Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Olağanüstü Buluşlar

Frank Ashall

Olağanüstü Buluşlar Gönderileri

Olağanüstü Buluşlar kitaplarını, Olağanüstü Buluşlar sözleri ve alıntılarını, Olağanüstü Buluşlar yazarlarını, Olağanüstü Buluşlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Motivasyonumun %80'ini bu üç kişiye borçlu olabilirim.
Radyo iletişimdeki ilk gelişmelerin üç önemli aşaması vardı. İlk aşamada Maxwel l'in elektromanyetizma üzerine kuramsal çalışmaları yer alıyordu . İkinci aşamayı Hertz'in radyo dalgalarını bulması oluşturdu. Üçüncü aşamadaysa, özellikle de büyük İtalyan mucit Guglielmo Marconi'nin öncü çalışmaları sayesinde, radyo iletişim teknolojisi gelişti ve yaygınlaştı.
Tübitak YayınlarıKitabı okudu
Sözelciler bunu beğenmedi. :')
İlk Fransa İmparatoru Napoleon Bonaparte "Matematiğin geliştirilip kusursuzlaştırılması, ulusun refahıyla yakından ilintilidir. " demişti.
Tübitak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Elektrik pili 1800 yılında İtalyan bilim adamı Alessandro Volta (1745- 1 827) tarafından, yine bir İtalyan olan Luigi Galvani'nin (1737- 1 798) daha önceki bir keşfine dayanarak icat edildi. Galvani fırtınalı ve şimşekli havalarda bir kurbağanın bacaklarına metal neşterle dokunulduğunda, hayvanın bacak kaslarının seğirdiğini görmüştü. Sakin havalarda bile kaslara aynı anda iki farklı metal parçası (örneğin bakır ve demir) dokundurulduğunda, art arda seğirmeler meydana geldiğini de gözlemledi. Bu seğirmeler Galvani'ye göre "hayvansal elektrik" denilen hayati bir güçten kaynaklanıyordu. Volta, Galvani'nin seğirmelerle ilgili yorumuna karşı çıkarak elektriğin kaynağının esrarengiz güçlerle ilgisi olmadığını, iki farklı metalin teması sonucu meydana geldiğini öne sürdü. Volta, basit bir tuz çözeltisi aracılığıyla bile olsa temas halindeki iki farklı metalin sürekli bir elektrik akımı oluşturabileceğini ispat etti.
Tübitak YayınlarıKitabı okudu
Suyun üstünde yüzen bir mıknatıs kuzey-güney doğrultusunu gösterir; başka yöne çevrildiğinde bile kuzey-güney yönlenmesine geri döner. Mıknatısların birer kuzey ve güney kutuplarının olduğu bu şekilde anlaşılmıştır.
Tübitak YayınlarıKitabı okudu
Yunanlılar elektrostatik çekimden (...) haberdardı. Bir kehribar parçası (taşlaşmış reçine) ovulduğunda hafif cisimleri, örneğin kuş tüyünü kendine çekebiliyordu. "Elektrik" sözcüğü de Yunancada kehribar anlamına gelen "elektron" sözcüğünden gelir.
Tübitak YayınlarıKitabı okudu
04:18 kültürlenmesi
Eski Yunanlılar, özellikle de MÖ 6. Yüzyılda yaşamış olan filozof Milas'lı Thales'in çalışmaları sayesinde, manyetizma hakkında bilgi sahibiydiler. Thales (mıknatıs taşı veya manyetit de denilen) bir demir cevheri parçasının, başka bir demir parçasını kendine çekebildiğini ispat etmişti. Deney­lerinde kullandığı mıknatıs taşı Ege'deki Magnesia'dan gelmiş olduğu için Thales bu taşa "Magnesia taşı" ismini verdi; "mag­net" (mıknatıs) sözcüğü de buradan gelmektedir.
Reklam
Penisilin
Penisilin, hayvan hücreleriyle bakteri hücrelerini mükemmel şekilde ayırt etme özelliğine sahiptir. İnsanlar için zehirleyicili­ği yok denecek kadar azken, bakteriler için öldürücü olmasının ardında yatan da bu özelliğidir. insan hücrelerine dokunmayıp, yalnızca bakterilere saldırmasının nedeniyse şudur: Penisilin, bakterilerin yüzeylerini kaplayan ve onları hasarlara karşı ko­ruyan hücre duvarlarını oluşturmalarını engeller. İnsanların ve başka hayvanların hücrelerinde böyle bir hücre duvarı yoktur -bunlarda hasardan korunmak için yüzeylerini kaplayan başka yapılar vardır- dolayısıyla penisilin onlara etki etmez. Penisilin bakterileri doğrudan öldürmez, hücre duvarı oluşturmalarını engeller ve sonuçta bakteriler hasar gördükleri ve gerektiği gi­bi çoğalamadıkları için ölürler.
Sayfa 208Kitabı okudu
