Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı Padişahlarının Hayat Hikayeleri

Yılmaz Öztuna

Osmanlı Padişahlarının Hayat Hikayeleri Gönderileri

Osmanlı Padişahlarının Hayat Hikayeleri kitaplarını, Osmanlı Padişahlarının Hayat Hikayeleri sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Padişahlarının Hayat Hikayeleri yazarlarını, Osmanlı Padişahlarının Hayat Hikayeleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
DÖRDÜNCÜ SULTAN MURAD
-Padişahım çok yaşa! -Sultan Murad, devletinle bin yaşa!
Sayfa 187 - Ötüken
Dukas Şöyle diyor:
"Türk askerinin her biri Apollon'dan mâhir okçu, Herkül'den cesur insanlardı. Tek Türk askerinin on Bizanslı'ya karşı dövüştüğü görülüyordu. Bizans askeri ise, en elalâde Türk'ün bildiği harp kaidelerini bilmiyordu. Türk askeri, harp fenninde mâhir, yalnız savaşmak ve kazanmak fikri ile yetiştirilmişti."
Reklam
Sultan Mehmed
Fatih'in Ayasofya'ya gelmesine şahit olan bir tarihçi, o andaki hislerini şöyle anlatıyor: "Sultan Mehmed, dünyanın bütün taht şehirlerinin en ünlüsü olan İstanbul'a girdi. Ayasofya'da, Bizans halkının hayatını ve hürriyetini bağışladığını söyledi. Büyük İskender'leri, Artakserks'leri ve bütün dünyayı mağlûp eden mağrur Roma'ya galip geldi. 74 imparatorun saltanat sürüp savunduğu İstanbul'a hâkim oldu."
·
Puan vermedi
Kitabın içeriğinde bütün padişahlar yok. Dönemine damgasını vurmuş padişahlar yer almış kitapta. Kitabın sade , akıcı bir dili var. . Padişahların ilginç yönlerine de değinilmiş kitapta.Tarih okumak isteyip, tarih kitaplarını sıkıcı bulanlara tavsiyemdir , bu kitabı okurken kesinlikle sıkılmazsınız. Zaten Yılmaz Öztuna akıcı bir dille yazarken akademik olmaktan da uzaklaşmayan bir yazardır.
Osmanlı Padişahlarının Hayat Hikayeleri
Osmanlı Padişahlarının Hayat HikayeleriYılmaz Öztuna · Ötüken Neşriyat · 201993 okunma
...Floransa'da, Fatih'in resmini taşıyan madalyonlar kestirdi. Madalyonun bir tarafında üç imparatorluk tacı vardı: Bunlar, Fatih'in taşıdığı Türkiye, Doğu Roma ve Trabzon imparatorluklarının tacları idi. Madalyonun üst kısmına boş bir imparatorluk tahtı resmedilmişti. Bu taht Batı Roma'ya aitti ve yakında Fatih tarafından işgal edileceği sanılıyordu.
Türk muhasarası devam ederken Bizanslılar, şehirde, ayin sırasında mayalı mı, yoksa mayasız mı ekmek kullanacağını münakaşa ediyorlardı.
Reklam
Ortodoks ve Katolik mezheplerinin birleşmesi, Ortodokslar'ın da Papa'nın ruhani şemsiyesi altına girmesi isteniyordu.Çaresiz kalan son "Kayser-i Zaman",bunu kabul etti. 1452 yılının 12 Aralık gününde Ayasofya'da Papa'nın gönderdiği Kardinal İzidor, Katolik ayiniyaptırdı.Bizans halkı, bu ayini nefretle seyretti. Elbette Türk hakimiyeti altında dini ve vicdanı hürriyetlerini muhafaza ederek yaşamak, çok daha hayırlı ve şerefli olacaktı. Bizanslılar'ın bu görüşünü, Başbakan Büyük-Duka Lukas Notaras da paylaşlaşıyordu: İstanbul'da Türk sarığını görmek, Latin şapkasını görmekten evladır, demişti.
