Beykoz sarayına doğru giden kara çarşaflı bir kadıncağızın üstüne atılan üç beş Sihli Hintli onu hemen biraz ötedeki derin hendeğe yuvarlayıvermişlerdi. Bu durum karşısında Musa'nın gözleri faltaşı gibi açıldıysa da yapacak hiçbir şey yoktu. Türkiye, artık tutsak bir ülkeydi; düşman, onun evlatlarını asar da keser de, böyle herkesin gözü önünde ırzına da geçerdi. Bir ülkenin çocukları bir kez tutsak olmaya görsündü.