En Eski Natural Elites, Intellectuals, and the State Sözleri ve Alıntıları
En Eski Natural Elites, Intellectuals, and the State sözleri ve alıntılarını, en eski Natural Elites, Intellectuals, and the State kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Devlet, mülkiyet haklarının sürekli ve kurumsallaşmış bir şekilde ihlal edilmesine ve özel mülk sahiplerinin kamulaştırma, vergilendirme ve regülasyon yoluyla sömürülmesine yönelik faaliyetlerde bulunabilen bir baskı tekelidir.
Bir kral toprakların sahibiydi ve onu oğluna devredebilirdi ve böylece değerini korumaya çalışırdı. Demokratik bir yönetici geçici bir bekçidir ve bu nedenle sermaye değerlerinin zarar görmesi pahasına her türlü mevcut hükümet gelirini maksimize etmeye çalışır ve israf eder.
Eğitimi finanse etmek için kullanılan vergi miktarı arttıkça üniversite sınav puanları ve benzeri entelektüel performans ölçümleri düşecek ve tahminimce geleneksel ahlaki davranış ile medeni tavır standartları daha da gerileyecektir.
Demokrasi, Keynes'in yalnızca hayalini kurduğu şeyi başarmıştır:
"rantiye sınıfının ötenazisi". Keynes'in "uzun vadede hepimiz ölmüş
olacağız" ifadesi, çağımızın demokratik ruhunu tam olarak ifade etmektedir:
şimdiki zaman odaklı hedonizm. Kişinin kendi hayatının ötesini
düşünmemesi sapkınlık olsa da, bu tür bir düşünce alışıldık hâle gelmiştir.
Demokrasi, proleterleri yüceltmek yerine, elitleri proleterleştirmiş ve
kitlelerin düşünce ve yargılarını sistematik olarak sapkınlaştırmıştır
Bugün de zenginler var, ama çoğu zaman servetlerini doğrudan ya da
dolaylı olarak devlete borçlular. Dolayısıyla, devletin sürekli lütuflarına,
kendilerinden çok daha az zengin olan pek çok insandan daha fazla
muhtaçtırlar. Tipik olarak artık köklü ve önde gelen ailelerin reisleri değil,
"yeni zenginler"dir. Davranışları erdem, bilgelik, haysiyet ya da beğeni ile
değil, zengin ve ünlülerin artık herkesle paylaştığı aynı proleter kitle
kültürünün şimdiki zamana odaklanma, fırsatçılık ve hedonizmin bir
yansıması ile karakterize edilmektedir. Sonuç olarak -ve çok şükür kionların görüşleri kamuoyunda diğer insanlarınkinden daha fazla ağırlık
taşımıyor.
Monarşiye karşı tarihsel muhalefeti motive eden, adaletin şişirilmiş fiyatı ve kralların tekelci yargıçlar ve barışın bekçileri olarak antik hukuku saptırmalarıydı. Fakat bu olgunun nedenleri konusundaki kafa karışıklığı sürüp gitmiştir. Sorunun elitler ya da soylularla değil tekelcilikle ilgili olduğunu doğru bir şekilde kabul edenler vardı. Ancak bunların sayısı, hatalı bir şekilde sorundan hükümdarın elitist karakterini sorumlu tutanların, hukuk ve kolluk tekelinin sürdürülmesini savunanların ve sadece kral ile son derece görünür kraliyet şatafatı yerine "halkın" ve "sıradan insanın" sözde ahlâklılığının ikame edilmesini isteyenlerin sayısından çok daha azdı. Demokrasinin tarihî başarısı da buradan gelmektedir.