Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı İmparatorluğu’nda Paranın Tarihi

Şevket Pamuk

Osmanlı İmparatorluğu’nda Paranın Tarihi Gönderileri

Osmanlı İmparatorluğu’nda Paranın Tarihi kitaplarını, Osmanlı İmparatorluğu’nda Paranın Tarihi sözleri ve alıntılarını, Osmanlı İmparatorluğu’nda Paranın Tarihi yazarlarını, Osmanlı İmparatorluğu’nda Paranın Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Savaşlar bir yandan devletin kaynak yaratma gereksinimi hızla arttırırken, öte yandan da halkın olağanüstü önlemleri kabul etme eğilimini yükseltiyordu. Bu nedenle, ek gelir bulma ihtiyacı arttıkça, devlet kutsal savaş temalarını gündeme getiriyordu. Piyasaya sürdüğü düşük standartlı sikkelere ve hazine kağıtlarına cihadiye adı vererek, bunların halk tarafından daha kolay kabul edilmesini sağlamaya çalışıyordu.
Sayfa 190Kitabı okudu
Tunus ve İspanyollar
Kuzebatı Afrika'nın Müslüman bölgelerinde İspanya Hristiyan düşmanı temsil etmekteydi. Önrğein, 17.yüzyıl başlarında yerel belgelerde İspanya'nın sekiz reallik sikkesinden ''din düşmanı Hristiyanlar tarafından darp edilmiştir, Allah onları dünya yüzünden yok etsin'' ifadesiyle birlikte söz ediliyordu.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Siyal İktisadi Yaklaşım
II.Mehmed'in ölümünden sonra oğlu Bayezıd'ın Cem Sultan'ı saf dışı ederek tahta geçebilmesi için, babasının uzun saltanatı sırasında gücendirdiği kesimlerle uzlaşması ve onların desteğini alması gerekiyordu. Bayezıd vakıfların ve müsadere edilen toprakların bir bölümünü geri verdiği gibi, tağşişlere son vermeyi de taahhüt etti.
Osmanlı ve Darphaneler
Bir padişahın tahta çıkışıyla birlikte, devlet tedavüldeki eski sikkelerin darphanelere getirilerek yeni padişahın ismini taşıyan yenileriyle değiştirilmesini talep etmekteydi
Osmanlılar mali, iktisadi ve idari konularda, İslam hukukuyla sık sık çelişen kendi kanunlarını çıkarmışlar ve bunları uygulamışlardır.
Bugün Avrupa ve Ortadoğu'da kullanılan parayla ilgili terimlerin pek çoğunun kökenlerinin Roma dönemine kadar gitmesi, para düzenlerinin gelişmesi sürecinde o dönemin ne kadar güçlü ve kalıcı etkisi olduğunun kanıtıdır.
Reklam
Osmanlı İmparatorluğu'nda tedavül eden para stoku üzerine elimizde bulunan diğer tahmin ise Birinci Dünya Savaşı öncesine aittir. Osmanlı Bankası uzmanları tarafından hazırlanan ve daha sonra Maliye Nazırı Cavit Bey tarafından Meclis-i Mebusan'a sunulan tahmine göre, 1914 yılındaki para arzı yaklaşık 60 milyon altın liraydı. Bu dönemde imparatorluğun toplam nüfusu yaklaşık 21 milyon olduğuna göre, kişi başına para arzı 2,8 altın lira veya 18 gram altın düzeyindeydi. Vedat Eldem, Birinci Dünya Savaşı öncesinde Osmanlı İmparatorluğu'nun toplam yıllık gelirini 240 milyon altın lira olarak tahmin etmektedir. Yukarıdaki özdeşliği bu tahminlere uygulayacak olursak, 1914 yılında paranın dolaşım hızının yaklaşık 4 düzeyinde olduğunu söyleyebiliriz.
