Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nesneler Sistemi

Jean Baudrillard

En Yeni Nesneler Sistemi Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Nesneler Sistemi sözleri ve alıntılarını, en yeni Nesneler Sistemi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Reklamlar ve yabancılaşma
Eğer reklamlar bizi bir şeylere “yabancılaştırıyor” ya da “kandırıyorsa” bunun nedeni kullandığı temalar, sözcükler, görüntüler değil; bizden söz etme, tanıtma biçimi ve bize gösterdiği ilgidir.
Sayfa 208 - Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi
''Otomatikleşmenin insanın sorumsuz bir izleyici konumuna sokan, hareketlerini sınırlandıran, işlevsel bir yineleme biçimine benzediği söylenebilir. Bu, tep­kisiz ve hayalci bir insanlığın hizmetine sunulmuş, biçimsel açıdan kusursuz bir teknolojiye boyun eğen bir dünyanın görmek istediği düştür.''
Reklam
"İnsanın başına gelebilecek en kötü şey, hiç durmadan kendisini harekete geçirecek sevmeyi; satın almayı sağlayacak nedenler üretmektir."
Fromm "sevme sanatı" derken insanın yaşadığı...
"Günümüzde tüm arzular, projeler, istekler, tutkular ve ilişkiler satılabilmek ve tüketilebilmek için soyutlanmak (ya da somutlaşmak), yani göstergeler ve nesnelere benzemek durumundadırlar."
''Hemen herkesin bir duvar saati ya da sarkaçlı saatin çıkardığı tik-tak seslerinin bir evin mahremiyetine kutsallık kattığını hissetmesinin nedeni, bu mekânı bizim iç dünyamıza benzetmesidir. Saat sanki bizim kalp atışlarımızın sürekliliğini sağlayan mekanik bir kalptir.''
Tüketim kültürünün sosyolojik-psikolojik kökeni.
Tüketim gereksinimler düzeniyle ilgili bir şey olsaydı tatmin olmayla sonuçlanması gerekirdi. Oysa böyle bir şeyden kesinlikle söz edilemez, zira insanlar her geçen gün daha çok tüketmek istemektedirler. Bu kendi kendini tüketmeye zorlama olayının herhangi bir psikolojik (bir kez içmeye başlayanı durduramazsınız türünden yaklaşımlar, vs.) zorunluluk ya da basit hir itibar kuralıyla ilişkisi yoktur. Tüketimin denetlenmesi olanaksız bir sürece benzemesinin nedeni (belli bir sınırın ötesine geçildiğinde) gereksinimlerin tatmin edilmesi ya da gerçeklik ilkesiyle artık hiçbir ilişkisi olmayan yaşamın tüm alanlarını kapsayan bir idealist uygulamaya benzemesidir. Tüketimin hiç sona ermeyecek bir enerjiye sahip görünmesinin kökeninde, nesnenin, içinde dolaylı bir şekilde yer aldığı bu arzular evrenin insanı hep düş kırıklığına uğratması vardır. Nesneleşmiş bir göstergeye benzeyen arzu, kendini var eden dinamik süreci tüketim gösterge/nesnelerinin sistemli ve sınır tanımayan sahiplenme sürecine taşımaktadır. Bu durumda tüketimin kendini aşıp geçmek ya da şu andaki görünümünü sürdürebilmek için hiç durmadan yinelenmek, yani yaşamsal bir amaca benzemek durumunda olduğu söylenebilir. Değişik nesneler tarafından simgelenen, düş kırıklığına uğratılan, anlamlı kılınmaya çalışılan bir yaşama arzusunun karşımıza art arda çıkan nesnelerle tazelendiği ve onların içine karışıp, gittiği söylenebilir. Ancak safça ya da saçma bir ahlak anlayışı tüketimi "makul" bir düzeye çekmeye ya da onu normalleştirebilmek amacıyla bir gereksinimler çizelgesi oluşturmaya kalkışabilir.
