Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Öyle miymiş?

Şule Gürbüz

Öyle miymiş? Sözleri ve Alıntıları

Öyle miymiş? sözleri ve alıntılarını, Öyle miymiş? kitap alıntılarını, Öyle miymiş? en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir şeyin anlatılamaması yüzünden içte büyüyen şişkinlik ve katmanlı rüyalar yok artık.
Sayfa 12 - İletişim
Elime aldığım ve uzun müddet elimden bırakmadığım kitap arkasına saklandığım bir kalkan gibi olmuştu. Bana ilişilince onu daha yukarı kaldırıyor, sözü onunla uzaklaştırıyordum. Daha doğrusu söz, kitabın kalın cildine çarpıp geri dönüyordu.
Reklam
Anla, anla ki acıya eğilmiyorsa kendi de acı çekmediğindendir.
"Yaşıyor olma" iştahlarına ve kurulup yeniden devrilen sofralarına çarpmadan dur­ma gayreti demektir. Başkasını hakkıyla anlamaya gücün yetmez­miş, haksızca anlamaya her zaman yeter gücün varmış.."
Öyle miymiş¿
—Kitap başka, hayat başka. —Öyle mi? —Öyle. —Niye? —Öyle. —Niye? —Öyle, öyle.
Her şeyi verdi ama bir hayal verdi. Orada da verecek, yine bir hayal verecek, her şey bir hayalden bir başka hayale devrilecek. Kim "Bütün bunlar yine hayal," diyecek? Buradaki hayalin misline cennet mi denecek? Bir seraptan bir seraba, bir susuzluktan bir su içiyor zehabına gidilip gelinecek.
Sayfa 19 - İletişim Yayınları
Reklam
Kimsenin kimseyi incelemeye, incelese bir şey bulmaya, bulsa bulduğunu anlamaya niyeti yoktu.
81
Bilmediği bir dildeki şarkının tanımlayamadığı hareket tarzını kendine yakın bulmak ve giyinmek gibiymiş bizimkilerin Dostoyevski sevgisi.
110
Eşya ve işlevler gözümde yer ve kimlik de­ğiştiriyordu. Masa dirsek çökmekti, halı yumuşak sanmaktı, lamba karanlıktan kaçamamak ve ışık aslında gözlerini kıs­maktı. Yorulmak çaresizlik, görmek bakışsızlıktı. Anlamak sızı duymak, ağlamak kanamaktı. Bunlara sebep en çok şi­ir okurken hem sancılı hem rahattım.
Sayfa 89 - İletişim Y.
Bura­sı hep böyledir, göreceklerin hep bunlar ve böyleleridir, bil ve alış dendi. Alış ki yapacağın yoktur, alış ki elin kolun sa­na sade yüktür, alış ki gözün bir dert kapısı ve manayı sez­diren ama çözdürmeyen bir kuyudur, alış ki bütün bu dağ­lar ve taşlar neye tanıklık etseler ve bastığın her yer ve geçen piknik yaptığın ağacın altı aslında bir kabir ise de "kim bi­lir kimin?" dediğin anda işte senindir. Bütün bu tanıklıklar­dan suçlu çıkacak olan uzandığın ve söylediğin, şikayet et­tiğin ve olmaz olsun dediğin anda sensin, elbet sen ya kim? Dünyayı kime şikayet edeceksin, koyunları öldürene mi sü­rüteceksin, her şeyin bir sebebi varmış ama Hızır ile gezmi­yorsun ki nereden bileceksin, beterinden sakınmak için öle­nin bile ardından öldüreni öveceksin, ervahileri ürkütme­den sen de suspus öleceksin.
Sayfa 21 - İletişim Y.
Reklam
"Ama senin her şeyi bilmemeye daha bir ömür vaktin var. Hadi doya doya bileme. Ya da bilememeye doy, bu daha makul. Değil mi, biraz makul ol. Ağlayarak da olsa biraz makul ol."
"Başladım. Bittiğim için başladım; başlar başlamaz enikonu bittim."
Sabah uzun, öğle daha uzun, akşam kısa, gece nihayetsizdir. Çocukluk kısa, gençlik daha kısa, yetişkinlik uzun, ihtiyarlık bir akşam saatidir.
Sayfa 196Kitabı okudu
Ne güzeldir yaşamın henüz neresinde olduğunu bilmezken, yaz mı kış mı bilmezken, yanaklardan yaşlar süzülerek o yaşlarla kendini ömür boyu sulayacak sarnıcı doldurmak, biriktirmek.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.