Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Orhan Kemal'in Hikayeciliği

Hikmet Altınkaynak

Orhan Kemal'in Hikayeciliği Gönderileri

Orhan Kemal'in Hikayeciliği kitaplarını, Orhan Kemal'in Hikayeciliği sözleri ve alıntılarını, Orhan Kemal'in Hikayeciliği yazarlarını, Orhan Kemal'in Hikayeciliği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Orhan Kemal nasıl yazmış.
"... İşte gezip dolaşırken beni düşündüren noktalar bunlardır: 1) Öz - Niçin yazıyorum bu konuyu? Ne demek istiyorum? 2) Biçim - Nasıl söylemeliyim? Yukarıdaki öz ve biçim çözümlenmişse, hele bir de nasıl bağlıyacağım kafamda satırlaşıvermişse, değme keyfime. Bir kol cengi sırasına göre canımın o an çektiği İstanbul'un artık hangi lokanta, ya da meyhaneyse, atarım kapağı. Fazla içmem. Neşemi sürdürmek, daha iyi düşünmek için pek pek iki duble. Bu iki duble içilirken, konu kendi kendini yazar da yazar. Size bir örnek: BEREKETLİ TOPRAKLAR ÜZERİNDE'nin ilk yazılışında Adana'daydım. Kafamda bu öz ve biçimi tespit etmiştim de roman yazıyorum. Köse Hasan'ın ölüm sahnesine takılmıştım. O sırada tam Seyhan kıyısındayım. Kendi kendime mırıldanarak, Hasan'ın hemşerisine vasiyetini en iyi biçimde vermek için nasıl dedirtmeliyim diye, bir, beş, on, tekrarlar yapıyorum. Birden istediğim klişe düştü kafama, “- Kardaşlar, beraber tuz epmek yidik ola ki, benim size hakkım geçmiştir. Benim iflâhım kesik...” falan der ya? Oralara gelince bir an Köse Hasan sanki. Elimde kızım için satın aldığım saç tokası. Hemşerilerime bunu kızıma götürmelerini vasiyet ediyorum. Öyle dokundu ki, başladım ağlamağa. Çevremde insanlar. Görmelerinden de çekiniyorum. Açtım adımlarımı ama hemen kâğıtla kaleme sarılıp o pasajı notladım." Bir önceki paylaşımın anısı böyleymiş. Üstad'ın hatırasına saygıyla...
Nasıl yazıyorum?
"... beni çoğunlukla gündüzleri sokakta görürler.. Ben devamlı bir yerlere giderim.. Bir yerlere uğrar, bir yerlerden bir yerlere göçer dururum.. Yıllardır her sabah, yaz demez, kış demez sabahın dördünde kalkarım yataktan... Ve sabah dokuza kadar yazımı yazarım.. Sonra sokağa çıkarım.. İkbal'e uğrar kahvemi içerim... Yazmak için yaşamak, duymak, halkı algılamak gerekir.. Bir yazı için çok gereklidir halkın içinde kalabilmek.. Ve halkın değişimini aşgılamak.. Eskimemek için.. Hatta değişimi yakalamak, bu değişimin dışına düşmemek gerekmektedir.. Ve bunun ötesinde bir yazar olarak yaşamın günü gününe sürer gider.. Her gün çalışmak, her gün yazmak, her gün boğuşmak gerekir ekmekle.. Bu ara halktan yana olduğum için de çok güç bir fatura ödetirler.."