Müziğin en büyük özelliği “kaçınılmaz” olmasıdır. Anne karnından itibaren duyabilen insanoğlu doğduğu andan itibaren de sayısız sesle çevrilidir. Gün boyu ister istemez, planlı ya da plansız, bilerek ya da tesadüfen pekçok kez müzikle karşı karşıya kalırız. Sonuçta kendimizi iyi, kötü, değerli, değersiz, güzel, çirkin, sağlıklı ya da hasta hissederiz.
O halde müziği hem kendi yaşantımıza hem de çocuklarımızın yaşantılarına bilinçli bir şekilde sokmak zorundayız. Bu iki şekilde olur. Birincisi müzik yapan ve/veya dinleyen kişi olarak. İkincisi ise müziği çocukların gelişim ve eğitiminde etkili bir şekilde kullanarak.
Müzik kitabının şekillenmesinde iki kişiye özellikle teşekkür etmem gerekiyor. İlki Sayın Ayşe Ürfioğlu. Zaman 1980’li yılların ilk yarısı, henüz ülkemizde okulöncesi kavramı bile oturmamış, henüz “Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü”nün kuruluş yılı olan 1992’ye neredeyse 20 yıl var. O yıllarda bölümümüzde “Çocukluk Döneminde Müzik” dersini Ayşe Ürfioğlu veriyor. Henüz ana okullarında müzik eğitiminin şarkı söyleme ve ront yapmaktan ibaret olduğu düşünülüyor. İşte bu yıllarda Ayşe Hoca çok ilerici bir bakış açısı ile derslerde bize “nefes açma”, “ses dinleme, ayırd etme, ses üretme”, “müzikli öykü”, “ritim çalışmaları”nı anlatıyor. Bölümümüze ve dolayısı ile erken çocukluk dönemine çok ilerici bir temel atıyor.
İkincisi çok sevgili bir insan, her zaman saygı ile andığım Liz Teyze ya da Ankaralıların söylediği gibi TanteLiz. Aynı yıllarda tamamen kişisel çabaları ve girişimleri ile sahibi olduğu okulunda, okul öncesinde çalışan öğretmenler, müzik öğretmenleri ve akademisyenler için müzik kursları açıyor. Bu kursları önce kendisi ve Sayın İnci Dinçer veriyorlar. Hatta Liz Teyze bastonuyla zar zor yürüyerek geldiği bir kursta bize yaratıcı dans hareketleri gösteriyor. Sonra yine O’nun çabaları sonucu Avusturya’dan ve yurt dışından hocalar geliyor. Onlar da Orff-Schulwerki tanıtıyorlar, anlatıyorlar. Sonuç: Bugün T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, Devlet Sanatçıları Güher ve Süher Pekinel ve Orff Merkezi işbirliği ile “G ve S Pekinel Orff Merkezi Destekli Türkiye Müzik Eğitimi Projesi” Ülkemizin pekçok ilinde yürütülüyor.
Son teşekkürüm sevgili yazarlarım ve sevgili konuk yazarıma. Gece gündüz demeden, yoğun programları içinde beni kırmayarak, gerçekten büyük bir özveriyle yazdılar bölümlerini. Sizin belki de birkaç saatte okuyacağınız bölümleri aylarca, emek emek yazdılar. Bu süreçte yüzlerce telefon görüşmesi ve mail bizleri her an bir arada tuttu. Hatta telefon konuşmaları ve maillerle yetinmeyip uçağa atlayıp Ankara’ya gelen hocalarımız oldu. Sizlere daha iyi bir şeyler sunabilmek adına… Sevgili Nöroloji Uzmanı Dr. Bülent MADİ de bu sürece dahil oldu ve bizlerle beraber çocuklarımızın eğitimi için heyecanlandı, çabaladı ve bizimle bilgilerini paylaştı. Değerli bir öğretmenimiz Sevgili Seçkin TABAR bir ricamla kitaba konuk oldu, tüm emeğini, parmak oyunları ve tekerlemelerini seve seve bizlerle paylaştı.
Bir de görünmeyen kahramanlar var. Yayınevimizin sevgili ve cefakâr çalışanları. Ben onlara HEDEF Ailesi diyorum. Onlar da ilk günden bu yana herşeyin daha iyi olması için çok çabaladılar. Çok iyi niyetle, kibar, güleryüzle ve uykusuz kalarak çalıştılar. Umarım bunca emekle hazırlanan bu set Ülkemizde ve sizlerin çalışmalarında hakettiği yeri bulur.
HEDEF Ailesine ve tüm yazarlarıma hem kendi adıma hem öğretmenlerimiz adına ama en çok çocuklarımız adına sonsuz teşekkürler ediyorum.
