"Bay Kirsch'ün her zaman dediği gibi,sanatın amaçlarından biri de diyaloğu artırmaktır." Langdon, "Tamamen katılıyorum." diye cevap verdi. "İnsanlar bu yüzden müzelere sevgilileriyle veya arkadaşlarıyla gelir."
Ávila kendine,hoşgörü,diye hatırlattı. Bunlar gibi sayısız adamla karşılaşmıştı. Hiçbir şey için mücadele vermeyen,başkalarının uğruna savaşıp onlara bıraktığı hürriyeti suistimal eden,basit düşünceli,mutsuz ruhlardı.
Yahudiliği meydana getiren inanışların esrarlı karmaşıklığı Köves'e hep rahatlatıcı gelirdi. Ona göre bu,insanların her şeyi anlamak için yaratılmadığına dair Tanrı'dan bir hatırlatıcı gibiydi.
"Kirsch işin özüne,inandığımız her şeyin köküne meydan okuyor. İstediğiniz kadar tarihten örnek verebilirsiniz ama unutmayın,Vatikan'ın Galileo gibi adamları tüm susturma çabalarına karşın,buluşları sonunda galip geldi. Kirsch'ünkiler de öyle olacak. Bunu durdurmanın bir yolu yok."
"Sizin klasik sanat dünyanızda eserler sanatçısının icra kabiliyetine göre; fırçasını tuvale,keskisini taşa nasıl vurduğuna bakılarak saygınlık kazanır. Ama modern sanatta bir eserin başyapıt olması genellikle uygulamaya değil fikre bağlıdır. Sözgelimi,tek bir nota ve sessizlikten oluşan yirmi dakikalık bir senfoniyi herkes kolaylıkla besteleyebilirdi ama bu fikir Yves Klein'a ait."