Sayfa 240 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yeni düzende çok önemli bir rol üstlenen Osmanlı Bankası, Osmanlı lirasıyla Avrupa para birimleri arasındaki kuru sabit tutarak, ticaret ve sermaye hareketleri için istikrarlı bir ortam amaçlıyordu. Banka aynı zamanda altın lira ile gümüş kuruş arasındaki kur dalgalanmalarını da azaltmaya çalışıyordu. Öte yandan banka, altına bağlı banknotların arzında tekel konumunu koruyor ve ihtiyatlı davranarak piyasaya sürdüğü banknot miktarını fazla genişletmiyordu. Banknotların tedavülü esas olarak İstanbul bölgesiyle sınırlı kalmış ve hacimleri 1914 yılına kadar 1,5 milyon lirayı aşmamıştı. Bu muhafazakâr yaklaşım ve oluşturulan görece istikrarlı parasal ortam, en çok tüccarların ve imparatorlukta yatırım yapan Avrupalı kesimlerin işine yaramaktaydı.
Sayfa 210 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1870'lerde uluslararası para düzeni büyük değişiklikler geçirirken, Osmanlı hükümeti Avrupa'dan gelen baskılara karşı son derece duyarlı bir konumdaydı. Hükümet dış borç ödemelerini durdurmuş ve dış kaynak kullanamadan büyük bir savaşı yaşamak zorunda kalmıştı. Daha sonra başlayan dış borç müzakereleri sırasında da, Osmanlı İmparatorluğu'nun para düzeninin nasıl değişeceği önemli bir tartışma konusu haline gelmişti. Sonuçta, Avrupalı kesimlerin, özellikle de Düyun-u Umumiye İdaresi ve Osmanlı Bankası tarafından temsil edilen alacaklıların tercihleri ağır bastı.
Sayfa 209 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Çift metalli para düzeni, arz ve talep koşullarının dünya ölçeğinde daha istikrarlı olduğu 1815-1850 döneminde oldukça iyi bir performans göstermişti. Ancak 1850'den sonra Kaliforniya'da büyük miktarda altın bulunmasıyla birlikte, gümüş fiyatları yükselmeye ve çift metalli düzen üzerindeki baskılar artmaya başladı. Düzenin istikrarını sağlama görevi ise Fransa'nın üzerine kaldı. 1867 yılında, uluslararası çift metalli düzene destek sağlamak amacıyla, bir grup Avrupa ülkesi Fransa'nın önderliğinde bir araya gelerek Latin Para Birliği'ni kurdular ve para birimlerini birlikte izlemeye ve desteklemeye karar verdiler.
Sayfa 208 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1850'lerde devlet dış borçlanmaya başladığında, uzun vadeli borçlanmanın cazip göründüğünü tahmin edebiliriz. Bürokrasinin ilk aşamalardaki isteksizliğine karşın, Avrupa piyasalarında yirmi yıl veya daha uzun vadeyle tahvil satarak mali sorunları ertelemek, yüzyılın haşlarından beri tüm hükümetleri zorlayan, onları ağır siyasal ve iktisadi sorunlarla karşı karşıya getiren tağşişler ve kâğıt para deneyimleriyle karşılaştırıldığında, kolay bir çözüm gibi görünmüş olmalıdır.
Sayfa 207 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1854 yılında, Kırım Savaşı sırasında Osmanlı devleti Avrupa mali piyasalarında uzun vadeli tahviller satmaya başladı. Kısa süre içinde de, dış borçlanma bütçe açıklarına karşı mücadelede başvurulan en belirgin yöntem oldu. Bu sürecin erken aşamalarında, Kırım Savaşı sırasında, İngiliz hükümeti de Osmanlı devletini destekledi. Mısır vergisinin yıllık gelirinin dış borç ödemelerine ayrılması karşılığında, İngiltere piyasaya çıkarılan ilk Osmanlı tahvillerini garanti etti. Bundan sonraki yirmi yılda Osmanlı devleti Londra, Paris, Viyana ve diğer Avrupa borsalarından giderek daha kötüleşen koşullarda büyük miktarlarda. borç aldı. Ancak bu süreç içinde net olarak ele geçen fonların hemen tümü cari harcamalara ayrıldı. Sadece çok küçük bir bölümü, altyapı yatırımlarında veya borç ödeme kapasitesini artıracak diğer alanlarda kullanıldı.
