Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ölüm Odası - B-Yedi Giriş

Salih Mirzabeyoğlu

Ölüm Odası - B-Yedi Giriş Sözleri ve Alıntıları

Ölüm Odası - B-Yedi Giriş sözleri ve alıntılarını, Ölüm Odası - B-Yedi Giriş kitap alıntılarını, Ölüm Odası - B-Yedi Giriş en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
SIR NOKTASI...
Bazı âlimler de demişlerdir ki: “Allah insanı yarattı ve ona nefsini idrak etmesi için kalbi verdi. Kalb, insan vücudunun aslı ve özüdür. O salâhta ise, bütün vücud öyle olur. O, fesatta olunca da uzuvların geriye kalanları aynı vaziyettedir.” Allah, kalbi vücudun sır noktası olarak halk etmiştir. Aynı zamanda ihlâs noktası...
Sayfa 262 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
KALB ve YÜREK...
- "(...) Ebu Musa Eş’ari Hazretlerinin naklettiği bir Hadîse göre, kalb sahraya düşmüş öyle bir kuş tüyüne benzer ki, rüzgârlar onu her yöne çeker, çevirir. Kalb ile yürek arasındaki fark, (zaman ve mekân gibi), kalbin yürekte bir merkez olmasıdır. Cevherî, kalb ile yüreği aynı mânâda görür. (Nitekim kalb madde mânâsıyla alırsak, yürekle arasında bir fark kalmaz.) Ama Zerkeşî’nin ifâdesine göre, yürek kalbin perdesi (kalıbı, zarfı, mahfazası) kabul edilebilir."
Sayfa 262 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tasavvur ve gerçekler...
- Bir abid, Hızır Aleyhisselam'ın vasıflarını işiterek O'na aşık olur, gece gündüz karşılaşmayı ve arkadaşlık etmeyi temenni eder, bunun için dua eder. Hayâlinde, şu kıyafette ve bu yapıda diye bir tasavvur edilmiş Hızır, böyle bekler. Nihayet bir gün yalnız başına iken, muradına erer; Hızır Aleyhisselam kendi cismani heyetiyle ona görünür ve "işte, görmeyi arzu ettiğin Hızır benim!" der. Abid, O'nun yüzüne bakınca, hayâlinde canlandırdığı gibi olmadığını görür ve "Sen Hızır değilsin!"... Sebebi, hayâlinde canlandırdığı gibi olmayışı...Hızır Aleyhisselam şu cevabı vererek ortadan kaybolur: -" Sen bana değil, tasavvur ettiğin Hızır'a aşıksın!"
Sayfa 500 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
EMR ÂLEMİ ZARURETİ...
- "Bâtının işleri, zâhirin işlerinden ayrıdır; ve zâhir - kâinat'ta, Allah'ın OL emri haricinde kalan, EMR ÂLEMİ zaruretine bağlı işler. Bâtın, zâhire zıddır; sır birliğinde bir olarak, her iki âlemde Allah'tan ve son tecridde bire icrada eşya hakikatini ruh bulur..."
Sayfa 473 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
HAMİ VARLIKLAR...
- " (...) Metapsişik kavramlar lûgatında HÂMÎ VARLIK, “ruh, koruyucu ruh, koruyucu melek, yapıcı ruh, yapıcı varlık” gibi mânâlara denk geliyor: HÂMÎ varlık kavramı, çok eski bir geleneğe dayanır. Hemen hemen her din ve yetiştiricilikte insanların tekâmülü ile ilgili olarak, onları özel bir şekilde eğiten, yardım eden, görünmeyen varlıklardan söz edilir..."
Sayfa 138 - 139 İBDA YayınlarıKitabı okudu
BEN KİMİM? VARMIYIM?...
- Allah, "İnandım demekle kurtulacağınızı mı sanıyorsunuz!" buyuruyor. Doğrudan bir imân davası olarak, aramaya devam: BEN KİMİM? Büyükler VEHİM ve ŞÜBHE'nin, ilmin ortasına yerleştirildiğini söylemişlerdir. Bu, İslâm ve doğru yol kaygısında olanlar için, hedef ZÂT ve tâbi olunan yol hakkında değil, iş letâfete doğru gittikçe bizzat öz varlığın hayâlleşmesi ve "VAR MIYIM?" hakikatine çatılması sebebiyledir.
Sayfa 499 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
MÜZİK: TEHLİKELİ BİR ŞEY!..
- "(...)Materyalist açıdan izâhını yapamadığı için müzik dinlemeyi bırakan, müzik tutkunu ünlü bir fizikçiyi hatırlıyoruz! İmânın yerini tutabilecek kadar tehlikeli bir şeydir müzik. Gerçek var olma ve varoluş bakımından, "idrakin aczini idrak bir ilimdir"e âit bir vecd ve aşka mukabil, bunun antitezi ve en süfliliğe kadar inebilen "kendi kendinden ibaret kendinden geçmelerin" en netamelisine mevzu olabilir müzik.)
