Öne Çıkan Notos - Sayı 79 kitaplarını, öne çıkan Notos - Sayı 79 sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Notos - Sayı 79 yazarlarını, öne çıkan Notos - Sayı 79 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir partide sözüm ona entelektüel neden izdirap üzerine yazdigimi sordu.Sanki sapıkça bir şeymiş gibi! Babam beni dövmüş mü, ya da annem evden kaçıp çocukluğumun mutsuz geçmesine neden olmuş mu diye öğrenmek istiyordu . Hayır, dedim. Çok mutlu bir çocukluğumun olduğunu söyledim ona.Bu yüzden daha bir sapık olduğumu düşündü. Hemencecik bir taksiye atlayıp partiden ayrıldım. Şoförle aramdaki bölmede tam üç işaret vardı. Biri körler için yardim istiyordu, öbürü yetimler için, üçüncüsü de savaş mültecileri için. Izdırap aramaya gerek yok. Londra'nin taksilerinde bile yüzünüze bas bas bağırıyor.
Berkeley hiç şüphesiz
Beckett’in kafa dengiydi!
Beckett özellikle 1920’ler ve
1930’larda felsefeyle, bilhassa da
Fransız felsefesinin babası sayılan
René Descartes’la yakından ilgileni-
yordu. Descartes bütün deneyimin
sistematik olarak yanlış, bir rüya gi-
bi yanıltıcı, bizi kandırmaktan zevk
alan kötü bir cinin yarattığı bir sanrı
olabileceği olasılığını ileri süren ol-
dukça mantıksal ve matematiksel bir
düşünürdü. Beckett’in karakterleri
sıklıkla Kartezyen durumlara gön-
derme yapar ve kendilerini acıların-
dan ve duygularından soyutlarlar
Efendi-
Köle Diyalektiği ve dolayısıyla insa-
nın tarihsel bir varlık olduğu anla-
yışıdır. Bu anlayış bize nihai amaca
doğru giden yolda yürümeye devam
etmemiz gerektiğini, çünkü zama-
nı açanın da tarihi yazanın da biz-
ler olduğumuzu söyler. İlerlemenin
de, gelişmenin de, insanın kendisi-
nin ve dünyanın bilgisine sahip ol-
masının da tek yolu budur. Halbuki
bu oyundan sonra anlarız ki, insan
tecrübesi varlığın bilgisiyle hiçbir
zaman örtüşmeyecektir. Dünyadaki
varoluşumuzu temsil eden uzun ve
acılı sürecin sonunda bizi bekleyen
bir ütopya yoktur. Ne kadar yürür-
sek yürüyelim günlerimiz birbirinin
aynı olacak ve dünya umut ile düş
kırıklığından ibaret kalacaktır.
Beckett’in sanat ve di-
lin başarısızlığını mercek altına al-
dığı poetik ve dramatik arayışı ister
Wittgenstein’ın Tractus’ta ilan ettiği
“üzerine konuşulamıyorsa, susulma-
lı” sözüne, ister Heidegger’in Varlık
ve Zaman’da gayrisahih boş konuş-
manın başarısızlıkları üzerine dü-
şüncelerine ya da ister dilin oriji-
ninin olmadığı ve hiçbir şeye işaret
edemediği yönündeki postmodern
düşüncelere olsun, onu çağdaş fel-
sefeye alabildiğine yakınlaştırır. Ke-
limeler bir şeye nasıl işaret eder? Dil
dünyaya nasıl çengel atar? Beckett’in
sanatı aynı zamanda anlamı eksik-
siz ifade etme hamlesini dışlar ve
engeller. Söylemeye, adlandırmaya,
anlamın üzerine kelime giydirmeye
duyulan kaçınılmaz ihtiyacın da far-
kındadır. Tam da “söylemeye gerek
yok” tabirinin üzerine kurar kelime
oyununu.
Notos bu sayısında Yokulkenin YokYazarlari alt başlığında Edebiyatımızın en büyük kuvveti, Godot' yu Beklerken'in yazarı Samuel Beckett konu alıyor... yazılarıyla Armağan Ekici, Meltem Gurle, Dermot Moran ve Begüm Tuğla destekliyor....Maalesef bu sayıda dikkatimi çeken bir öykü çıkmadı, keyifle okuyunuz...
Notos - Sayı 79Notos Dergisi · Notos Öykü Dergisi · 202017 okunma
Godot'u Beklerken' anlatının bütünlüğü yoktur.Cunku zaten konusu böyle bir bütünlüğün olmayışıdır. Bir eylemi anlatamaz,çünkü zaten eylemsiz bir dünyayı resmeder.