Sayfa 205 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı devletinin süregelen mali güçlükleri ve yüksek faiz oranları taşıyan Osmanlı tahvillerinin Avrupa mali piyasalarında tutulması, Osmanlı devletine borç vermeyi çok kârlı bir iş haline getirmişti. Galata bankerleri de bu piyasadan pay kapmak amacıyla Ingiliz, Fransız ve Avusturyalı sermaye gruplarıyla ortaklıklar kurmaya ve başkentte yeni bankalar açmaya başladılar. Bu bankaların en önde gelenleri 1864 yılında kurulan Şirket-i Umumiyye-i Osmaniye (Société Général de l'Empire Ottoman), Itibar-ı Umumi-i Osmani (Le Crédit Général Ottoman, 1869), İstanbul Bankası (Banque de Constantinop- le, 1872) ile Kambiyo ve Esham Şirketi Osmaniyesi (Société Ottomane de Change et de Valeurs, 1872) idi. Bu kurumlar devlete kısa vadeli borç vermeye ek olarak, devlet ile Osmanlı tahvillerini satın alan kesimler arasında aracılık rolü oynayarak da komisyon ve faiz geliri sağlamaktaydılar. Koşullar oldukça cazipti, elde edilen komisyonlar borç olarak sağlanan miktarların yüzde 10, hatta 12'sine ulaşabiliyordu.
Sayfa 205 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Devletin mali ve parasal gereksinimlerini karşılamak üzere bir başka banka kurma çabaları, 1856 yılında, Kırım Savaşı sırasında, bir İngiliz sermaye grubu tarafından Osmanlı Bankası'nın kurulmasına yol açtı. Banka önce 500 bin sterlinlik bir sermaye ile Londra'da kuruldu, ancak faaliyet merkezi olarak Istanbul seçildi. Kısa bir süre içinde Osmanlı hükümeti bankaya imparatorluğun Mısır dışında kalan kentlerinde de şube açma imtiyazını verdi.
Sayfa 204 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Devletin süregelen mali güçlükleri, kısa bir süre sonra daha güçlü bir Avrupa kurumunun aranmasına yol açtı. 1863'te, Osmanlı Bankası'nın İngiliz sahiplerine bir Fransız grubu yüzde 50 payla katılınca, Bank-ı Osmani-i Şahane kuruldu. Bankanın önemli bir özelliği, hem bir özel Fransız-Ingiliz bankası hem de İstanbul'da bir devlet bankası olarak iki kimlikli oluşuydu. Günlük faaliyetleri Londra ve Paris'ten yönlendiren kurullar tarafından yönetilmekteydi. Devlete kısa vadeli borçlar sağlaması karşılığında, hazinenin en önemli işlemleri bu bankaya verilmişti. Banka kaimelerin ve 1844 öncesinden kalan tağşiş edilmiş sikkelerin tedavülden kaldırılmasında devlete yardım etmeyi kabul etmişti. Buna karşılık, bankaya devletin dış borçlarının ödenmesinde de önemli bir ayrıcalık verildi. Devletin borç ödemelerinin büyük bir bölümü banka üzerinden yapılacak ve bu hizmet karşılığında bankaya yüzde 1 komisyon ödenecekti. Ayrıca Osmanlı devleti piyasaya yeni kâğıt para çıkarmamayı taahhüt ediyor ve altın karşılığı olan banknotların tedavüle sürülmesinde bankaya tekel hakkı tanınıyordu. Böylece eşsiz mali ve iktisadi imtiyazlarla donanan banka, bunlardan azami kârı sağlamak için de çok elverişli bir konumdaydı
Sayfa 204 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
76 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.