Betül Fırat'ın "Öykü Muhiti" adlı kitabını okuyordum. "Saf Görü" adlı hikâyenin başlığı dikkatimi çekti. TDK'de böyle bir kelime var mıydı? Önce "görü" kelimesini öğrenelim. TDK, şöyle açıklamış:
1- Görme yetisi.
2- Bir yerin çevreyi görme özelliği, nezaret.
3- (felsefe) Dolaysız kavrama, birden kavrama.
İçinde "görü" geçen kaç kelime biliyorsunuz? Hep beraber düşünelim. Hoşgörü, içgörü, horgörü, sağgörü, öngörü... Başka var mı bildiğiniz? Başka yok sanki. Gelelim "saf görü" ifadesine... TDK'de böyle bir kelime yok. Betül Fırat'ın hikâyesinde kurguladığı ve anlam yüklediği bir kelime bu. ABD'de yok edilmeye çalışılan bir ormandaki geyik, tablodaki geyiktir. Bu geyik, ressam ve yazarla iletişim kurabiliyor. Yani belli kişilerle konuşuyor. Bir saf görünün sonucu yani geyiğin derinden hissedilmesiyle bu durum gerçekleşiyor. Bir tür telepati aslında.