Sherlock dönüşü farklı ve etkileyici. O da aşkı bulmuş ama Violet onu arar mı artık belki bir sonraki macera da görürüz.. Bir solukta merakla okuduğum maceralardandı.
Farklı bir yazar tarafından adeta Dr. Watson'un yerden yere vurulduğu bir eser. Dr. Watson gibi bir karakterin yerilmesi (yüksek ihtimalle Sir Arthur Conan Doyle'e olan saygımdan ötürü olacak) hiç hoşuma gitmedi. Ama yazarında kendisi için bir karakter oluşturması gerekiyordu. Bunun dışında kitap yine aynı güzellikte uzun soluklu bir eser olmuş.
Sherlock Holmes her zamanki gibi gizemli bir macerayı çözüyor.Ama bunu yaparken de kalbine söz geçiremiyor.Dr.Watson yok onun yerine kuzeni var.Ama Dr.watson olsaydı daha güzel olurdu bence.
Kitap iyi güzelde watson'ı yerden yere vurmuşlar, sanki watson bütün ayrıntıları kendi kafasından kurgulamış gibiydi, bu zmana kadar okuduğum tüm Sherlock Holmes kitapları Watson'ın hayal gücü gibi. Ne Holmes ile Watson arasında bir dostluk var bu kitapta (Sherlock Watson'ı Henry'e sürekli gömüyor) ne de bilinen Sherlock Holmes çizgisinde. Pek hoşlanmadım. Ben Sir Doyle 'un yazdığı, Watson'ın anlattığı klasik Sherlock Holmes romanlarını seviyorum
Dr.watson u kitap icinde surekli yermesi hoşuma gitmese de kitabın içeriği ve üslubu tüm sherlock holmes kitapları kadar güzel.kitapta dr.watson dan da bahsetseydi kitapı daha çekici kılabilirdi.dr.watson un kitapta yerilmesi tüm sherlock holmes okuyucuları gibi beni de kızdırdı.
Öncelikle ikinci kitap olan Karanlık Mirasın Laneti ile okumaya başladım seriyi. Ancak umduğumu bulamadım. Ve yine de başladığım seriyi bitirmek adına birinci ve yeni yayınlanan üçüncü kitabı da aldım. Yine seriden bağımsız ve alışılagelmişin dışında bir Sherlock romanıydı. Watson yerine yine Sherlock'un kuzeni Vernier yardımcı oluyor dedektife. Bu da kitaptan zevk almamı engelledi alışkanlıklar yüzünden sanıyorum.. Konudan biraz bahsedecek olursam, herkesin fakir kıyafetler ile katıldığı bir partide aniden ortaya bir Çingene çıkar ve insanlara lanetler savurur, çok geçmeden davetlilerin başına çeşitli olaylar gelmeye başlar. Sherlock ve kuzeni Henry Vernier olaylara bir şekilde dahil olurlar.. Bir akşamda okunabilecek ve üslup olarak, Doyle'a kesinlikle yaklaşamasa da Sherlock koleksiyonumda olması gerektiğini düşündüğüm bir roman..
Martı yayınlarının çıkardığı tüm Sherlock Holmes kitaplarını okudum ve okumaya devam ediyorum. Sir Arthut Canon Doyle den farklı olarak! bu kez farkli bir yazarla okumak tuhaf geldi bana. Hele hele Dr. Watsonın olmamasına şaşırdım. Sam sicilianonun diģer Sherlock Holmes kitabinıda okudum. Yine Dr. Watson yok. Onun yerine Holmesun kuzeni var. Tabi bu durum Watsonsuz olmuyor bence. Sherlock hayraniysaniz okuyabilirsiniz. Ama Dr. Watsonsuz bir Sherlock olamaz :)
Karakter olarak farklı bir Sherlock Holmes vardı bu kitapta. "Gerçeği öğrenmek istediğimden emin değilim." gibi bir cümle okumak, bir kadına olan duygularının gerçekleri daha geç fark etmesine neden olduğunu görmek ilginç bir deneyimdi. Ama yine de keyif alarak ve merak ederek okuduğum bir kitap oldu
Bu kitap farklı bir Sherlock içeriyor. Aslında derin ,şefkatli,cana yakın bir Sherlock varmış, zaten kitabın yazılmasının bir diğer amacı da Watson'ın anlatımının gerçekler dışında her şeyi yansıttığını göstermek..Asıl şoku olaylar çözüldükten sonra karşınızda aşık bir dedektif görünce yaşıyorsunuz....Holmes severlerin okuması gereken bir yapıt.
Serinin orijinalini henüz okumadım sadece filmini izlemiştim kitaba göre serinin orjinali tam olarak gerçekleri yansıtmayan watsonun hayal dünyasından ibaret olan olaylar hatta sherlockun yanlış yansıtılan yönleri var ve watsonla sherlockta o kadar yakın arkadaş değiller asıl gerçek hikayeyi sherlockun kuzeni henry ve karısı michelle anlatıyor seriye değişik bakış açısı olmuş ve kendine has orijinal bi kitap bazı yerler bana göre durağandı zaten michelle baştan söylüyor sıradan bir hikaye olduğunu kitapta asıl yönleri tanıtılan sherlocku sevdim bence güzeldi ve olayların arkasındaki kişi aslında hem tam beklediğim hemde hiç umulmayacak kişiydi kitap beni şaşırttı beni şaşırtan kitapları severim :)
Farklı bir yazardan Sherlock Holmes okumak benim için farklı bir deneyim oldu. Başlar başlamaz Dr. Watson'un ağır bir şekilde eleştirilmesiyle kitaba karşı bir önyargı geliştirsem de bırakmadım, devam ettim. Fakat kitap o kadar çok gereksiz ayrıntıyla dolu ki zaman zaman epey sıkıldığımı itiraf etmeliyim.
Kitabın başından tahmin ediliyor zaten suçlunun kim olduğu. Ama acaba nasıl ortaya çıkacak diye okuyorsun okuyorsun okuyorsun... Kitabın yarısından fazlası gereksiz betimlemelerle dolu. Karakterler sürekli "TİZ kahkaha"lar atıp duruyor. Ağızlar çarpılıyor, gözler ateş saçıyor... Bi süre sonra okuyucuya da gına geliyor. Ayrıca baş kahraman Sherlock Holmes değil de başka bir dedektif olsaymış sanki daha iyi olurmuş. Sonuç olarak çok beğendiğim söylenemez.
Baştan sona sürükleyeci bir romandı. İlk defa Sherlock Holmes romanı okudum. Dahasını da okumak isterim.
Genelde fazla tasviri sıkıcı bulan, ortamı hayel etmeyi bırakıp hikayeden kopan biriyimdir. Ama tasvirler hem her şeyi detaylıca anlatıyor hem de hiç sıkmıyordu.
Konusu, kurgusu çok güzeldi.
Arthur Conen Doyle’den sonra farklı bir yazar tarafından yazılan Sherlock Holmes romanları gerçekten çok garip geliyor.
Aklın ve bilimin önderliğinde çözülen olaylar, Sherlock Holmes’a katı ve soğuk bir hava katıyor.
Fakat bu kitapta sevgili Sam Siciliano’nun, Sherlock’a duygusallık katması, orijinalliği biraz bozuyor.
Sir Arthur Conen Doyle tarafından yazılan kitapları çok seviyorsanız, bu kitap size çok farklı gelecektir.
