Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Onyedinci Yüzyıl Felsefesi Tarihi

Ahmet Cevizci

Onyedinci Yüzyıl Felsefesi Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Onyedinci Yüzyıl Felsefesi Tarihi sözleri ve alıntılarını, Onyedinci Yüzyıl Felsefesi Tarihi kitap alıntılarını, Onyedinci Yüzyıl Felsefesi Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zihinden bağımsız varlık düşüncesi bir çelişkiden başka hiçbir şey değildir. Berkeley bunu bir örnekle şöyle anlatır: "Üzerinde yazı yazdığım masanın varolduğunu, yani onu gördüğümü, duyumsadığımı söylüyorum." Berkeley bunu söylerken, bir yandan da "masanın varolduğunu" bildiren önermenin, "masa algılanmaktır veya algılanabilir olan bir şeydir" dışında bir anlamı olamayacağını dile getirir. Odada, orada hiç kimse bulunmadığı zaman algılanmadan duran bir masa olduğunu söylemenin, Berkeley tezine hiçbir şekilde zarar vermediğini söyler. Çalışma odasında algılanmadan duran bir masanın bulunduğunu bildiren önerme, acaba birilerinin odaya girmiş veya girecek olması durumunda, o masayı algılamış veya algılayacak olması dışında bir anlama gelir mi? Berkeley'e göre gelmez. Öyleyse, Berkeley artık şunu söyleyebilir: "Düşünmeyen şeylerin algılanmalarıyla hiçbir ilişkisi bulunmayan mutlak varoluşlarıyla ilgili söylenenlere gelince, onlar tamamen anlaşılmaz gibi görünür. Onların varlığı algılanmaktır, kendilerini algılayan zihinlerin dışında bir varoluşa sahip olabilmeleri mümkün değildir."
Sayfa 354
J.Locke
"Şimdiye kadar tam bir yokluğun bulunduğu zamanın varlığı gibi açık bir çelişkiyi kabul edecek kadar düşüncesiz birinden söz edildiğini işitmedim. "Salt yokluğun", bütün varlıkların tam inkârının herhangi bir reel varlığı ortaya koyabileceğini düşünmek akıl almazlıkların en büyüğüdür"
Sayfa 300
Reklam
Çünkü sağlam zihinli olmak yetmez, asıl olan onu iyi kullanmaktır. R.Descartes
Sayfa 168
Berkeley, soyut idelerin imkansızlığı üzerine.
Eğer burada tanımlanan üçgen idesini zihninde tasarlama yetisi olan birisi varsa, onu tersine inandırmak için tartışmaya girmek boşuna olur, bunu denemem de. Ben yalnızca okurun kendisine böyle bir idesi olup olmadığını sormasını ve kesin bir yanıt vermesini istiyorum. Bunun güç bir iş olduğunu sanmam. Düşüncelerimizi biraz inceleyip, burada tanımlanan "ne eğik, ne dik açılı, ne ikizkenar, ne de çeşitkenar olan, ancak aynı zamanda bunların hem hepsi olan, hem de hiçbiri olmayan" üçgen idesine karşılık gelen bir idenin olup olmadığını ya da böyle bir ideye ulaşıp ulaşamayacağını sınamaktan daha kolay ne olabilir?
Sayfa 352
Evrim teorisi henüz bilinmiyor tabii...
"Yine bir insan kendisinde Algı ve Bilgiyi bulur. O hâlde bir adım daha ileri gitmiş oluyoruz; dünyada yalnızca bir Varlık olduğundan değil, fakat bilen akıllı bir Varlığın var olduğundan artık eminiz." Locke'a göre, işte bu özellikleri insanı, dünyada kendisi dışındaki varlıkların en yetkini haline getirir. 1) Bir varlık kendisinden daha yetkin başka bir varlığın nedeni olamayacağına, 2) bilen ve akıllı bir varlık olarak insanın da kendisini yaratmış olması mümkün olmadığına göre, o zaman insanın varlığını Tanrı'ya borçlu olduğunu söylemek gerekir: "Çünkü gerçekten, evrendeki cansız varlıkların ve kaba hayvanların, kendilerinden çok daha mükemmel olan insanı yaratmış olması mümkün değildir. "
Sayfa 302