Nedamet Dergisi - Sayı 1 kitaplarını, Nedamet Dergisi - Sayı 1 sözleri ve alıntılarını, Nedamet Dergisi - Sayı 1 yazarlarını, Nedamet Dergisi - Sayı 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Vaktimizin değerini bilseydik suya ekmek doğrardık. Öyle yapardı Davud-et Tâi. ‘’Nitekim fazla çiğnemek,
zaman kaybettiriyor! Bir lokma çiğneyinceye kadar, birçok ayet-i kerime okuyabilirim! Niçin zaman zayi edeyim!’’ derdi. İşte vaktin kıymetini bilmek…
Hadis-i Şeriflere olan itimatı bile, O’na olan muhabbetimizi arttırmaya kâfidir.Zira bize
en sevimli olan, bizi en Sevgiliye ulaştırmaya vesile olan din büyüklerimizdir.
Öyleyse Kotku hazretlerini tanımak için farklı bir gözlük takmalı!
O’ nu yazdığı kitaplarla değil, yetiştirdiği öncü şahsiyetlerle ele almak daha isabetli olacaktır.
Zira müellif, en iyi eserinden anlaşılır...
Yarın ukbâda; ‘Asrın Meryemleri, Asiyeleri, Fatımaları, Aişeleri’ diye örnek gösteren
bir Peygamberin ümmeti olmak için olsun
bunca çaba. Bu mukaddes davada isminiz,
ismimiz yazılıysa şayet, varsın eş-dost feda
olsun uğruna. Sancağı hakkıyla taşıyanlardan olmamız duasıyla.
Tasavvufta kalbin en iç katmanı olarak lübbül’l lüb kavramı görülür. Kalbin dört katmandan meydana geldiği ve en içinde bu katman olduğu vurgulanır.
İnsan, en içine döndüğünde orada sadece Allah aşkıyla yanan bir çerağ görmelidir.
Çünkü aşkıyla yanan bir kalp, her daim aradığı yolun bilincine sahip olabilir.
Nasıl yeniden kavuşacağız o sonu gelmez güneşli günlere?
El cevap; aile, aile, aile!
Önce ailemizi ihyâ edeceğiz. Çünkü bileceğiz ki aile ihyâ oldu mu toplum ihyâ olur.
Toplum ihyâ oldu mu devlet ihyâ olur, devlet ihyâ oldu mu cihan ihyâ olur.
İşte o vakit döner şanlı şanlı çarkımız bizim!
Zira başkalarının kavramlarıyla düşünenler, kendi aslî düşüncelerini yavaş yavaş kaybederler. En sonunda ise “başkaları” gibi olmaya yüz tutarlar.
Oysaki Müslüman şahsiyet ve düşüncesinin mimarı ancak ve ancak Rasulullah (aleyhissalatu vesselam)’dır.
İnsan sevgisi, en ince hatlarıyla sadece İslâm’da mevcuttur. Nitekim cinayeti, zinayı, gıybeti, dedikoduyu, fahiş sözleri, yalanı, sözünde durmamayı, emanete riayet etmemeyi şiddetle yasaklayan İslâm, bu yasaklarla insan onurunu korur.
Ruhumuzun fıtratını tamir için, ruhu ‘nur’ ile doldurmalı, münevver misafirleri ruha konuk edip, tenvirine çalışmalıyız. Şayet ruh münevver olursa, her daim ceht için mücadele edecek bir bedene motor vazifesi görecektir.