Sayfa Sayısına Göre Okuma Uğraşı Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Okuma Uğraşı sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Okuma Uğraşı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitapçı raflarında yada vitrinlerde bir alıcı,
bir okur bekleyen yüzlerce binlerce kitap da, bildik bir dünya ortasında, bütününü bilemediğimiz bir belli belirsiz dünyanın
taşıyıcılarıdır.
"Kitapçı raflarında ya da vitrinlerde bir alıcı, bir okur bekleyen yüzlerce binlerce kitap, bildik bir dünya ortasında, bütününü bilemediğimiz bir belli belirsiz dünyanın taşıyıcılarıdır."
Sayfa 11 - Yapı Kredi Yayınları 7.BasımKitabı okudu
Yirminci yüzyılın ünlü İspanyol ressamlarından Juan Gris'nin "Açık Kitaplı Ölüdoğa” adlı bir yağlıboya resmi vardır. Bir küçük masa ortasında kocaman bir kitap, silik yazılı sayfaları bize bakarcasına açılmış durur. Çevresinde gündelik yaşamdan nesneler; bir pipo, bir peçete, bir şarap kadehi, sırtı bize dönük yalnız tepesi görünen bir başka kitap, bir salkım üzüm, kavun ya da armut benzeri kesik bir meyve. Yazıları belirsiz açık kitapla çevresindeki bildik yaşam nesneleri arasında garip bir bağdaşmazlık vardır sanki. Bu bağdaşmazlığı, kırmızı üstünde kara bir art-alan, gizemli bir dölyatağı yumuşaklığıyla kuşatır. Kitabın sayfalarındaki yazılar, belli belirsiz lekeler biçiminde sunulmuştur. Seçilir nitelikte değildirler. Ama resme ilk bakışta, tam ortada duran bu koca açık kitap, bildik nesneler dünyasıyla kurşatılmış bir başka dünya gibi çeker gözü. Sayfalara eğiliverir kişi ister istemez. Resmin bütün anlamının kavranışında, gözün bu edimi bir başlangıç noktası olur.
Gris'nin resmindeki bu kitabın, bütün kitaplarla paylaştığı bir özellik vardır. Kitapçı raflarında ya da vitrinlerde bir alıcı, bir okur bekleyen yüzlerce binlerce kitap da, bildik bir dünya ortasında, bütününü bilemediğimiz bir belli belirsiz dünyanın taşıyıcılarıdır, Kapaklarıyla çağırdıkları okurun, ilkin duyusal dokunuşu, sonra da sayfaları aralayıp ak kâğıt üstündeki mürrekkep lekelerini anlamlandırmaya girişmesi ile taşıdıkları bilinmedik dünyayı açmaya, yaşamaya başlarlar.
Kitapçı raflarında ya da vitrinlerde bir alıcı, bir okur bekleyen yüzlerce binlerce kitap da, bildik bir dünya ortasında, bütününü bilemediğimiz bir belli belirsiz dünyanın taşıyıcılarıdır. Kapaklarıyla çağırdıkları okurun, ilkin duyusal dokunuşu, sonra da sayfaları aralayıp ak kâğıt üstündeki mürekkep lekelerini anlamlandırmaya girişmesi ile taşıdıkları bilinmedik dünyayı açmaya, yaşamaya başlarlar.
D.H. Lawrence "Kitaplar"adlı denemesinde: "Bir kitap iki kapaklı bir yeraltı kovuğudur. Yalan söylemek için eşi bulunmaz bir yer," diyor. Kapağın aralanmasıyla bir karanlık kovuk açıverir kendini bize. Evet, özellikle yazınsal yapıtlarda, yalan söyleyen bir karanlıktır bu belki. Ama bu yalan her zaman, kendisini kuşatan gerçek yaşam aracılığıyla anlam kazanır."