Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ömür Boyu Davet

Abdülcelil Candan

Ömür Boyu Davet Gönderileri

Ömür Boyu Davet kitaplarını, Ömür Boyu Davet sözleri ve alıntılarını, Ömür Boyu Davet yazarlarını, Ömür Boyu Davet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Asıl mahkum, kalbi zindanda olandır. Kim nefsi ve hevasına esir olmuşsa o esirdir. İbn Kayyum
Sayfa 271Kitabı okudu
Selçuklu sultanı Atabeg Tuğtigin ulemadan birinin ihtisab, yani emredip kötülükten sakındırma görevine tayin eder. Alim,"O zaman bu işe senden başlayalım. Şu üzerine oturduğun minder ile yaslandığın yastığın ipliktendir, yüzüğün de altındandır. Resulullah sav. ikisini de erkeklere haram kılmıştır."bunun üzerine Sultan üçünüde kaldırtır.
Sayfa 259Kitabı okudu
Reklam
Allah'a yemin olsun ki, mümin yeryüzünde tek başına da kalsa yanlışa boyun eğmez. Bu konuda tek seçeneği vardır. O, tüm varlığıyla insanları hakka davet edecek, hiç kimse ona icabet etmese bile tek başına sebat gösterecek. Davetçinin bu minval üzerine olması, İzzet ile şehit düşmesi, yanlışa boyun eğmesinden çok daha yararlıdır. Mevdudi
Sayfa 151Kitabı okudu
Habip el Acem'in eşi Umre;Sevgili eşim kalk ! gece bitmek üzere, Seher yaklaştı önümüzde uzun bir yolculuk var, bize azık gerek. salihler kervanı gitti, biz geride kaldık.diyerek eşini gece namazına uyandırırdı.
Sayfa 250Kitabı okudu
"Davet ehli ile taş hamamlığını, batılı ehli ile tatlı yemeye tercih ederim." Mâlik b. Dinar
Sayfa 221Kitabı okudu
Kimi davetçilerin tavırları Orta çağ kilisesinin durumu ve tavrını hatırlatmaktadır. Kilise papazları kırk gün bir atın ağzında kaç diş var diye kitapları karıştırıp durmuşlar bulamayınca genç bir rahip çıkıp efendim kırk gün kitap karıştıracağımıza atın ağzını açıp dişlerini saymaz mıyız diyecek olmuş hemencecik aforoz edip kiliseden kovmuşlar çünkü kilise inancına göre kitapların yazmadığı bir şey hakikat olamaz olmayan hakikat araştırılmaz.
Sayfa 172Kitabı okudu
Reklam
Şehit İmam Hasan el Benna zamanında mısır'da Bir köyün sakinleri teravih namazının 8 rekat mı yoksa 20 rekat mı kılınması konusunda ihtilafa düştüler. ihtilaflı iki taraf birbirinin ciddi olarak incitecek boyutlara götürdü. problemi çözmek için merhum Hasan el Benna'ya başvuruldu. üstadın cevabı çok anlamlıydı, ihtilafınız konusunda hüküm şudur: En iyisi caminin kapatılması ve orada namaz kılmamasıdır. çünkü sizin ihtilaf ettiğiniz teravih namazı sünnettir, Müslümanların vahdeti ise farzdır, dolayısıyla bir sünnet için farz terk edilmez."
Sayfa 171Kitabı okudu
Davetçinin siyaset yapması hikmete uygun mu değil mi sorusuna şehit İmam Hasan el Benna şu cevabı vermektedir; "kardeşlerim! Kur'an sağımızda, sünnette solumuzda olduğu halde yola koyulmuşuz gayemiz sadece insanları İslam'ın Emir ve yasaklarına davet etmektir. buna siyaset diyorsanız bizim siyasetimiz ondan başkası değildir. Bu davetçilere siyasi insanlar diyorsanız tüm insanlık şahit olsun ki biz böyle siyasileriz. bizlere hangi yakıştırmalarda bulunursanız bulunun bu ne bizi enterese eder ne de bizi yolumuzdan alıkoyar. kardeşlerim! Sözcük ve isimler bizleri Hakkı aramaktan alıkoymasın. İslam iki dünya mutluluğunu garantileyen bir siyasete sahiptir işte siyasetimiz onun ta kendisidir. davetçinin uzak durması gereken siyaset; his, rant, yalan ve ütopya üzerine kurulan, insanları bölmekten cephelere ayırmaktan başka bir netice getirmeyen kısır anlamsız günlük politik faaliyet ve boş cedeleşmelerdir. siyasette davetçinin misyonu dağılmış safları birleştirmek, yanlışları düzeltmek, adil siyaset ve alternatif programlar öne sürmektir."
Sayfa 166Kitabı okudu
Şu an ektod hikmet'e riayet edilmediğinde düşülecek komik durumu ortaya koymaktadır. Sathi bir bilgiye sahip ve kendilerini selefi olarak tanıtan genç bir grup bir ziyafete gider. Ev sahibi kendilerine yemeğin sofra üzerine takdim eder. ev sahibi dışarı çıkınca fırsat kollayan selefi (!) Gençler inançlarına göre bidat aleti olan sofrayı parçalarlar ev sahibi içeri geldiğinde parçalanma sebebini sorar, gençler sofra bidattir bidatlerin izale edilmesi gerekir derler. tabii ev sahibi kurnazdır gençlerin bisikletile geldiklerinin farkındadır. Gençler yemek yemeye devam ederlerken ev sahibi kapıda duran bidat(!) bisikletleri parçalar gençler itiraz edince kurnaz ev sahibi peygamber sav. ve ashabı bisikletlerle mi ziyafete giderlerdi? Bir bidati izale ettim cevabını verir.
