeksiyonlar yapıldı. Türkiye ortalamasında sıcaklıklarda 2100 yılına kadar 4°C’ye varan bir artış gerçekleşmesi öngörülüyor. İnsanların gündelik yaşamı için dahi yeterince yüksek olan bu artışın tarımsal faaliyeti etkilemesi ise kaçınılmaz. Yağış açısından, önümüzdeki 25 yıllık zaman diliminde göreceli bir artıştan söz edebilirken, 2100 yılına gelindiğinde yağışlarda %10 ila %50 aralığında bir azalma yaşanması olası gözüküyor. Yakın zaman diliminde bazı bölgelerde yağışlarda artış gözükse de bunun tarım açısından ne kadar olumlu olacağını kestirmek güç: Sıcaklığın sürekli artması ve yağışlarda yaşanan dalgalanmalar tarımsal üretimde verim artışının önüne geçebilir. Bu arada, Türkiye’nin su kıtlığı yaşayan bir ülke olduğunu da unutmamak gerekiyor. Bir kuraklık durumunda içme–kullanma suyunun sağlanması adına, tatlı su kaynaklarını en fazla tüketen sektör olan tarımın daha az su kullanması gerekecek, yani su arzının su talebini karşılayamadığı durumlarda ilk kesilen su, tarımınki olacak.
DAHA AZ PLASTİK ATIKLA YİYECEK SAKLAMAK Dünyada her yıl yaklaşık 158 milyon ton plastik ambalaj üretiliyor. Bunların yalnızca %20’si geri dönüştürülüyor; doğru biçimde yönetilmeyen atıklar ise doğayı boyluyor. Tek kullanımlık plastik kaplar ve ambalajlar, taşıma sırasında yiyecekleri koruyor ve raf ömürlerini uzatıyor; peki ama yüzlerce yıl boyunca dayanmaları gerçekten gerekli mi? Bu soruyu “hayır” diye yanıtlayan tasarımcılar ve mühendisler, kolayca temizlenebilen ve tekrar kullanılabilen, çözünerek komposta dönüşebilen ya da –en iyisi– ürün tüketilirken yok olan alternatifler üzerinde çalışıyor.
ZEVKLERİMİZİ NELER BELİRLİYOR? Gerçek şu ki, bağımlılıktan birinden hoşlanmaya ve kaygıya kadar her insan davranışı, genetik bir çıpaya bağlı. Ancak bu, kaderimizde DNA’mızın kölesi olacağımızın yazdığı anlamına gelmiyor. DNA, insanlara kendi oyununu çözebilecek kadar harika bir beyin inşa etti. Üstelik gen düzenlemenin gelişiyle, genetik komutlarını değiştirebilen ilk tür olduk. Bilim, bize olduğumuzu düşündüğümüz kişi olmadığımızı gösterdi. Kendi irademizden doğduğunu düşündüğümüz her eylemi ve kişilik özelliğini yöneten biyolojik cinler var içimizde. Bu farkındalık başta iç karartıcı olabilir ama bilgi, güç demektir. Olumsuz davranışlarımızın moleküler temelini bilmek, onları dizginlemek veya düzeltmek için bize avantaj sağlıyor; başkalarının nasıl bu hâle geldikleri konusunda çok az seçimlerinin olduğunu kabul etmek ise daha fazla empati ve şefkat doğurmalı. Belki de kumandanın tamamen bizde olmadığının güvencesiyle, yüceltme veya suçlama dürtülerine karşı koyabilir, bunların yerine anlayışı seçebiliriz.
ÇOK GEÇ OLMADAN Arktika’ya sınırı olan ülkeler, uçsuz bucaksız arazinin donmuş derinliklerindeki potansiyel kaynaklar için pozisyon alır, ısınmayla daha önce bölgede görülmeyen yaban hayvanları Kutup bölgesinde yavaş yavaş kendilerini göstermeye başlar ve bölge coğrafyasını şu ya da bu şekilde etkilerken, tehlike halen sessizce altta yatıyor. Atmosferdeki 870 gigaton karbonun yaklaşık iki katı karbon, yeraltında hapis durumda ve erime, işte bin 600 gigatonluk bu karbonun açığa çıkışını hızlandıracak. Tabii ki tamamı açığa çıkmayacak. Tabii ki bu tür bir gelişme son hızda yaşanmayacak. Ama 2050 yılına kadar fosil yakıt kullanımını sıfırlamaz ve hatta açığa çıkardığımız karbonu geri emici teknolojileri hızla yaratmazsak, siz inanın ya da inanmayın, artık her şey için çok geç olacak.
Reklam
250 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
National Geographic Türkiye bilim, doğa, coğrafya ve teknoloji konularda derinlemesine bilgi kaynağı olan bir dergi. Harika Dünyamızı aydınlatmak ve korumak için bilim, keşif, eğitimden yararlanarak bize öyküler anlatıyor. Derginin 2019 Eylül sayısının kapak konusu gittikçe buzları azalan Kuzey Kutbu. Arktika çözülürken, devasa buz örtüsü altında
National Geographic Türkiye - Sayı 221
National Geographic Türkiye - Sayı 221National Geographic Türkiye · Group Medya Yayıncılık · 201925 okunma
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.