Havucumu yerken bir şairin yazdığı bir cümleyi okuyorum. Daha sonra, onu okumuş olduğumu, gözlerimin üzerinden geçtiğini bilmeme, kelimeleri kulaklarımla duymuş olmama rağmen gerçekten okumadığıma emin oluyorum. Anladığıma, demek istemiş olabilirim. Ama tükettiğime de demek istemiş olabilirim: Onu gerçekten tüketmedim çünkü halihazırda havucumu yiyordum. Havuç da bir dizeydi işte.