Sayfa 768 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
VİCDAN, TAKVA ve ŞERİAT...
Vicdanın dört unsuru ve ruhun dört seçkinliği (havassı) olan “irade, zihin, his, Rabbanî lâtife”nin her birinin, belirli bir gayesi vardır. İradenin ki, Allah’a ibadet; zihnin, marifetullah; hissin, Allah’a muhabbet; lâtifenin, müşahedetullah... Takva denilen kâmil ibadet, dördünü ihtiva eder; şeriat, bunun ölçülendiricisidir...
Sayfa 71 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
KORUMA MELEKLERİ...
Eskilerin siyanet-koruma melekleri isimlerini verdikleri HÂMÎ varlıklar, bir kişi için olabileceği gibi, bir topluluk için de olabilir. Toplumun tekâmülünü sağlayacak her türlü etki, hâdise ve bilgileri meydana getirir.
Sayfa 139 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
TERKİN TERKİ ve İZÂFİYET...
- " (...) MUTLAK FİKİR’in gerçekleşmesi denilen sistem, teori, bu gerçekleşmeyi MUTLAK FİKİR’e delil diye gösterirken, birbirini çelen sayısız sistem ve teoriye, parçalanmaya gider. Tecrid hâlinde, “terk, terk, terk...” hâlinde giden fikir de, terkin terkini göstermezse, birbirine zıd olan “mutlaklık” ve “izâfî” meselesinde, “izafi-dünya”yı terkinde, mutlaklığı dünyadan tahliye etmiş olarak onu kayıtlamıştır ki, bu tür terk fikri “mutlak” olamaz...
Sayfa 598 - 599 İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
HER ŞEYDE O MÂNÂ...
- " Artık bilmem. Benim hâlim ne olacak mı? Üzerimde bir olumsuzluk hissi yok, çilesi olsa da..."
Sayfa 753 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
BERGSON FELSEFESİ...
- " (...) Profesör Mustafa Şekib Tunç’un, Bergson felsefesini tanıtma yazısından bir bölüm: - "Teslim edersiniz ki, fevkalâde olaylar ne kadar açıklanamaz olursa olsun, insan zihninde hiç olmazsa hayâlî, takribî ve zannî bir düşünce uyandırırlar. İşte benim de Bergson felsefesi karşısında elimden gelebilecek şey ancak bu tarzda
Sayfa 259 - 260 İBDA YayınlarıKitabı okudu
"En Saf Sanat: MÜZİK...
Müzik: Kendini doğrudan ifâde eden ve hangi işe âit olduğunu bildiğimiz bir kelime. Bu apaçık bilgiden sonra, onu tarif eden vasıf ve unsurların üzerinde durmak, sair mevzularla ilgisi bakımından onu kaybedesiye bir durum doğursa da, hem hiçbir şeyin mücerredinin sonuna kadar halledilemeyeceği idrakini beslemek, hem de gidebileceğimiz kadar onda derinleşmek yolunu açar. İmam-ı Gazalî Hz.leri'nin, "insanın bildiğini incelemesinde bir mahzur yoktur!" diyerek bildiğimizin teferruatında bizzat bildiğimiz üzerinde derinleşmeyi işaret eden hikmetinden bir çizgi... Bizim, müzikte onun tâ kendi diye işaretleyeceğimiz vasıf: ÂHENK. Müzik, akla hitap şeklinde hiçbir şey anlatmaz; demek oluyor ki, bir şey anlatmaz. "Bu iş ne akılla olur, ne akılsız!" idrakinin altında olmak üzere, sanatın tarifine en uygun olmak bakımından, en saf sanattır..."
Sayfa 768 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
"ÖLMEDEN ÖNCE ÖLME" GAYESİ
- "Hayat iradesinin terki; hakikati "ölmeden önce ölme" gayesi. Eğer bu değilse, kendi kendinden ibaret ve sanat da... Gaye yerindeyse, o zamanda nefsi inciten, üzen şeyler ruhu olgunlaştırır-sevindirirken, nefsi sevindiren şeyler ruhu üzer; ruh, nefsin makamına âit şeylerle sevinir ve üzülür oldukça, buna tenezzülü kadar düşer...
Sayfa 766 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Sonunda varolmak müşkülü kaldı!..
… TARİH MUHASEBEMİZ şiirinin son beyti: " Çözdük her türlü müşkülü derlerse de ki, Sonunda varolma müşkülü kaldı!" … Üstadım'ın ÇOCUK isimli şiirinden: " Allah diyor ki, "geçti gazabımı rahmetim!" Bir merhamet heykeli mahzun bakışlı yetîm!"
Sayfa 638 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
565 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.