Sayfa 146Kitabı okudu
Muhammed Gazali selef görüşlü bir gençle arasındaki diyaloğu şöyle anlatır: Genç kendisine "Hz peygamber kendi döneminde minberin üçüncü basamağında hutbe okurdu. Bu nedenle dokuzuncu basamakta hutbe okumakla hata işliyorsun."der Muhammed Gazali hafif bir tebessümden sonra şöyle der "Kardeşim siz neden kilimlerle döşenmiş camilerde namaz kılıyorsunuz, oysa hazreti peygamber sav. döneminde mescid-i nebi'nin kilimlerle döşenmesi şöyle dursun mescidin tabanı zaman zaman yağmurdan ıslanırdı zira mescidin tabanı ağaç ve topraktı, Buhari bir ramazan gecesinde yağmurdan dolayı Hz peygamber sav.in tavanı muhkem olmayan mescidinde ıslanmış toprak üzerinde secde ettiğini aktarır mescid-i nebi'nin tavanı hurma lifi ile örtülmüştü. şimdi "sünnettir" diye camilerimiz seccadelerden tecrit edip tavanlarını hurma lif ve dalları ile mi kapatalım? Genç sen ve emsalin henüz dini gerçek manada kavrayamamışsınız."
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
Hamd ve salavatla başlamadı gerekçesiyle ilmi bazı kitapları yırtmak, ayaklar altına almak hikmetli dışlamaktır. Keza içinde zayıf ve mevzu hadis bulunan bazı kitapların imha edilmesi, Çağdaş bazı alimlerin eserlerinin yasaklanması, imha edilmesi, tahkir edilmesi aynı hükümdendir. bazı kesimler reformist olmaları gerekçesiyle Mevdudi, Seyyid kutup, Hasan el Benna vb. alimlerin kitaplarını yasaklayıp imha ederken diğer bir kesim de hurafe ve şirki içeriyor iddiasıyla Gazali İbni Arabi imamı rabbani ve benzeri bazı alimlerin kitaplarını yasaklayıp imha etmektedirler. her iki kesimde ifrat ve tefrit içinde olduklarına inanmaktayız, Evlerin her köşesinde muslukların olduğu, ark ve kanalların her yere çekildiği bir yerde teyemmümü gündeme tutmak. Develerin bulunmadığı yerlerde devenin zekatıyla meşgul olmak da Hikmetle davetten sayılmaz.
Sayfa 163Kitabı okudu
Hikmet diğer dillere monoton olarak aktarılması güç kavramlardan biridir. Hikmet hakeme kökünden gelir. Hakeme hayvanı aşırı koşmaktan serkeşlikten alıkoyan dizgindir. Hikmet de insanın cehaletten, kötü ahlaktan korur. Hikmet eşyayı ilim ve akıl ile keşfetmek ve en uygun yöntemle kullanmaktır. Hikmet bilginin doğru olarak uygulanmasıdır. Hikmet basiret üzere yani bilgi ve İrfan ile insanları davet etmektir Hikmet İslam'ı yaşayarak öğretmektir. Hikmet ifrat ile tefrit arasında hareket etmektir. Hikmet söz ve hareketle isabet etmektir .
Sayfa 158Kitabı okudu
Hasan hüdaybin'in şu anlamını ifadesini aktarmak isteriz Hudaybi İngilizlerin İslam coğrafyasını fiili olarak istila etmeye çalıştığı bir dönemde Müslümanları cephedeki mücadeleden önce nefisle mücadeleye davet ederek şöyle diyordu. Ey müslümanlar İngilizleri kalplerinizden çıkarın ki Allah onları topraklarınızdan çıkarsın Kur'an ahlakını kalplerinize koyun ki Allah onu yeryüzüne ikamet etsin."
Sayfa 142Kitabı okudu
Tanıdığım bir hoca efendi irşat ve tedris işleriyle uğraşmaktadır. Sohbetlerinin çoğunda Seyyid Kutup,Mevdudi, Hasan el Benna, İbni Teymiye gibi davetçileri mezhepsizlik ve vahabilik ile itham eder kitaplarının okutulmasına mani olur. Zeki ve samimi bir arkadaşımız, hoca efendinin bazı telkinlerle dolduruşa geldiğini fark eder ve şehit Seyyid kutlu'nun İslam'da sosyal Adalet kitabından ismini siler üzerine Gazali ismini yazar hoca efendi'ye "hocam gazali'nin bir kitabı elime geçti ondan çok yararlandım onu gördünüz mü?" der ve kendisine takdim eder ertesi gün "hocam kitabı nasıl buldunuz?" der hoca efendi "hay Allah senden razı olsun işte bizim de istediğimiz böyle eserlerdir bana da bir tane al." der tabii arkadaşımız eserin Seyyid kutupun olduğunu söyleyince hoca efendi afallayıp kalır.
Sayfa 133Kitabı okudu
Mâlik b. Dinar'a "dünyayı seven alimin cezası nedir?" Diye Sorulunca "Kalbinin ölmesidir." Diye cevaplamıştır.
Sayfa 110Kitabı okudu
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.