Köpeklerden insanlara geçme aşaması Pasteur için hiç de ko­lay olmadı. Çünkü köpekler üstünde çok dikkatle kullanılan aşılama yönteminin insanlara uyup uymayacağı konusunda be­lirsizlikler vardı. Üstelik Pasteur, kuduz belirtilerinin ne denli korkunç olduğunun gayet iyi farkındaydı ve yanlış bir aşı karı­şımının, hastalığı önlemek yerine başlatması olasılığından doğal olarak korkuyordu. Ne var ki 1885'te, kuduz bir köpeğin iki gün önce çok kötU şekilde ısırdığı Joseph Meister adında dokuz yaşında bir oğlan çocuğu annesi tarafından Pasteur'ün labora­tuvarına getirildi. Çocuğun bedeninde on dört tane ısırık vardı, doktoru çocuğun yaşayacağına ilişkin hiçbir ümit verememişti: Kaçınılmaz olarak kuduzun korkunç belirtilerini gösterecek ve ölecekti. Meister'ın durumu Pasteur'ü derinden etkilemişti, ço­cuğu laboratuvar tavşanlarından elde ettiği zayıflatılmış kuduz virüsüyle aşılamaya karar verdi. Çocuk hiçbir belirti gösterme­den kurtuldu ve çok sonra Paris'teki Pasteur Enstitüsü'nin ka­pı bekçisi oldu. 1940'ta Hitler'in Nazi yönetimine bağlı Alman askerlerinin gelip de kendisini Pasteur'ün gömülü olduğu mah­zeni açmaya zorladıkları bir olayda ölene dek de yaşadı: Meis­ter askerleri "Efendi"sinin gömütüne sokmaktansa kendi canına kıymayı yeğledi.
Sayfa 179Kitabı okudu
Çiçek hastalığının AŞI ile gelen sonu..
ABD Başkanı Tho­mas Jefferson Britanyalı hekim Edward Jenner'a (1749-1823) bir mektup göndererek, kendisini çiçek aşısını keşfi dolayısıyla kutladı. "İnsanlığın en büyük üzüntü kaynaklarından birini, ıstıraplar takviminden silmiş bulunuyorsunuz. Ne mutlu size ki, insanlık sizin yaşamış olduğunuzu hiç­bir zaman unutmayacak; gelecek nesiller çiçek gibi korkunç bir hastalığın varlığını yalnızca tarih sayfalarından öğrenecekler." diye yazıyordu Jefferson. Başkan Jefferson'ın kehaneti iki yüz­yıl sonra gerçek oldu: 1977'de Dünya Sağlık Örgütü çiçeğin en sonunda yeryüzünden tamamen silindiğini açıkladı. Çiçek hastalığının ortadan kalkışı Dünya Sağlık Örgütü'nün, dünya hükümetlerinin ve dünyanın her köşesindeki sağlık emekçilerinin gösterdikleri muazzam çabaların sonucuydu. Her yeni vaka izlenmiş, bu yeni hastalarla teması ol­muş herkes aşılanmıştı; ta ki bilinen son kurbanla ilişkide olan herkes aşılanana kadar ... 1967'de tüm dünyada çiçek yüzünden iki milyon insan ölmüşken 1977'den beri aynı hastalığa bağlı olarak bildirilmiş hiçbir ölüm vakası bulunmuyor (Dünya Sağ­lık Örgütü'nün bu hastalığın kökünün kazındığını bildirmesin­den hemen sonra, kendi laboratuvarlarında kazayla çiçeğe ya­kalanan bazı bilim adamlarının ölümleri dışında). Bir dönem kural haline gelmiş çiçek aşısı artık yapılmıyor: Dünya çiçek hastalığını bir daha hiç görmeyecek.
Sayfa 161Kitabı okudu
Louis Pasteur
Fransız kimyacı Louis Pasteur'ün (1822-1895) başardığı şey­lerin sayısı öyle çok ve bunların insanlığın ilerlemesinde tuttu­ğu yer öyle önemli ki, sözcükler Pasteur'ün hak ettiği övgüyü ifade etmekte gerçekten de yetersiz kalıyor. Bu büyük adamın buluşları yaşamımızın her gününü, her yönden etkilemekte. Günümüzde ameliyatlar Pasteur'ün çalışmaları sayesinde en­feksiyon tehlikesi olmadan gerçekleştirilebiliyor. Bakteri kökenli hastalıklar Pasteur'ün araştırmalarının bir sonucu olarak antibiyotiklerle iyileştirilebiliyor. Virüslerin neden olduğu has­talıklara karşı yapılan aşılar için de Pasteur'e çok şey borçlu­yuz. Her kanalizasyon şebekesi, her şehir suyu şebekesi, aslına bakılırsa akla gelebilecek her türlü sağlık koruma yöntemi şu içtiğimiz şarabın, biranın, sütün ve yediğimiz işlenmiş besinle­rin niteliklerini de Pasteur'e borçluyuz. Louis Pasteur insanlığı bulaşıcı hastalık felaketinden kurtaran bir avuç insan arasında, muhteşem ve ölümsüz, dimdik ayakta durmakta. Kendisi hiç tıp eğitimi görmemiş olduğu halde, tıbba olan katkıları bu alanda şimdiye dek yapılmış en büyük katkılar arasında yer alıyor.
Sayfa 138Kitabı okudu
48 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.