Öteki Peygamberler

Anthony Storr

Öteki Peygamberler Gönderileri

Öteki Peygamberler kitaplarını, Öteki Peygamberler sözleri ve alıntılarını, Öteki Peygamberler yazarlarını, Öteki Peygamberler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Jung’un hastalığı hemen hemen Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar sürmüştür. Hastalığının yoğunluğu o kadar ile­ri dereceydi ki, eşi, Jung’u sakinleştirebilen tek kişi olan Jung’un otuz yıllık metresi Toni Wolf’un evlerinin bir üyesi ol­masına izin vermiştir.
Şizofreni
Hastalık başlamadan hemen önce, hastalar genellikle, tam uyanacaklarına yakın kendilerine musallat olan rahatsız edici rüyalardan yakınırlar.
Reklam
İnsan ilişkileri, temelde kişisel tahminlerimize ve empati kurabilme yeteneğimize bağlıdır. Sadece davranışlara bakarak, ne kendimizi ne de başkalarını anlayabiliriz.
Steiner’e göre Dünya döneminin yedi çağı vardır. Bunlar, Polarian, Hyperborean, Lemurian, Atlantean, Post-Atlantean, altıncı ve yedinci çağlardır. Atlantean çağı, bir sel felâketiyle son bulmuştur ve Vahiy Kitabı’nda anlatılan kıyamet kehânet­lerinin önceden bildirdiği gibi, her şeyin her şeye karşı geldiği, nihaî bir savaş olacaktır. İnsanlık, bu felâketten sonra, sonun­da ruhun bedeni ele geçirmeyi başardığı yeni bir çağa girecek­tir. Bedenlerin evrimi ile ruhların evrimi arasındaki farkı anlama­lıyız. Çağlar içinde, insan ruhu kendini tekrar tekrar başka bedenlerde bulur. Bu ruhlar, günün birinde, en son Post-Atlantean çağda tekrar doğacak insan ruhları arasındaki müca­ deleyi yaşayacaklardır. Bu deneyim, onlar için ders olacak ve onları bencilliklerinden kurtarmaya yarayacaktır. Bundan sonra insanlar, kişiliklerinin olumsuz yönleri olmaksızın, uğ­raşılarının meyvelerini alacakları ve gelişecekleri yeni bir ça­ğa gireceklerdir. Tıpkı Eski Atlantis’te olduğu gibi, gözle gö­rülemeyen şeylerin görülebilir hale geldiği bir çağ başlayacak­tır. Bu yeni çağın farklılığı, insanların kendilik bilinçlerinin özgürleşeceğidir. O zaman, Post-Atlantean çağın bu yedi kül­türünden, fiziksel dünyada neleri başarabileceğimizi öğren­miş olacağız. Bu kendilik algısı ya da kendilik bilinci sadece fiziksel bedende uyanabilir, ancak yine de insanın tekrar fizik­sel bedenini boyun eğdirmesi gerekmektedir. Her şeyin her şe­ye karşı savaşmasından sonra, artık fiziksel bedenlerimizin esiri olmadan, bedensel olarak yaşamayı başarabildiğimiz bir evrim aşamasına ulaşmış olacağız.
Steiner, dünyanın evrimi ile ilgili gizli bir bilgisi olduğunu iddia etmiştir. Bu iddiaya göre, “Dünyamız, geçmişte ara dönemlerinde tinselliğin bulunduğu, üç gezegen evresinden geçmiştir.” Böylece hem canlılar hem de cansızlar, başka bedenlerde yeniden doğarlar. Steiner, şimdiki güneş sis­teminin, onu oluşturan kozmik maddelerin dördüncü kez ye­niden doğuşu ile meydana geldiğini düşünür. Bundan önceki üç dönemin adları, Eski Satürn, Eski Güneş ve Eski Ay’dır. Eski Satürn, tüm güneş sistemini kapsıyordu. Eski Satürn, iç içe geçmiş yüksek ısıdan oluşuyordu. Burada hiç hava yoktu ve ilksel kürenin içinde bulunduğu uzay, dü­zenli sıcaklık akımları tarafından doldurulmuştu. Bu sıcaklık akımları, insanlığın öncüleriydi. Bu