Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ömrün Bereketi

Muhammet Yekeler

Ömrün Bereketi Gönderileri

Ömrün Bereketi kitaplarını, Ömrün Bereketi sözleri ve alıntılarını, Ömrün Bereketi yazarlarını, Ömrün Bereketi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
81 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
“Sadaka belâyı def eder ve ömrü uzatır” hadis-i şerifinde ifade edilen ömrün uzaması, bereketlenmeyi kastetmektedir. Kitabımızın ismi de bu inceliğe dem vuralarak seçilmiş ki cömertlil ve sadaka konusu çok güzel bir şekilde işlenmiş. Alemlere rahmet olarak gönderilen efendimizin (s.a.v) ve güzide ashabının (r.a.e) ve bu kutlu yolu takip eden sadât-ı kîramın (k.s.e) hayatından kesitlerle sadece akla değil, gönüllere de hitap eden keyifle okuyacağınız bir kitap... Amel edilmesi duasıyla...
Ömrün Bereketi
Ömrün BereketiMuhammet Yekeler · Semerkand Yayınları · 201630 okunma
"Kurdun, sürüden ayrılan koyunu kaptığı gibi, şeytan da insanı kapar. Bölünüp dağılmaktan (gruplara ayrılmaktan) sakınınız. Sizin cemaate sarılmanız ve hak üzere giden çoğunluğa katılmanız gerekir."
Sayfa 78 - Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/10; Ebû Davud, Sünnet, 27.Kitabı okudu
Reklam
Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) buyurmuştur ki: "Sizin cemaat halinde olmanız gerekir. Ayrılıktan, tek başına kalmaktan sakının. Şüphesiz şeytan, tek kalanla beraberdir. İki (hayır ehli) kişiden ise çok uzakta durur. Kim iman selâmeti ile ölüp cennetin tam ortasında olmak istiyorsa, cemaate yapışsın. Kimi iyilikleri sevindiriyor kötülükleri üzüyorsa o gerçek bir mümindir."
Sayfa 78 - Tirmizî, Fiten, 7; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 1/18.Kitabı okudu
"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sadıklarla beraber olun" (Tevbe 9/119).
Yüce Rabbimiz Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurmaktadır: "Ey iman edenler! Allah'tan hakkıyla korkun ve ancak müslüman olarak can verin. Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'an'a, ihlâsa, taate, cemaate) sımsıkı sarılın, dağılıp parçalanmayın!" (Âl-i İmrân 3/102-103).
Sanki Yedim Camii
İslâm tarihinde nice hak erleri, hayır sahipleri madden az ancak manen çok kıymetli sadakalarla devâsâ müesseseler inşa etmişler veya bu müesseselerin inşasına katkıda bulunmuşlardır. Bu müesseslerden biri, üç asırlık geçmişe sahip Sanki Yedim Camii'dir. İstanbul sur içinde yer alan bu caminin banisi rivayete göre Keçeci Hayreddin veya Adanalı Şakir Efendi'dir (bu iki kişiden hangisi olduğu net olarak bilinmemektedir). Keçeci Hayreddin canı bir şey yemek istediğinde nefsine uymayıp "sanki yedim" diyerek o arzusunu bastırır, sadaka niyetiyle parasını bir kenara koyar bu şekilde tam yirmi yıl para biriktirir. Zamanla biriken paralardan da bu camii inşa ettirir.
Reklam
Trafikte Nezaket de Sadakadır
Sadaka olarak değer kazanacak ameller içerisinde, stresten bunalmış bir halde trafikte seyir halinde iken diğer şoförlere nezaketle muamele ederek onlara yol vermek, birtakım nâhoş durumlara aldırmayarak geçip gitmeyi zikredebiliriz. Toplu ulaşım araçlarında yaşlı, hasta ve hamilelere oturmaları için yer vermek gibi fiiller de şehir hayatında sadaka olarak hanemize yazılacak işlerdendir. Benzer şekilde huzurevi, yetimhane ve çocuk esirgeme kurumlari gibi yerlerde ilgi ve alakaya muhtaç kalbi kırık insanları ziyaret etmek, gönüllerini hoş etmek gayesiyle küçük de olsa hediyeler vermek sadakanın bir başka türüdür.
