Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı Tarihi 1.Cilt

Kadir Mısıroğlu

En Eski Osmanlı Tarihi 1.Cilt Gönderileri

En Eski Osmanlı Tarihi 1.Cilt kitaplarını, en eski Osmanlı Tarihi 1.Cilt sözleri ve alıntılarını, en eski Osmanlı Tarihi 1.Cilt yazarlarını, en eski Osmanlı Tarihi 1.Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
9/10 puan verdi
Osmanlı Tarihi ile ilgili muhtasar kitap olarak çok iyi bir eser.Çok fazla zamanım yok ciltlerce Osmanlı Tarihi okuyamam diyen biri iseniz bu kitaba başlamak ve sonraki 2 ciltle devam etmek sizin için bazı şeylerin yerine oturması açısından yeterli olacaktır.Tavsiye edilir efendim.
Osmanlı Tarihi 1.Cilt
Osmanlı Tarihi 1.CiltKadir Mısıroğlu · Sebil Yayınevi · 201359 okunma
Biz ol âlî himem erbâb-ı cidde ü içtihadız kim, Cihangirâne bir devlet cıkardık bir aşiretten.
Reklam
Cesed, ruha giydirilmiş bir kılıftan başka bir şey değildir. Rûh ise, ebedîdir ve onun bir ırkı da yoktur..
Birinci Bölüm
Oğuz Han'ın Gün Han, Yıldız Han ve Ay Han adlarındaki üç oğlu dâima sağ tarafta yer alıyorlardı. Bunlara "Bozoklu" denilmekteydi. "Ok" kelimesi, kadîm Türkçe'de boy (kabile) mânâsında kullanılıyordu. Gök Han, Dağ Han ve Deniz Han adındaki diğer üç oğlu ise, sol tarafta yer alıyordu. Bunlara da "Üçoklar" veya "Üçoklu" adı verilmekte idi. Bu altı evlâdın her birinin idâresi altında dört boy vardı. Bunlar da kendi aralarında itibârlarına göre sıralanıyorlardı. Bu sûretle Oğuzlar'ın, yirmi dört boydan teşekkül ettikleri görülmektedir. Bu boyların her biri eti yenmeyen avcı bir kuşu mukaddes etmişlerdi ki; buna "Ongun" denilirdi. Bir de, her boyun bir "damga" sı vardı. Bu, uğur addedilerek davarlara, kap-kacağa vurulur ve hattâ mezar taşlarına bile hâkkedilirdi. . . . Oğuzlar, sîyasi bir câmia veya memleket için "el" veya "il" tâbirini kullanırlardı. Bu sebeple Oğuzlar'ın siyasî topluluğuna ve ülkelerine "Oğuzeli", Oğuzeli'nin başındaki hükümdara ise, "Yabgu" denilirdi. . . . Kayıhanlılar veya Kayı Boyu, Oğuzların daha itibarlı addedilen sağ tarafta yer alan boylardan, yani Bozoklar'dandı. Bu gruptaki boyların kendi aralarındaki sıralanmada da en sağda yer alıyordu. Yâni Bozoklar'dan, Gün Han'a tâbi dört boyun en itibârlısıydı.
Sayfa 42
Selçuklu Devleti'nde, Osmanlılar'da olduğu gibi "siyâseten katl" meşrû addedilmemiş olduğundan bütün Hânedân Mensupları tahta çıkmayı kendileri için tabiî bir hak olarak görmekteydiler. Bu sebepledir ki; hanedan mensupları arasındaki saltanat mücâdeleleri bu devletin yıkılışına kadar sürüp gitmiştir. Hatta denilebilir ki, bu sûretle ortaya çıkan isyan ve ihtilâller Selçuklu tarihindeki hâdiselerin en az yarısını teşkil etmiştir. . . . Büyük Selçuklu Devleti kuruluşundan itibâren asla merkezî otoriteye sâhip olamamış hemen hemen dâimî bir sûrette "federal" bir bünye arz etmiştir.
Sayfa 56
Bâyezid: -Allahı'ın bedbaht ettiği bir insanla alay etmek ne fena bir şey. Timur: -Hayır, maksadım seninle alay etmek değildir. Allah'ın bu dünya'yı senin gibi bir körle, benim gibi bir topala bıraktığına gülüyorum..
Reklam
Yıldırım'ın 7 erkek evlâdı vardır. Bunlardan Ertuğrul, kırkdilim muharebesinde şehid oldu. 2. Süleyman 3. Isa 4. Musa 5. Mustafa 6. Kasım
Hayır ve hasenata düşkün olan Çelebi Sultan Mehmet Osmanlı Tarihi'nde ilk defa "surre" denilen Kâbe'nin örtüsünün gönderilmesi ve bu vesileyle Mekke ve Medine fukarâsına ihsanlarda bulunması adetini başlatmıştır ki; bu harekat an'aneleşerek tâ 1916 yılı'na kadar devam etmiştir..
VELİ BÂYEZİD'E DAİR MENKIBE
II. Sultan Bâyezid'e bir gün seyyâhın biri Dalmaçya sâhillerinin güzelliğinden bahsederken: “Padişahım! O diyarın Frenk beyinin iki oğlu vardır ki, yeryüzünde bedenen ve ahlâken güzelliklerinin eşi bulunmaz! Onlar âdeta cennet kaçkını iki tâze civandır!” demiş. Bunun üzerine Il. Sultan Bâyezid etrafındakilere dönerek: “Haydi ben duâ edeyim, sizler de âmin deyin” dedikten Sonra ellerini açıp: “Ey yüce Allah'ım! Bu güzel çocukları küfrün karanlığı içinde bırakmayarak İslâm'la müşerref kıl!” demiş. Bu sözün vâki olduğu anda Dalmaçya'daki o iki güzel çocuk, birer yörük ata binerek baba ocağından kaçmışlar, Türk sınırını geçtikten sonra İstanbul'a gelip, Müslümanlıkla şerefyâb olmuş ve Osmanlı Devleti'nin hizmetine girmişler imiş. Rivâyete nazaran bu çocuklar daha sonra Osmanlı ricâli arasında Dukakinoğlu Ahmed ile Dukakinoğlu Mehmed Paşa olarak Devlet-i Aliyye'ye pek çok hizmet etmişlerdir.
Sayfa 629Kitabı okudu
62 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.