Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nezihe Muhittin ve Türk Kadını 1931

Ayşegül Baykan

En Yeni Nezihe Muhittin ve Türk Kadını 1931 Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Nezihe Muhittin ve Türk Kadını 1931 sözleri ve alıntılarını, en yeni Nezihe Muhittin ve Türk Kadını 1931 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cumhuriyet devriminin eşsiz Rehberi ülkeyi ümitsiz ve perişan bir can çekişmeden kurtarır kurtarmaz, büyük kurtarıcı elini Türk kadınına uzattı. Onun kapkara tutsak hayatının siyah talihini yırttı.
Sayfa 123 - İletişimKitabı okudu
Cumhuriyet yürüyecek ve kadınlık hayatına daha birçok ışıklar serpecektir.
Sayfa 121 - İletişimKitabı okudu
Reklam
Milli benliğimizi uyandıran bu ani ve şiddetli uyarı, milli hayatiyetimizin coşkunluk ve uyanma yeteneklerini meydana çıkardı. Anadolu dağlarının tepelerinde milliyet ve istiklal aşkıyla kükreyen Büyük Gazi kahraman Mustafa Kemal'in etrafına kadın, erkek aynı duygu, aynı ideal, aynı cesaret, aynı özveri ile koşuşan bütün bir millet ordusu ile altında yaşadığı korkutucu despotu hiçe sayan İstanbul halkının kadın-erkek tek bir vücut gibi Sultan Ahmet meydanında toplanan tarihsel mitingi, milli uyanmanın, en değerli başyapıtlarındandır.
Sayfa 113 - İletişimKitabı okudu
... Sınıfta bir saç soba kızıl ateş halinde alev alev... her taraflar sımsıkı kapalı... tavan, nefes buharından görülmüyor... öğrenciler başları yün atkılarla sarılı... sınıf değil de sanki bir köstebek yuvası! Öğretmen hanım ise harıl harıl fena kokan havanın zararlarından bahsediyor!! Bu perhiz ne?! Güler misin, ağlar mısın?!
Sayfa 110 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bilim ve fenni, pratik hayata uygulayabilecek nitelikte yetiştirebileceğimiz evlâtlar, bu zavallı çorak ve tembel ülkemize hayat ve etkenlik verecek en değerli bir yenilenme öğesi olacaktır.
Sayfa 98 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Eski bir Fransız yazarı bile "Dayaksız kadın tutulamaz” diyor. Hay canına rahmet! Fransız yazarın öğüdü ne ne gerek?.. Camilerde, mescitlerde gürül gürül vaaz eden ulema! yeterli değil mi? Saçının telini gösteren bir kadının nasıl müthiş bir sona uğrayacağını, cehennem alevlerinin birer azgın ejderha gibi boyunlarda dolanacağını, erkeğini eliyle evlendiren bir eksik eteğin cenneti âlâda firdevs köse küne kurulacağını nasıl ballandıra ballandıra anlatırlardı.
Sayfa 88 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Hepsi saçma ama en sonuncusu da daha bir saçma şeymiş
Çorum'da yeni bulunduğum sıralarda beldenin g leneği üzere yirmi otuz hanım birlikte "Safa geldin" demeye ziyaretime geliyorlardı. Tabii hepsinin ayrı ayrı hatırlarını almak istiyordum. Bazı genç hanımlara ettiğim hitaplar daima cevapsız kalıyordu. Tabii bu hal merakımı çekti. Bunların hepsi dilsiz olamazdı ya! Sonra öğrendim ki yeni gelinlere söz söylemek yasakmış. Hatta genç gelin hanımların çoluk çocuk sahibi olduktan sonra bile kayınbabalarının, kayınbiraderlerinin yanında söz söylemek şöyle dursun, yaşmak dedikleri pullu başörtüleriyle sıkı sıkı gözlerini kapatmaları bir saygı göstergesiymiş.
Sayfa 87 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Delirmelik...
Okumak ayıp, gezmek ayıp. Yüzünü göstermek günah... Hızla gülmek günah.. Kafes ve duvarlar arasında hapis, cennet kocasının ayağının altında, cehennem kapıları kayınbabasının bir işaretini bekler.. Hele taşralar da bu boyunduruk, gülünç sahneler yaratacak kadar koyulaşmıştı...
Sayfa 87 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kahrolsun istibdat,yaşasın hürriyet
... Namık Kemal'in Vatan ve Silistre marşını bağıra bağıra söylemeye başladıkları zaman babam endişe ve korku içinde ayağa kalkar, "Susun çocuklar, başımı belâya mı sokacaksınız?!." diye kafesleri gözetler, annem sevinç gözyaşlarıyla gençleri alkışlar, ihtiyar sütnine ayetel kürsi suresini okur okur etrafa üflerdi. Bütün coşkunluklar, bu kafeslerden taşmıyan kavgalar, istibdada başkaldıran gençlerin ruhlarından sıcak sıcak taşan gene kaynar kaynar başlarına yagan dalgalar, hep milletin istibdat ve zulüm boyunduruğundan kurtulmak için yaptığı eylemlerdi.
Sayfa 86 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Rütbe ve nişanların gösterişleriyle pırıldadığı göğüslerin üstünde taşınan kafalar bayır turpundan, kelek karpuzdan daha değersiz...
Sayfa 85 - İletişimKitabı okudu
Dizi dizi gelenekler, köhne ve küflü düşünceler, kafile kafile tutucu heyülalar, ecis bücüş fikirler kadınlığın önünde aşılmaz çin setleri teşkil etmişti.
Sayfa 83 - İletişimKitabı okudu
Nakiye Hanım; o narin ve ince genç kadın, ideali uğrunda hiç düşünmeden canını verecek derece de dayanıklı, korkusuz bir devrimci ruhu taşırdı. Onun sarsılmaz bir inancı vardı. Özgürlüğe ve insanlığa karşı derin bir aşk, zulme ve istibdada karşı tükenmez bir nefret: insanlık uğrunda her türlü fedakârlık bu sarsılmaz inancın üç temel direği idi.
Sayfa 77 - İletişimKitabı okudu
Zavallı Nakiye hanım: yüksek, ilerici fikirlerini işittiremeyen mutsuz genç kadın!
Sayfa 76 - İletişimKitabı okudu
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.