Sâdât-ı kirâmdan Muhammed Raşid Erol hazretleri [kuddise sırruhû] ilim ve talebe hizmetleriyle alakalı olarak şöyle buyurmuştur. "Ey Allah'ın kulları! Bir talebe yetiştirmek, bin kişiyi sûfî yapmaktan daha faziletlidir. Hele o talebe peygamberlerin vârisi olursa! Siz dininizi beldenizde bulunan en büyük, en müttaki âlimlerden öğreniniz. Herkese fetva sormayın. Çünkü memlekette fetva verecek kimse çok azdır. İlimle meşgul kimse, dünyadaki en güzel işle meşgul olmuş olur. İlim olmadığı zaman cehalet olur. Cahilin âbidi de sûfîsi de hüsrandadır. Siz, Osmanlı'ya bakınız! Ne idi, ne oldu?"
"Kim bir müminin dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim, mümin kardeşinin ayıbını örterse, Allah da onun dünya ve ahirette ayıplarını örter. Bir kul, din kardeşinin yardımında bulunduğu sürece, Allah da onun yardımında olur. "
Sayfa 52 - Ebû Davud, Edeb, 60; Tirmizî, Hudûd, 3, Birr, 19.Kitabı okudu
Hz. Ali [kerremallahu vechehû] buyurdular ki: "İki nimet var ki beni hangisinin daha çok sevindirdiğini kestiremiyorum. Biri, bir adamın ihtiyacını karşılayacağımı sanarak bana gelmesi, bütün samimiyetiyle benden yardım istemesidir. Diğeri de o kimsenin arzusunu Allah'ın benim vasıtamla yerine getirmesi yahut kolaylaştırmasıdır. Bir müslümanın işini görmeyi yeryüzü dolusu altın ve gümüşe sahip olmaya tercih ederim."
Reklam
"Âdemoğullarının amelleri her cuma gecesi Allah Teâlâ'ya sunulur. Yüce Allah yakınlarıyla ilgisini kesenin amelini kabul etmez."
Sayfa 45 - Hadis-i ŞerifKitabı okudu
Of of of off
Ebü'l-Hasan el-Harakânî [kuddise sırruhû] anlatıyor: Zamanın birinde yaşlı annelerine sırayla hizmet eden iki genç kardeş vardı. Kardeşlerden biri, ibadet esnasında manevi bir hal yaşamış ve o halin etkisiyle hizmet sırası kendisine geldiğinde kardeşine o gün de annesine hizmet etmesi için ricacı olmuş ve ibadete devam niyetinde olduğunu belirtmişti. İbadet esnasında kendisi kastedilerek, "Bu genci annesine hizmet eden kardeşinin hürmetine affettik" şeklinde gaipten bir nida duydu. Kendi kendine, bu nasıl olur ben Rabbim'e ibadet ediyorum kardeşim ise anneme hizmet ediyor, buna rağmen ben onun hürmetine affediliyorum, diye düşünürken ikinci bir nida onu kendine getirdi: "Rabb'inin senin kulluğuna ihtiyacı yok ama annenin senin hizmetine ihtiyacı var."
"Rabb'in sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza güzel muamelede bulunmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanındayken yaşlanırsa kendilerine öf bile deme, onları azarlama, her ikisine de yumuşak ve güzel söyle. Onlara karşı şefkatli ve alçak gönüllü ol. Onlar için şöyle dua et: Rabbim, onlar beni küçükken yetiştirip büyüttükleri gibi şimdi de sen onlara acıyıp rahmet et" (İsrâ 17/23-24).
"Hak Teâlâ hiç kimseye iyilik kapısını kapamamıştır. Şunu da bil ki herkesin iyiliği kendi kudreti kadardır. Bir zenginin hazinesinden bir kantar altın vermesi, bir fakirin el emeğinden bir kırat vermesi kadar olamaz. Çekirge ayağı, karıncaya ağır yüktür" (Şeyh Sa'dî-i Şîrâzî [k.s]).
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.