Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı İmparatorluğu'nun Halihazırının Tarihi (XVII.Yüzyıl)

Paul Ricaut

Osmanlı İmparatorluğu'nun Halihazırının Tarihi (XVII.Yüzyıl) Gönderileri

Osmanlı İmparatorluğu'nun Halihazırının Tarihi (XVII.Yüzyıl) kitaplarını, Osmanlı İmparatorluğu'nun Halihazırının Tarihi (XVII.Yüzyıl) sözleri ve alıntılarını, Osmanlı İmparatorluğu'nun Halihazırının Tarihi (XVII.Yüzyıl) yazarlarını, Osmanlı İmparatorluğu'nun Halihazırının Tarihi (XVII.Yüzyıl) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
337 syf.
9/10 puan verdi
Kesinlikle okunması gereken çok güzel bir kitap Osmanlı İmparatorluğu hakkında çok güzel bilgiler bulunmaktadır. Kütüphanemizde olması gereken bir kitapdır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Halihazırının Tarihi (XVII.Yüzyıl)
Osmanlı İmparatorluğu'nun Halihazırının Tarihi (XVII.Yüzyıl)Paul Ricaut · Türk Tarih Kurumu · 201218 okunma
Ah Ricaut ah:)
Bu ülkede (Osmanlı Devleti) Hristiyanlar’a davranış şeklinin barbar ve aşağılayıcı olduğu ve en sefil zanaatkarlarla halkın en aşağı tabakasının, aralarında en hatırı sayılır olanlara karşı hiçbir hürmetlerinin olmadığı doğrudur.
Sayfa 253 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Reklam
İslam dini, insan ruhunun en harikalı eserlerinden biri ise de onda bir tek Allah’a inanmaktan başka akide bakımından iyi ve makul bir şey yoktur. Not: Eserin din ile alakalı kısmını en sona bıraktım. Önceki ve sonraki bölümlerden edindiğim izlenimlere dayanarak, müellifin İslam dini hakkında verdiği bilgilerin gerçeği yansıtmayan yanlış ve yüzeysel bilgiler olabileceğini düşünmüştüm ve yanılmadım.
Sayfa 185 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
(Türkler) Tanrı’nın denizleri Hristiyanlar’a, karaları kendilerine verdiğini söylerler. Hristiyanlığ’ın ortak menfaati için bu derin yanılgıdan uyanmamalarını dilemek gerekir. Zira günün birinde kudretli olmak arzusuna kapılır ve bu işe gerektiği gibi kendilerini verirlerse bütün dünyaya dehşet saçarlar. Not: Üç kıtada hükümran olan Osmanlı Devleti, nasıl olur da Allah’ın denizleri Hristiyanlar’a verdiğini söyler. Akla şu soru gelmez mi: Madem öyle sizlere ait olmadığına inandığınız kuvvetleri neden oluşturdunuz? Neden gerek payitahtta gerekse deniz ve nehirlerin geçtiği topraklarınızda irili ufaklı tersaneler kurdunuz? Merkezdeki donanma gücü, keza ince donanma neden inşa edildi?
Sayfa 326 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Sofya
...... epey yorucu bir yolculuktan sonra Sofya’ya vardık. Burası tamamıyla bir Türk şehridir. Burada görülebilecek en eski şeyler Türkler’dir.
Sayfa 321 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
..... bana öyle geliyor ki (Türklerin) Hristiyanlar’a karşı zaferlerini, ordularında eksik olduğu iddia edilen ........... sefer esnasında şarap kullanımının, ölüm cezası gerektiren bir suç olarak yasaklanmış olmasına dayandırıyorum. Ordugahlarında bulunduğum sırada, oraya biraz şarap getirmiş oldukları için iki adamın idam edildiğini gördüm. Zira bu şarap perhizi onların askerlerini kanaatkar, uyanık ve itaatkar yapar, ayrıca ordugahta en ufak bir gürültü en ufak bir arbede duyulmaz. Ordu yürüdüğünde, geçtikleri yerlerin sakinlerinin yağmalandıklarından, karılarına kızlarına tecavüz edildiğinden, kendilerine en ufak bir kötülük yapıldığından şikayet ettikleri görülmez. ......
Sayfa 314 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Reklam
Yazar tarihi bilginin olmadığından yakınmış::))
Sanki Türkler bütün ahlâki faziletleri kendilerinde toplamış gibi onların adilliği ve doğruluğu hakkında yazılanları okuduğum ve bazı Hristiyanlar’a söylenenleri işittiğim zaman düştüğüm hayreti burada ifadeden kendimi alamayacağım. Zira bu yolla, insanları iyilik yapmak yalnız Hristiyanlığın götürmediği anlatılmak isteniyor. Fikrimce bu şekilde konuşup yazanlar, HİÇ TARİH OKUMAMIŞLAR, Müslümanlığın esaslarını incelememişler ve Türklerle samimi konuşmalarda bulunmamışlardır. İşte bu sebeptendir ki onların hakiki hareket tarzlarının mutlak şekilde cahili olarak, tanımadıkları bu insanlar hakkında yanlış bir tasvir yapmaktadırlar.
