Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı'nın Tasfiyesi

Cengiz Yazoğlu

Osmanlı'nın Tasfiyesi Sözleri ve Alıntıları

Osmanlı'nın Tasfiyesi sözleri ve alıntılarını, Osmanlı'nın Tasfiyesi kitap alıntılarını, Osmanlı'nın Tasfiyesi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Demiryollarının gelişmesi kara gücü ile deniz gücü arasındaki stratejik dengeyi ikincisinin aleyhine bozmuştu. (Bu yeni durumda düşman trenleri, asker ve cephaneyi iki nokta arasındaki en kısa yolda ve düz çizgide taşıyordu.) Oysa İngiliz donanması bir kıtanın çevresinden ağır ağır yol alarak olay yerine daha geç varacaktı. Alman İmparatorluğu'nun demiryolu ağı Kayzer'in ülkesini dünyanın en ileri askeri gücü yapıyor ve İngiltere'nin deniz üstünlüğü artık olduğundan daha az önemli bir hale geliyordu
Elazığ' da, 93 muharebesinde ( 1877-1878, Rus-Osmanlı) Müslümanlar harbe giderken evlerini daha ziyade Ermenilere emanet ederlerdi.
Reklam
Ateşli bir Bulgar dostu olarak başladığı harbi en korkunç Bulgar düşmanı olarak bitirmiş olan General Gurko'nun Edirne'de söylediği sözleri hatırladım: -Efendiler, demişti subaylarımıza- Efendiler, o Bulgar lejyonlarına nerede rastlarsanız hepsini doğrayınız! Ne vahşi herifler bu Bulgarlar! Evet... Masum zavallılar sandığımız için "çar"ımızın kurtarmağa karar verdiği Bulgarların bize dayanarak yaptığı katliamlar kumandanlarımızda büyük nefret uyandırmıştı. Bütün bu olaylar, Türk ordusunun feci yenilgisi sırasında oldu.
İstanbul, bir şehir değildir, bir abidedir. Ne arıyorduk biz burada? Hıristiyanları esirlikten kurtarmak için mi gelmiştik? Fakat Hıristiyanlar burada esir değiller ki. .. Yaşadıkları topraklara ve hükümdarlarına açıkça hıyanet edebilecek derecede dizginsiz bir hürriyet içinde yaşıyorlar ve bu memleketin hem serveti, hem kazanç kaynakları ellerinde . . . diye söylendim.
Pizani'ye göre 1805 yılında Beyoğlu'nun en iyi profesyonel casusları elçiliklerdeki "Frenk tercümanlar ve hizmetçiler"dir. Frenk denince, bunların Fransız olduklarım sanmayınız. Bunlar, Avrupalı gibi giyinen Beyoğlu'nun Latin Rumlarıdır.
Kanûnî devri hududu İran'dan başlar Viyana kapılarına kadar dayanır. Bütün Karadeniz, hatta Akdeniz bir Türk gölüdür.
Reklam
Wells, Outline of History'sinde İslamiyet'in hususiyetlerinden bahsederken, "Müslürnanlar arasında yağma ve kan davalarına son verilmiştir. İslamiyet, bir zenciyi peygamberin kardeşi mevkiine yükseltiyor," dedikten sonra, "İslamiyet vakur ve adil bir anane tesis etmiştir… İçtimai tazyik ve zulümden azade hür bir cemiyet yaratmıştır," sözleriyle İslamiyet'in hakiki idealini, insan kudretini tebarüz ettirir.
Yunanların Anadolu'ya çıkartılması ile Osmanlı halkına "İşte sizin düşmanınız Yunandır! " dedirtilerek Anadolu halkı, sonucu başından belli, bir savaşa sürükleniyordu. Cephe gerisindeki asıl mücadele, Osmanlı'yı, Osmanlılık ve Müslümanlıktan kopartarak tasfiye edip yeni bir devlet kurmak için yapılacaktı. İngiltere'nin öncülüğünde Batı'nın Osmanlı'ya karşı, Sovyetler de içinde olmak üzere, başlattığı savaş , Anadolu halkının Yunanları nasıl yendiğinin değil, Osmanlı'nın ve Müslümanlığın nasıl tasfiye ettirildiğinin savaşı olacaktır. Tanzimat'tan beri süren "Osmanlılığın Tasfiyesi" hikayesine burada devam edilmektedir.
İstanbul ile Ankara arasındaki fark buradan kaynaklanıyordu. Nihayet, 24 Temmuz l923'te Lozan'da, tıpkı Mondros Mütarekesi'ndeki "Önüne konan yazıya imzanı at," örneğinde olduğu gibi, İngiltere, I. Dünya Savaşı'nda amaçladığı Osmanlı'ya istedigi biçimi vermeyi başarmış, yeni devlet, eskinin yerine konmuştu. Mondros'ta olduğu gibi, Lozan'da da İngiltere ne istemişse ona imza attırmıştı. Dönüp baktığımızda, Osmanlı Saltanatı ile Hilâfet tarih sahnesinden silinmiş, yerini, geçmişle bütün bağlarını koparmış olan "Yeni Devlet" almıştı.
Mondros Sözleşmesi ile, Osmanlı'nın sahip olduğu silahlı güçler, Müttefiklerin emrinde olacak, bu birlikler Yunanistan'a karşı kullanılmayacaktı. Yeni devlet yeterli güce gelinceye kadar, Yunanistan'a karşı mücadeleyi, her biri kendi başına hareket eden ve nereden desteklendiği açıkça belli olmayan çeteler yapacaktı. Anadolu'da kurulacak yeni devlet yöneticileri, belli güce erişinceye kadar, Yunan ile savaşı çeteler yürütecek, yeterli güce kavuşunca çeteler dağıtılacak, Yunan'ı yenmenin şanı ve şerefi de Ankara'da olacaktı. Mustafa Kemal de, milli devleti kurmak amacıyla, Samsun'a çıkarılmıştı. Doğu'da, İngilizlere karşı kurulmuş kuvvetlerin dağıtılmasının yanında, Anadolu'ya verilecek yeni biçim oluşturuluyordu. Batı Anadolu'daki Yunan varlığı, vitrindeki, göstermelik düşmandı.
768 öğeden 511 ile 520 arasındakiler gösteriliyor.