Olay Berlin'de Geçiyor
Naime ErkovanSözler ve Alıntılar
Bir şehri, haritalara eklenmesi gereken yeni bir köprü, kuş cıvıltılarıyla tıka basa dolu yaşlı bir orman ya da ilkbaharda gençlik çağlarına dönüp delice akan ama kış geldiğinde her şeyi yavaşladığı ve azaldığı için ihtiyarlayan bir nehir bölebilir. Hepsine tahammül edilir fakat bir duvarın böldüğü şehirlere sadece acınır.
Sayfa 91Kitabı okudu
Yalnız yaşıyordu adam. Evdeki tek nefes ona aitti. Bu nedenle o gidince ev soluk almayı bırakıp vakti dondurdu.
“Bunlar mutlu paralar değil,” diyerek torbayı sahibine uzattı. “Nasıl olur,” itirazını yapar yapmaz,”Kendin bak,” dedi kadın. İşte o zaman torbanın ağızını aralayıp içine başını uzattı. Bozuklukların renkleri solmuş, üzerindeki resimler ortaya çıkmıştı. Mutsuz bir yüzle yemek yapan kadın, ıssız bir yolun başında gelen var mı diye araziyi gözleyen ihtiyarlar, bacaları tütmeye tütmeye yaşamaktan vazgeçip yıkılmaya yüz tutan evler, bayram günü çalışmak zorunda kalan adamlar, en azından çocukları sevindirebilmek için onlara güzel kıyafetler dikmeye çalışan terzi, patronları izin vermediği için ülkeyi terk edemeyen insanlar... yüzleri asık, mutsuz insanlar... “Yabancı ülkelerde yaşayanların parası hep mutsuz olur.” dedi kadın bilmiş bir sesle.
Sayfa 54Kitabı okudu
Güzel şeylerin uzun sürmeyeceğini gurbetten daha iyi kim öğretebilirdi.
Sayfa 69Kitabı okudu
...yalın ayak yürüyordum kaldırımda. Hava sıcaktı, annem beni görmüyordu. Bu özgürlük, hisset dedim kendi kendime ama sakın alışma.
Sayfa 21 - Şule Yayınları
Upuzun ve bir çocuk için devasa büyüklükteki bir gün, doldurulması zor olan bir zaman dilimiydi. O yüzden buldukları bir konuyu, gizemli bir vakaya çevirmekte mahirlerdi.
Sayfa 48 - Şule yayınlarıKitabı okudu
Bir şehri, haritalara eklenmesi gereken yeni bir köprü, kuş cıvıltılarıyla tıka basa dolu yaşlı bir orman ya da ilkbaharda gençlik çağlarına dönüp delice akan ama kış geldiğinde her şeyi yavaşladığı ve azaldığı için ihtiyarlayan bir nehir bölebilir. Hepsine tahammül edilebilir fakat bir duvarın böldüğü şehirlere sadece acınır.
Sayfa 91 - Şule Yayınları