Ölüm Öncesi Yorgunluk kitaplarını, Ölüm Öncesi Yorgunluk sözleri ve alıntılarını, Ölüm Öncesi Yorgunluk yazarlarını, Ölüm Öncesi Yorgunluk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Korktunuz... Zavallılığınızı gizlemeye çalışmak için gözlerinize taktığınız kara gözlüklere güvendiniz. Sesinizin de günahlarınız gibi ortaya çıkacağını hiç düşünmediniz, ama çıktı...
Gözyaşlarına attığımız itiraflar kemirmeyecek mi toprak altında etlerimizi? Nedir güvendiğimiz? Yaşamı sonsuz kılan iksir mi bulundu yoksa? Yobazız hem de katıksız! Tekelimize alacağımızı sandığımız dünyanın 'siyahi' köleleriyiz, İstisnasız deli gömleğini sırtından hiç çıkartmayan hem de...
Renkli ambalajlar içerisinde ortaya sunduğumuz kötülüklerimizi bir şerefmiş gibi göğsümüzde ve omuzlarımızda taşımaya kalkmanın masumiyetin nurunu incittiğini nasıl kavrayamıyoruz?
Karanlıkların aydınlanacağı, anlamsızların değer kazanacağı, bilinmeyenlerin bütün çıplaklığıyla kendisini akıllara sunacağı oyunun son perdesinin adı yavaş yavaş nakşediliyor oysa yaşama: 'kıyamet'...
Sonun başlangıcı yarınların, karşımıza ne çıkaracağını bilemezken, beyinlerde başlayan değişim erozyonu yaşam solungaçlarını tek tek tıkıyor. Gri bir yalnızlığa sürüklenen bedenler, özgürlüklere ait kasılmalarla ödüyor biçilen bedelleri.
Mağarasının efendisiyken, plazaların soğuk şuurlarının kölesi olmaksa eğer gelecek, teknolojinin metal renginde sunduğu yaşam tatlarını yüreğin sıcaklığına değişmekse birde, bizim zamanımızı gösteren saatler çoktan durdu.
Omurgasız düşüncelerle tıka basa doldurdukları beyinlerini, ara ara kusturarak boşaltmaktan aldıkları haz yaban domuzlarını dahi kıskandırıyor. Fark etmiyorlar...
Kötülüğün bir 'bumerang' olduğunu sorgulamaktan aciz zihinleri, geri dönüşü olan bir oyunda yer aldıklarını unutuyor.
Hangi ayrılık öldürür insanı,
hangi gidişin ismini koymaktan korkar adam?
Ağlayamayarak çürüttüğümüz kaçıncı göze sahibiz?
Hangi vebalin yükü cümlelerimizin yüklemlerini oluşturuyor?
Veremeyeceğimiz hangi hesaplar önümüze yığılmış duruyor?
Bu kitap bir sorgulama denemesidir. Her satırda bir soğuk sürpriz bekliyor okuru. Bir yüzleşme hatta…Ve yüzleşmede olduğu gibi bir ürperti.Sürekli aydınlığı arayıp da ona ulaşmaya gücü yetmeyen, her defasında yenilen, mağlubiyetlerin kazançlar hanesindeki çentikleri hep eksilttiğini görüp ruhunun esaretini kutlayan bir ‘öykü kişisi” geziniyor kitapta. Bu kişi, her insanın içinde baskın ya da silik, hep yaşayan biri belki de…Okurken adam akıllı bir karamsarlık, zift gibi sarıyor insanın ruhunu. Belki de amacı bu kitabın yazarının, okuyanı kendi karanlık yanlarıyla yüzleştirmek.“Ölüm Öncesi Yorgunluk” cinnetten kurtulup sükunete ermeyi; ama mutlaka bir bedel ödemeyi manifesto niteliğinde sunuyor… İncelemeyi bu kadar uzun yazdığıma bakmayın. Kitap tamamen basit bir dille yazılmış şiirsellik barındıran türden.1 saatten de daha az bir sürede bitirirsiniz. Oldukça yalın bir şekilde yazılmış bir eser…