Sayfa 149 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Bir Hristiyan olan yazarın, İslam‘a bakış açısının kısırlığı...
Hristiyan dini, ayırt etmeksizin bütün insanlara karşı alçakgönüllülük, şevkat, yumuşaklık ve bağlılık öğrettiği halde; Müslümanlık kendi saliklerine, küffar adını verdiği kimselerin yalnız mezheplerine değil şahıslarına karşı da kin ve nefret beslenmesini telkin eder.
Sayfa 147 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Güler misin ağlar mısın
Türkler hasisleri servetle, harisleri şan, şeref ve ümitle, zayıf ve korkakları ölüm korkusuyla kendi dinlerine soktukları gibi .......
Sayfa 127 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Gafletin böylesi Paul Ricaut :)
....... bütün söylediklerimiz, şüphesiz Türk hakimiyeti altındaki Hristiyanların çektiği sonsuz zulüm ve tazyiki göstermeye yeter. Onların Hristiyanlar’ı İslamiyet’e sokmakla, kendilerini kuvvetlendirmekten ve onları fakirleştirip adetlerini azaltarak mahvetmekten başka bir maksatları olmadığı meydandadır.
Sayfa 127 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Reklam
Vergiler altında ezilen milletlerin cesur ve kahraman olabilmelerine, bir milletin aynı zamanda hem yük altında ezilen bir eşek hem de bir aslan olmasına imkân yoktur. Bacon
Sayfa 119 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Tanrılardan korkanlar için her şey yolunda gider, onları saymayanlar içinse herşey tersine. Tite-Live
Sayfa 119 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Bir adamın küstahlığını önlemek istersen, ona bu kudret derecesine çıkmak imkânını veren yolu kapamaktan daha emin ve daha gürültüsüz bir çare yoktur. Machiavel
Sayfa 111 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Buna ne demeli?
Osmanlı imparatorluğu’na tabi milletler tatlılıktan ziyade, istibdatla daha iyi idare olunduklarından; onları mümkün mertebe hükümdar otoritesinin hudut ve alanı içinde tutan vasıtaları kullanmak gerekmiştir.
Sayfa 106 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Külliyen yalan
Türkler, hakimiyetleri altındaki memleketleri muhafaza etmek için, silah ve cebri kullanmaktan başka bir şey bilmezler. Onlar bu maksat için insanları öldürür, eyaletleri harap ederler, şehir ve köylerdeki ahaliyi doğdukları yerden kaldırıp, payitahta daha yakın bir yere getirir ve merhametsiz bir valinin idaresi altına korlar; medeni milletlerin insanları idare etmek ve fütuhatlarını emniyet altına almak için kullandıkları diğer bütün vasıtalar onlarca meçhuldür.
Sayfa 106 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Türkiye’nin Avrupa’daki en şerefli makamı Rumeli Beylerbeyiliği’dir.
Sayfa 87 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Reklam
.... onlarda (Türkler) dağlardan alınıp, vadilere indirilmek bir ayıp değildir. Onlar hepsi nereden geldiklerini bilirler. Bilirler ki kil topraktan çıkar ve onun sahibi olan padişah, onu dilediği gibi yoğurur, çanaklar yapar ve bunları isterse muhafaza eder, isterse kırar. Onların arasında büyük bir mevkiden düşmekte hiçbir ayıp olmadığı gibi, mantar gibi bir anda yoktan ortaya çıkarak hükümdarın teveccühü sayesinde imparatorluğun en yüksek makamlarına, vezir-i azamlığa kadar yükselivermek de bir hayret mevzuu teşkil etmez.
Sayfa 77 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
İçoğlanlarının başlıca idmanlarından biri de manejdir. Bunda at üstünde güzel bir şekilde durmayı, atı ustalıkla kullanmayı, eyerden düşmeden ileri geri, sağa sola her türlü istikamete ok atmayı öğrenirler. Doludizgin koşarken bunu o kadar ustalıkla yaparlar ki hakikaten takdire değer.
Sayfa 42 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.