Sinir krizi geçirmekte olan, eli silahlı çıplak adamla girdikleri çatışmada görev arkadaşını kaybeden ve çıplak adamı öldüren John Tallow; aynı apartmanda esrarengiz bir daire keşfeder.
Dairenin içerisi alabildiğine silahlarla doludur. Her biri, farklı kişilerin canını almak için ateşlenmiş yüzlerce silahla..
Silahlarla bezenmiş dairenin kiracısı olan “avcı”nın peşine düşme işi, Tallow’a verilmiştir. Çünkü patronları; o daireyi kimsenin bulmamış olmasını yeğlemektedir. Kapanmış yüzlerce dosyanın tekrar açılması, kimsenin işine gelmemektedir.
Başarısızlık beklentisiyle verilen görevi yerine getireceğine inancı tam olan Tallow kendisini, olay yeri inceleme polisleri Bat ve Scarly ile birlikte zorlu bir sürecin içerisinde bulur.
Çünkü “avcı”, bir nevi görünmezdir.
Çünkü “avcı”, yirmi yıllık emeğinden kolay vazgeçmeyecektir. Üstelik ölüm makinesini daha tamamlayamamışken.
Kurgusunu gayet başarılı buldum kitabın ancak; bazı bölümler sırf sayfa sayısının artması için yazılmış gibi geldi. Olay örgüsüne geri dönme isteği uyandıran bölümler her kitapta olur mutlaka ki ama bu kitaptaki nefes bölümleri açıkçası biraz darladı beni.
Farklı bir kurgu arayan polisiye ve macera tutkunlarına tavsiye edebileceğim bir kitap yine de.