"Akan, ışığı yansıtan bir su kütlesi gibi, hiçbir
şeye bağlanmadan, kök salmadan süzülüyordum; bu soğukluğun ölü, cesedimsi bir hal olduğunun, çürümenin kokuşmuş havasıyla çevrili olmasa da kıpırtısız bir
donukluğun, acımasız ve soğuk duygusuzluğun içinde. Yani gerçek bedensel ölümün, artık dışarıdan da görülebilen çürümenin eşiğinde bulunduğumun pekála farkındaydım."
Sayfa 17