Arkamızı döndüğümüz an makineye kaptırdığımız, plastik ve digital oyuncakların, sentetik bir dünyanın içine hapsettiğimiz çocuklar nesnelleşti. Onları bizim tüketim hazzımız, statüko merakınız, iktidar alanımızı sürdürme isteğimiz nesnelleştirdi. İsmi dönüşüm olan yap-boz tahtasının mutsuz parametreleri haline getirdik onları. Sınırlarını belirlediğimiz bir hayal kodesinin içine yıkıp, bir an önce büyümelerini istiyoruz.