Orta Asya Türk Tarihine Giriş kitaplarını, Orta Asya Türk Tarihine Giriş sözleri ve alıntılarını, Orta Asya Türk Tarihine Giriş yazarlarını, Orta Asya Türk Tarihine Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslâmiyet’e kadar olan Türk tarihinin anlatıldığı bu eserde Türklerin Hunlardan önceki devirleri ele alınarak, destanlardan söz edilerek konuya başlanmış ve en sonunda da Karlukların anlatılmasıyla bitirilmiştir. Hocanın Uygur olmasından dolayı olsa gerek Uygur tarihinin daha detaylı anlatıldığı görülmektedir. Ayrıca her devletin hükümdar cetveli de eklenmiştir.
Eserde sık sık Çince kaynaklar kullanılmakla birlikte daha fazla dipnot eklenebilirdi diye düşünüyorum. Bunun dışında dili son derece hafif ve anlaşılır olmakla birlikte Çince sözcüklerin de açıklaması yapılmıştır. İslamiyet öncesi döneme ilgisi olan herkesin rahatlıkla okuyabileceği bu eseri öneriyorum. Herkese iyi okumalar :)
Yine Göktürk kağanlarından İşbara’nın 588’deki bir konuşmasında Göktürk Devleti’nin 50 yıl önce kurulduğunu söylemesini dikkate alırsak Göktürklerin 535 yılında bir devlet olarak teşekkül ettiğini, ancak Juan-juan hakimiyetinin daha ayakta olması münasebetiyle başta “Federatif” yapıyı benimsediği ortaya çıkıyor.
Çinlilerin savunma duvarları dedikleri Çin Seddi’nin temeli aslında MÖ 827-781 yıllarında Hunların ataları olan Hsien-yünlere karşı, T’ai yüan bölgesinde ilk duvarları yapmasıyla atılmıştır ve bu dev kuruluş daha sonra Çin’in beylikler devrinde Ch’in Beyliği’nin hükümdarı olan Ch’in Shih-huang’ın saltanat döneminde (MÖ 247-210) tamamlanmıştır.
Şüphesiz ki, atın evcilleştirilerek çeşitli alanlarda özellikle ulaşım ve savaşta kullanılması, insanlık tarihindeki en büyük aşamalardan biridir. Özellikle kavimler arasında askerî üstünlüğü belirleyen bir araç olduğu gerçeğini de ortaya koyar.
Bu okların savaştan önce uçlarının jilet keskinliğine getirildiği anlaşılmaktadır. Kaynaklardan Sakaların oklarının zehirli oldukları ve zehri yapmak için bir cins yılan kullandıkları anlaşılıyor.
Avesta’daki bilgilere göre Ariler yerli Dariviyan halkın hakimiyetini yok ederek Harappa kalesini düşürüp esir alınan yerlilere “Das” (aşağılık) kendilerine “Ali” (yüksek) demişlerdir. Daha sonra “Ali” kelimesi “Ari”ye dönüşmüştür.
Nüfus üretimi maddi ve manevi çember içinde yürüdüğü için o hem milliyeti oluşturma, güçlendirme, hem de onu dönüştürme ve parçalama özelliğine sahiptir.
Bir milletin hafızasından bazı geçmişler silinebilir fakat milletlerin hayat mesafeleri ve manevi dünyasına damga vuran hatıralar ise kolay kolay silinmez..
Muayyen bir kişi için anıları nasıl bir manevi değere sahip ise bir millet içinde o milletin tarihten beri verdiği yaşam mücadelesi ve bu mücadele esnasında sahip olduğu değerler ve milli kültürde aynı değere sahiptir..