Sayfa 246 - KindleKitabı okudu
Reklam
Günümüzde tüm arzular, projeler, istekler, tutkular ve ilişkiler satılabilmek ve tüketilebilmek için soyutlanmak (ya da somutlaşmak), yani göstergeler ve nesnelere benzemek durumundadırlar.
Sayfa 242 - KindleKitabı okudu
Bir tüketim nesnesine benzemek için nesnenin bir göstergeye dönüşmesi gerekmektedir; başka bir deyişle varlığına dikkat çekmeye çalıştığı bir ilişkinin dışında kalmak durumundadır. Öyleyse bu nedensiz bir gösterge, yani kurulmasına yol açtığı somut ilişkiyle tutarsızlık içinde olmakla birlikte bu ilişkinin tutarlılığına ve anlamına sahip alan ve tüm diğer gösterge-nesnelerle soyut ve sistemli bir ilişki içinde olan bir göstergedir. Ancak bu sayede "kişiselleşebilen" nesne seri bir şekilde üretilebilmekte ve tüketilebilmektedir. Nesnenin bir nesne olarak kabul edilebilmesi için maddi değil, onu farklı kılan özelliklere sahip olması gerekmektedir.
Sayfa 241 - KindleKitabı okudu
Tüketim, maddi bir yaşam biçimi ya da "bolluk kavramıyla ilgili fenomenolojik bir gerçeklik değildir. Tüketim, hazmedilen yiyecek, insanın sırtına giydiği giyecek, kullandığı araç, imge ve mesajlara ait işitsel ya da görsel bir tözle de tanımlanamaz. Tülketim, olsa olsa bütün bunların anlamlı bir töz doğrultusunda örgütlenmesi olarak tanımlanabilir. Tüketim, gücül düzeyde, her an tüm nesneler ve mesajların katkısıyla oluşturulan az ya da çok uyumlu bir söylevdir. Tüketim, olsa olsa göstergeleri sistemli hir şekilde güdümleme biçimi olarak tanımlanabilir.
Sayfa 241 - KindleKitabı okudu
Güne güzel başlayalım.
Bireyi topluma karşı ayaklanmaya itecek kadar özgür bir davranış biçimi tehlikelidir. Oysa bir şeylere sahip olma özgürlüğünün bir zararı yoktur, çünkü bu özgürlük hissi farkında olmadan oyunun bir parçasına dönüşmektedir.
Sayfa 227 - KindleKitabı okudu
Reklam
İnsanın çok arzuladığı şeyleri satın alarak kendini tatmin etmesinin yeterli olacağı, yani adı olup kendi olmayan bir özgürlükten söz etmektedirler: "Kendisini bir şeylerden mahrum bırakılmış biri gibi hisseden ve bu eksikliği gidermek amacıyla harekete geçen her insanın, belli bir grup tarafından üretilen bu özlemlerden, belli bir ürünü satın alarak kurtulacağını umabiliriz. Böyle bir ürünün satış şansının çok yüksek olacağı söylenebilir. Burada amaç, eskiden zihinsel süreçler (tabular, çevre, suçluluk duygusu) tarafından ket vurulmuş itkilerin nesneler üzerinde yoğunlaşmasını sağlamaktır. Bunlar gerçekleştirilmesi engellenemeyecek bir arzu ve toplumsal düzene özgü ritüelleşmiş bir baskı düzeninin varlığım ortaya koyan somut süreçlerdir.