Timur Sultan Bayezide gönderdiği mektupta şöyle diyordu: "Rum diyarında melik olan Yıldırım Bayezid bil ki,biz kudret ve iktidarımızla insanlık aleminin en büyük kısmını tab'amız haline getirmiş bir hükümdarız. Bu görülmemiş işi, tek başımıza yaptık. Senin gibi babamızdan ülkeler tevarüs etmiş değiliz. Aklını başına topla ve Kara Yusufla Ahmed Celayir'i topraklarından kov. Emirlerimize karşı gelen hükümdarların akibetini duymuş olsanız gerektir. Siz de o hükümdarın arasına girmekten sakının!" Yıldırım Sultan Bayezid gibi mağrur, büyük bir hükümdarın bu mektuba tahammül etmesine imkan yoktu.Şu nameyle cevap verdi: "Ey Timur denen kuduz, kafir, soysuz köpek! Mektubunda yazdiğın sözlerle benim gibi bir hükümdarı korkutacağını sanarak, ne ahmak bir uğursuz olduğunu gösterdin.Beni, önünden kaçan Acem ve Tatar hükümdarları ile mi kıyas edersin? Benim ordumu Hind, Irak ve Herat askeri mi sanırsın? Anadolu'yu Şam, Halep ve Bağdad'ı aldığın gibi almayı mı tasarlıyorsun? Sen ordumuzun bir tek defa mağlup olduğunu işittin mi? Dünya ve mal hırsıyla köpekler gibi dövüşmekle ömür geçirdin, bununla öğünuyorsun. Bizim hayatımız, din ve devlet uğruna gaza meydanlarında geçmiştir. İşte sen,işte cenk meydanı! Bekliyorum, ne zaman istersen gel! Allah seni kahretsin ve Müslümanlar'a daha fazla zulüm edememen için sana uyanlara da lanet olsun!"
Tarih, en hayalperest bir romancının dahi tasavvuruna cesaret edemeyeceği her türlü olayla doludur.
Ötüken
365 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Yıldırım Bayezid-Fatih-Yavuz-Kanuni-3.Selim-4.Murat-2.Mahmut ve diğerleri... Hepsinin ortak noktaları devlet ve millet için canla başla çalışmaları. Bazıları en verimli zamanlarında genç yaşta hayata gözlerini yumdu. İç hesaplaşmalar,ayaklanmalar,suikastler ile...
Osmanlı Padişahlarının Hayat Hikayeleri
Osmanlı Padişahlarının Hayat HikayeleriYılmaz Öztuna · Ötüken Neşriyat · 201993 okunma
Reklam
"Büyük hükümdarın 1839 temmuzunun ilk günü ölümüyle Osmanlı tahtı ve Türk milleti, cesur bir inkılâpçı devlet reisinden mahrum kaldı. Sultan Mahmud, 54 yaşındaydı. Devamlı iç ve dış gaaile ve felâketler arasında bir an bile ümitsizliğe, kararsızlığa kapılmamış, fakat kahrolmuş, veremden ölmüştü. Hicâz makamından hazin bestesiyle bugüne kadar unutulmayan şu mısraları, hâfızalarda canlı kaldı : Ebrûlerinin zahmı nihandır ciğerimde Gül-ruhlerinin handelerî çeşm-i terimde Eşkim yerinê kan dökülür dîdelerimde Sevdây-ı muhabbet, esiyor şimdi serimde Takdîre ne çârê, bu da varmış kaderimde "
Sayfa 354 - Ötüken Neşriyat
"Matbaanın Avrupa'da ortaya çıktığı XV. asrın ikinci yarısında ve geliştiği XVI. asırda Türk'lüğün medenî seviyesi, Batı'dan çok ilerdeydi. Okuyup yazma ve ilk tahsil, Avrupa ile mukayese edilemeyecek derecede inkişaf etmişti. Aydın tabaka, kitap okuyanlar çok daha fazla idi. Avrupa' da bin kitabı bir araya getirebilen hükümdar parmakla gösterilirken, Doğu'da, on binlerce yazmadan müteşekkil pek çok kütüphâne vardı. "
Sayfa 314 - Ötüken Neşriyat
"Olmayâ devlet cihandâ bir nefes sıhhat gibi..."
Sayfa 155 - Ötüken Neşriyat
(Kanuni Sultan Süleyman)
"Cebren fethedilen Hıristiyan şehirlerinde en büyük kilisenin camiye çevrilmesi âdetken, padişah, bu geleneğe uymadı. Macarlar'ı incitmek istemiyordu. Çünkü en büyük kilise olan katedralin mezarlığında Macaristan kralları yatıyordu."
Sayfa 141 - Ötüken Neşriyat
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.