Ömer Seyfettin - Hikâyeler 1

Ömer Seyfettin

Ömer Seyfettin - Hikâyeler 1 Sözleri ve Alıntıları

Ömer Seyfettin - Hikâyeler 1 sözleri ve alıntılarını, Ömer Seyfettin - Hikâyeler 1 kitap alıntılarını, Ömer Seyfettin - Hikâyeler 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Esirler topa elini sürdüler. Deliğini aradılar. Bulamayınca sarsıldılar. Sonra kızardılar. Birbirlerine bakıştılar. Öyle kaldılar. Kolların, çarpazlayarak yere bakan kale kumandanı titreyerek mırıldandı. Arslan Bey, tercümana baktı. "Ne diyor?" "Bu mertlik değil... diyor." "Ona sor ki: Henüz bir kere patlamayan bir toptan korkarak, hemen teslim oluvermek mi mertliktir?" Tercüman sordu. Kale kumandanı, gözlerini yerden kaldırıp cevap veremedi. Asilzadeler, şövalyeler, birbirlerinin yüzlerine bakmaya cesaret edemediler, ani bir ölüm darbesiyle vurulmuş gibi oldukları yerde dönüp kaldılar. Bir güllesiyle kaleyi yıkacak olan bu korkunç top, siyaha boyanmış kocaman bir kütükten başka bir şey değildi!...
Her sabah ahıra gelir gelmez, -Dadaruh, tımarı ben yapacağım. -Yapamazsın. -Niçin? -Daha küçüksün de ondan... -Yapacağım. -Büyü de öyle. -Ne zaman? -Boyun at kadar olduğunda... At, ahır işlerinde yalnız tımarı beceremiyordum. Boyum atın karnına bile varmıyordu. Oysa en keyifli, en eğlenceli şey buydu. Sanki kaşağının düzenli tıkırtısı Tosun'un hoşuna gidiyor, kulaklarını kısıyor kuyruğunu kocaman bir püskül gibi sallıyordu. Tam tımar biteceğine yakın huysuzlanır, o zaman Dadaruh, "Höyt..." diye sağrısına bir tokat indirir, sonra öteki atları tımara başlardı.
Geri110
102 öğeden 101 ile 102 arasındakiler gösteriliyor.