Sayfa 227 - KindleKitabı okudu
Cinsel olan da dahil tüm arzular kolektif bir düş gücü olmadan yaşayamazlar. Hatta kolektif düş gücü olmadan bir arzudan söz edebilmek bile zordur, zira dünyada başka hiçbir erkeğin arzulamayacağı bir kadını sevdiğinizi düşünebiliyor musunuz? Buna karşın yığınların taptığı bir kadını hiç tanımadan da sevebiliriz. Reklam da zaten her zaman (genellikle gizli) böyle bir itici güce sahip olmuştur. Arzularımızı kolektif bir şekilde üretmemiz ne kadar normalse, reklamın bu arzuyu sistemli bir şekilde kullanması da o kadar normaldir. Bireysel gereksinimleri doğal bir süreç olarak kabul etmeyen reklamın, bu gereksinimleri, devreye soktuğu bu kolektif süreç üzerinde yoğunlaşan bireysel bilinç aracılığıyla denetlemeyi yeğlediği görülmektedir.
Sayfa 219 - KindleKitabı okudu
Reklam hem insanın içini daraltmaya hem de onu rahatlatmaya çalışır. İnsanın bütün arzularımı gerçekleştirirken, bir yandan da onu düş kırıklığına uğratır. Bir yandan insanı satın almaya iterken, diğer yandan onu durdurmaya çalışır. Ayrıca reklam adı altında insanı her şeyi arzulamaya iten bir düzen oluşturur. Oysa arzuyu bu yöntemle gerçekten özgürleştirmek asla mümkün değildir. Çünkü böyle bir şey toplumsal düzeni yok eder. İç daralması ve rahatlama gibi reflekslerin harekete geçmesiyle ortaya çıkan arzunun yalnızca imge düzeyinde belli ölçüde özgürleştirildiği söylenebilir.
Sayfa 217 - KindleKitabı okudu
Nesnenin okuduğu bitmek bilmeyen bir duayı andıran bu söylev aracığıyla reklamın asıl söylemek istediği şey şudur. "Bütün bir toplumun size ve arzularınıza uyum sağlamaktan başka bir şey yapmadığını görmüyor musunuz? Bu durumda sizin bu toplumla bütünleşmenizden daha doğal bir şey olabilir mi?" Packard'ın dediği gibi ikna süreci dolaylı olup amacı insanları satın almaya "zorlamak" ve onları nesneler aracılığıyla koşullandırmaktan çok, bu söylevde ima edilen toplumsal uzlaşmanın onaylanmasını sağlamaktır. Başka bir deyişle nesne eşittir hizmet, yani sizin toplumla kurduğunuz kişisel ilişki demektir. Reklam ister anne imgesi isterse oyuna benzer bir işleve sahip olsun; her iki durumda da emek, üretim, pazar ve değer gibi gerçek süreçlerin ötesinde ya da berisinde yer alan bir çocuklaşturma/zihinsel geri dönüş sürecini hedeflemektedir.
Sayfa 213Kitabı okudu
Kredi, yani biçimsel ödüllendirme ve özgürlüğün yanı sıra toplumsal bir yaptırım, boyun eğme ve şeyler karşısındaki çaresizlik sistemi, ev ortamını doğrudan etkilemekte, yani evi toplumsal açıdan olabilecek en kötü mekâna dönüştürmektedir. Tüm yaşantının kredili alış veriş üstüne oturduğu saçma sapan durumlarda, örneğin, ödenmesi gereken araba taksitleri yüzünden benzin alacak para bulunamayınca araç park yerinde yatmaktadır. Başka bir deyişle ekonomik zorunlulukların arzuları güdümleyip, sıraya koyduğu, yani arzuların gerçekleştirildikleri zaman arzu olma özelliklerini yitirdikleri durumlarda karşımıza güncel üzene özgü: Nesneler sahip olunmak ve kullanılmak değil, yalnızca üretilmek ve satın alınmak gibi bir amaca hizmet ederler türünden termel bir hakikat çıkmaktadır. Diğer bir ifadeyle, nesneler, gereksinimlerin karşılanması ve daha akılcı bir dünya düzeni değil, yalnızca bir üretim ve ideolojik kuşatma düzeni oluşturabilmek amacıyla sistemli bir yapıya kavuşturulurlar.
Sayfa 200 - KindleKitabı okudu
292 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.