Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Osmanlı İmparatorluğunda Gündelik Hayat

Mehrdad Kia

Osmanlı İmparatorluğunda Gündelik Hayat Gönderileri

Osmanlı İmparatorluğunda Gündelik Hayat kitaplarını, Osmanlı İmparatorluğunda Gündelik Hayat sözleri ve alıntılarını, Osmanlı İmparatorluğunda Gündelik Hayat yazarlarını, Osmanlı İmparatorluğunda Gündelik Hayat yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu bağlamda tasavvuf, aslında resmi İslam'ın kuru ve kimi zaman sert yönleriyle mücadele de eden, insani bir girişimdi. Arayanın kendi iç barışına ve selametine giden kişisel yolculuğunu kendisinin tasarlamasına ve başlatmasına izin veriyordu.
Sayfa 169 - Pozitif Yayınları, Şubat 2013, İstanbulKitabı okudu
Yüz binlerce Ermeni bu yolculukta hastalığa ve açlığa yenik düştü. Osmanlı ordusunun kontrol edemediği Kürt alayları da bu mültecileri soydular ve katlettiler.
Sayfa 130 - Pozitif Yayınları, Şubat 2013, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Osmanlı ordusunda görevli pek çok Ermeni subay ve er firar edip, Ruslara katıldı... Bu firarları, Van 'da 1915 Nisan ayındaki ayaklanma izledi. Osmanı yönetimi bütün bunlara tepki olarak Ermeni nüfusun yerini değiştirmek ve Suriye'ye tehcir etmek yolunu izledi. 1915 Mayıs ayından başlayarak, Orta ve Doğu Anadolu'daki ermeni nüfusun neredeyse tamamı yerlerinden alındı.
Sayfa 129 - Pozitif Yayınları, Şubat 2013, İstanbulKitabı okudu
Osmanlı-İran savaşları sırasında, Ermeniler büyük sıkıntılar yaşadılar. Ermeni kasabaları ve köyleri yıkıldı, hasat yakıldı. İranlılar, Osmanlılara yardım ve yataklık etmelerini engellemek için kuyuları doldurup, yerleşimleri zorla daha içlere sürdüler.
Sayfa 127 - Pozitif Yayınları, Şubat 2013, İstanbulKitabı okudu
Osmanlılar Hristiyan nüfusu din değiştirmeye zorlamasalar da, Bulgarların ciddi bir kısmı İslam'a geçti. "Pomak" adlı bu Müslüman Bulgarlar, bugün Bulgaristan nüfusunun en büyük ikinci kütlesini oluşturmaktadır.
Sayfa 124 - Pozitif Yayınları, Şubat 2013Kitabı okudu
Sıradan köylü kutsal kitabını okuyamıyordu;dolayısıyla bazı yerel gelenekleri ve aslında dinde yeri olmayan inanç ve törenleri kendi dininin bir parçası olarak kabul etmesi kaçınılmazdı.
Sayfa 114 - Pozitif Yayınları, Şubat 2013Kitabı okudu
Reklam
Gelenekler kadınların kahvehaneye girmesini kesinlikle yasaklıyordu. Hamam da kadınlar için gündelik sıkıntılardan kaçmanın bir yolu olıyordu;arkadaşlarıyla buluşup, orada kahve içiyorlardı.
Sayfa 99 - Pozitif Yayınları, Şubat 2013Kitabı okudu
Tuhaf bir ceza :)
17.yüzyıl başlarında Osmanlı İmparatorluğu'nda bulunan Avrupalı bir gezgin, muhtesibin uyguladığı bir cezayı şöyle anlatır:"Bazı hilekârların kafasını bir kütüğün ortasında açtıkları deliğe sokup, öyle gezmek zorunda bırakıyorlar... Her dinlenmek istediğinde, bir kaç gümüş sikke ceza vermesi gerekiyor. Bu kütüğün yanlarında inek çanları asılı, her yerden duyuluyor. Kütüğün üstünde de, müşterisine kakalamaya çalıştığı hileli malları taşıyor. İyice aşşağılamak için, ona bir de Alman şapkası giydiriyorlar. (Bilgi- Muhtesip: Kısaca, çarşı pazar denetlemesi yapan görevli. Belli başlı sorumlulukları vardı. Günümüzde ki zabıta diyebiliriz. Alman şapkası hakkında fikrim yok.)
Sayfa 97 - Pozitif Yayınları, Şubat 2013Kitabı okudu
Mallarını fazla överek satmaya çalışan ve yalnızca para kazanmayı amaçlayan üyeler, loncadan kovulurdu. Esnafı değerli kılan daha çok kâr etmesi değil, işçiliğinin nitelikli ve güzel olmasıydı.
Sayfa 96 - Pozitif Yayınları, Şubat 2013Kitabı okudu
Çarşılar Osmanlı toplumunda daha çok erkeklere özgü yerlerdi ama kadınlar da buradalarda görünürdü.Hatta yoksul ve köylü kadınlar kendi yetiştirdikleri ya da ürettikleri şeyleri gelip satardı.... Varlıklı sınıftan kadınların dükkân sahibi olması görülmedik şey değildi.
Sayfa 89 - Pozitif Yayınları, Şubat 2013Kitabı okudu
Reklam
Bütün mahallelerin merkezinde, topluluğun kültürel ve dini kalbini oluşturan bir tapınak vardı. Müslüman mahallelerde küçük mahalle camii, Hristiyan bölgesinde kilise, Yahudi mahallesinde de sinagog, toplumun odak noktasıydı. Farklı dinlerden topluluklar, dini ve yönetici önderlerine bağlı olarak yaşardı.
Sayfa 78 - Pozitif Yayınları, Şubat 2013Kitabı okudu
Osmanlı İmparatorluğu'nun kent merkezleri, sanayi çağının başlamasına dek, Avrupa'daki bütün merkezlerden daha büyük ve kalkınmış yerlerdi.
Sayfa 77 - Pozitif Yayınları, Şubat 2013Kitabı okudu
Osmanlı Devleti'nde yönetici olarak çalışanların çoğu da ulema içinden seçilirdi.Ancak II. Mehmet döneminden itibaren sultanlar, köleleri İmparatorluğun en üst düzey yöneticiliklerine atamaya başladılar.
Sayfa 71 - Pozitif Yayınları, Şubat 2013Kitabı okudu
Elçi Karşılama
Erken dönem Osmanlı Sultanları, huzura gelen elçileri karşılamak için ayağa kalkarlardı. Osmanlı askeri gücü doruğa ulaştıkça, Kanuni Süleyman gibi sultanlar ne ayağa kalktılar, ne huzurdaki heyetlerin oturmasına izin verdiler. 18.yy sonlarına kadar sultan oturmaya devam etti ama II. Mahmut (1808-1839)döneminden itibaren Osmanlı hükümdarları yabancı elçilere karşı daha "çelebi bir tavır" takınıp, onları ayakta karşılar oldular.
Paşalar önce en önemli davaları dinlediler. Sonra da zengin, yoksul herkesin diğer dertlerini...Böylece, kimse davası görülmeden ya da sözü dinlenmeden ayrılmış olmadı.
Sayfa 65 - Pozitif Yayınları, Şubat 2013Kitabı okudu
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.