zaman diliminde, bedeni­miz akıcı ısı dalgalarından ibaretti. Eski Satürn’den ay­rıldıktan sonra, güneş, ay ve dünya, tek bir kütle halindeydi­ler. Ay bu kütleden ayrılınca, uyanma ve uyku arasındaki fark oluşmaya başladı. Ay, gece boyunca ruhsal yaşamı uyarmak­taydı. Bu arada insanoğlu, ayın, kendisini etkileyen ve kehâ­nette bulunabilmesine yardım eden gücünü fark etti. İnsanın eterik bedeni Eski Güneş döneminde, astral bedeni de Eski Ay döneminde evrimleşmeye başlamıştır. Ego’nun evrimleşmesi şu andaki gezegenin yeniden doğuş dönemine denk gelmiştir ki, bu da Dünya dönemidir.
Valla anlamadım
Steiner bir tür dirimselci görüş de ortaya atmış ve ölümün ardından fiziksel beden hemen çürümeye başladığına göre, ya­şam sırasında bunu durduran güçler olduğunu iddia etmiştir. Bu gücü veya kuralı Eterik beden olarak adlandırmış ve vücut­taki her organın Eterik bir eşdeğeri olduğunu, tinsel algı açı­sından bunun fiziksel algıya göre çok daha fazla gerçek oldu­ğunu ileri sürmüştür. Fiziksel beden ve Eterik bedenin yanı sı­ra, uykudaki bilinçsiz kişiyi uyandırmakla görevli Astral be­den dediği üçüncü bir bedenin de olduğunu iddia etmiştir. Ast­ral beden, Eterik bedene nüfuz ederek bilinci uyandırır. Dör­düncü unsur da, Ego ya da Ben’dir. Astral beden, acı ve zevk hissetse de, belleği ve süreklilik hissi yoktur. Uyku sırasında Astral beden ‘Evrenin uyumlu bütünlüğü içine geri döner, uyanıldığında ise bedene, onu bir kez daha kendisinden yoksun bıraktığı zaman yetecek kadar enerji verir. Ego, belleği oldu­ğu için, insan varlığının bilinçli kısmıdır. Steiner, insan varlığı­nın bu alt bölümlerine ‘bedenler’ dese de, bunları ‘gizli beden­ler’ olarak algılamak yerine, güç alanları olarak hayal etmek daha kolay olacaktır.
Reklam
Steinar'a göre, insan ruhu tekrar tekrar yeniden doğmakta ve her yeniden doğuşa, geçmiş yaşantılardaki davranışlarıyla, o anki kaderini getirmektedir. Kişi, yeni yaşantısında, geçmişte acı vermiş yaralarını sarabilir.
Rudolf Steiner
Düşünme eylemi, ayrı olan bireyselliğimizi, tüm evrenle bir­leştirmek için, bize verilmiş bir unsurdur. Şimdiye dek, du­yumsadığımız ve hissettiğimiz kadarıyla bizler yalnız varlıklarız, düşünebildiğimiz kadarıyla da her şeyi kavrayabilen tek varlığız.
Einstein, düşünme eylemi ile ne kastettiğini anlatırken, “kavramlarla özgürce oynamaktır; bunun kanıtı, düşünme yardımıyla elde ettiğimiz duyular üzerinde araştırma yapabil­ me ölçütünde yatmaktadır” demiştir. Bunu anlamak zor de­ğildir. Einstein’a göre, dünya ile ilgili yeni kavramlar yarata­bilmek için, kişi, dünyayı doğrudan algılamaktan kendini sıyı­rarak, zaten var olan kavramlarla ‘zihninde’ oynayarak, bun­lardan yeni kombinasyonlar oluşturmalıdır. Onun, dünya aca­ba ışık hızıyla hareket eden biri tarafından nasıl görünürdü di­ye hayal edebilme yeteneği, kavramlarla böyle oynayabilme­sinden doğmuş, bu da görecelik kuramını yaratmasına neden olmuştur.
Einstein, “ilk defa Yunanlılar tarafın­dan geometri ile gözler önüne serildiği üzere, insanın sadece düşünce gücüyle durağanlık ve saflığa ulaşmayı başarabilece­ğini” fark ederek büyülenmiştir.
199 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.