Neşeli Kitap
Ahmet Turan AlkanNeşeli Kitap Sözleri ve Alıntıları
Neşeli Kitap sözleri ve alıntılarını, Neşeli Kitap kitap alıntılarını, Neşeli Kitap en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Neşeli takdim
Hayat bazen kaçınamayacağımız külfet ve angaryalarla bizi nezâket imtihanına davet eder; bu dahi öyle bir şey...
İnsanlar bir tuhaf doğrusu; güneş tutulmasını önemsiyoruz çünkü pek seyrek görülebilen bir hâdise ama astronomik bir harikulâdelik olarak güneşin her gün doğu ufkundan yükselmesini kayda değer bulmuyoruz.
Sayfa 24
Kendime soruyorum mesela, oğlum sen nerede hata yaptın; niçin hayatın gofret gibi tatsızlaştı...
Sayfa 254
...Peki babacığım, bir daha yapmam deyince çocuk, alıyor beni bir pişmanlık. Yahu diyorum kendi kendime, sen sanki matah bir şey misin ki el kadar çocuğa nasihat veriyorsun?
Sayfa 253
Aynı şeylere bakmak, aynı anlamları çıkarmak mânâsına gelmez...
Sayfa 91
İnce mizah iyidir, faydalıdır ama mizah okuyla vurulan kişinin en azından neresinden örselendiğini fark etmesi umulur...
İstatistik
İstatistik bir Amerikan icadıdır ama kola türü içecekler gibi dünyaya yayıldı ve galiba sevildi. Ne zaman bu kelimeyi duysam Bernard Shaw'ın vecizesini hatırlarım: “Üç türlü yalan vardır", demiş üstad, "Yalan, kuyruklu yalan ve istatistik!"
Sayfa 32
...belki de üniversitelerimiz "nazar değmesin" diye ilk 500 sıralamasına girmeyi doğru bulmuyorlardır...
Sayfa 21
Dan Dan Dan :)
Atatürk, Hatay meselesini hızlı bir şekilde çözmek istiyor, bunun için Falih Rıfkı ile Halide Edib'i, genellikle Fransız diplomatlarının gittiği lüks bir lokantaya yemeğe davet ediyor.
Yemekler yenilip çaylar (!) içildikten sonra Ata, Hatay meselesini açıyor ve yüksek sesle mesele hakkında bağırıp çağırmaya başlıyor. Elbette
Sayfa 125 - Kapı
Hey çoban, garip çoban, yetim çoban; neyine gerek senin köyün en güzel kızı ve ağanın biricik evlâdı Nazlı'nın kem gözlerden bile esirgenmiş gül yaprağından narin kulacığına yiğit mi yiğit, mert mi mert bir sevda türküsünün notalarını haykırmak tam bir ercesine...
Sayfa 234
Gerçekler iyi kesilmiş birer elmas gibidir; onların birden çok yüzü vardır ama her yüzeyden aynı olguyu seyrettirirler.
Sayfa 64
...bu dijital çağda dededen kalma usûlle mektup yazmak biraz gülünç oluyor ama senin hatırın için katlanıyorum...
Sayfa 60
...bilmek rahatsız edicidir, insanı bilinçli olmaya ve eyleme sevk eder. Sonra al başına belâyı...
Sayfa 82
Yahu insan biraz yârenlik eder, lâfa lâf verir, değil mi?
Sayfa 71
Paşa Torunları :)
Efendim, sahte paşa olgusu deyip geçmeyelim; bugün Anadolu'da hangi ağacın dalına dokunsanız, "Efendim, biz aslen paşazâdeyiz, filan seyyidin soyundan geliyoruz; büyük dedem öyle zenginmiş ki, yaylada dolanan sürülerin sütünü yayladan aşağıya topraktan pişmiş künk borularla indirirlermiş!" diye tanîn eyler. Belki de bu yıllardan beri beynimize nakşedilen "Büyük millet, medeniyetler kurmuş toplum" edebiyatının yankısıdır ve halkımız da ister istemez şöyle düşünmektedir: "Madem biz büyük ve tarihte çığır açmış, cihana şan vermiş, çağ açıp çağ kapatmış bir milletin evladıyız; öyleyse niçin benim dedem düpedüz rençber, küçük esnaf veya memur; ben bilmiyorum ama kimbilir sülâlemde henüz bilmediğim nice asil ve zengin kişiler vardır, hattâ olmalıdır!"
"Herkes ağa, bey, paşa vesaire ise bu kadar ağaya paşaya kim marabalık etti; kim ufak tefek işleri gördü?" diye sormamalıyız
Sayfa 158 - Kapı