Notos - Sayı 79 kitaplarını, Notos - Sayı 79 sözleri ve alıntılarını, Notos - Sayı 79 yazarlarını, Notos - Sayı 79 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Notos bu sayısında Yokulkenin YokYazarlari alt başlığında Edebiyatımızın en büyük kuvveti, Godot' yu Beklerken'in yazarı Samuel Beckett konu alıyor... yazılarıyla Armağan Ekici, Meltem Gurle, Dermot Moran ve Begüm Tuğla destekliyor....Maalesef bu sayıda dikkatimi çeken bir öykü çıkmadı, keyifle okuyunuz...
Notos - Sayı 79Notos Dergisi · Notos Öykü Dergisi · 202017 okunma
Notos öykü bu sayısında bizi farklı bir konuya davet ediyor bu sayısında yine güzel bir kapakla bir selam çaktıktan sonra hadi içeriklerime de bir göz at diyor bize göz kırparak. İyi okumalar. Var olun
Notos - Sayı 79Notos Dergisi · Notos Öykü Dergisi · 202017 okunma
Beckett’in sanat ve di-
lin başarısızlığını mercek altına al-
dığı poetik ve dramatik arayışı ister
Wittgenstein’ın Tractus’ta ilan ettiği
“üzerine konuşulamıyorsa, susulma-
lı” sözüne, ister Heidegger’in Varlık
ve Zaman’da gayrisahih boş konuş-
manın başarısızlıkları üzerine dü-
şüncelerine ya da ister dilin oriji-
ninin olmadığı ve hiçbir şeye işaret
edemediği yönündeki postmodern
düşüncelere olsun, onu çağdaş fel-
sefeye alabildiğine yakınlaştırır. Ke-
limeler bir şeye nasıl işaret eder? Dil
dünyaya nasıl çengel atar? Beckett’in
sanatı aynı zamanda anlamı eksik-
siz ifade etme hamlesini dışlar ve
engeller. Söylemeye, adlandırmaya,
anlamın üzerine kelime giydirmeye
duyulan kaçınılmaz ihtiyacın da far-
kındadır. Tam da “söylemeye gerek
yok” tabirinin üzerine kurar kelime
oyununu.
Godot'u Beklerken' anlatının bütünlüğü yoktur.Cunku zaten konusu böyle bir bütünlüğün olmayışıdır. Bir eylemi anlatamaz,çünkü zaten eylemsiz bir dünyayı resmeder.
Ikisi de ömrünü mükemmel formlar yaratmaya, doğru kelimeleri doğru düzende bir araya getirmeye vakfetmişti.Joyce gibi Beckett de form üzerine olağanüstü bir titizlikle dururdu.
Berkeley hiç şüphesiz
Beckett’in kafa dengiydi!
Beckett özellikle 1920’ler ve
1930’larda felsefeyle, bilhassa da
Fransız felsefesinin babası sayılan
René Descartes’la yakından ilgileni-
yordu. Descartes bütün deneyimin
sistematik olarak yanlış, bir rüya gi-
bi yanıltıcı, bizi kandırmaktan zevk
alan kötü bir cinin yarattığı bir sanrı
olabileceği olasılığını ileri süren ol-
dukça mantıksal ve matematiksel bir
düşünürdü. Beckett’in karakterleri
sıklıkla Kartezyen durumlara gön-
derme yapar ve kendilerini acıların-
dan ve duygularından soyutlarlar