Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Birinci Dünya Savaşı'ndan Günümüze

Özel Hayatın Tarihi 5

Georges Duby

Özel Hayatın Tarihi 5 Gönderileri

Özel Hayatın Tarihi 5 kitaplarını, Özel Hayatın Tarihi 5 sözleri ve alıntılarını, Özel Hayatın Tarihi 5 yazarlarını, Özel Hayatın Tarihi 5 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Engizisyoncu bakış açısıyla gözetlenen özel hayatın alanı daha gizli kalmalıdır
Reklam
A. Gramsci
Pratiğin felsefesinin tam bir yinelenişini belirlemenin tarihsel açıdan verimli olan tek yolu, Protestan Reformu'nun ve Fransız aydınlanmacılığının kitle özelliklerine [...], Yunan kültürünün ve İtalyan rönesansının klasik olma niteliklerine sahip eksiksiz bir yeni kültürün yaratılmasında yatar [...]
Zenginliğin tek bir kutupta birikmesi, karşı bir kutupta -üretimi sermayeyi oluşturan sınıfta­ sefaletin, acının, köleliğin, cehaletin, alıklaşmanın, ahlaki bozulmanın birikmesi anlamına gelir. Yoksulluk aptallaştırır, zenginlik salaklaştırır
Matta, 6
Sadaka verdiğinde, ikiyüzlülerin insanlar onları övsün diye sinagoglarda ve sokaklarda yaptıkları gibi borazanla duyurma. Size söylüyorum, aslında on­lar ödüllerini alırlar. Ama sadaka verdiğinde, sadakanın gizli kalması için, sol elin sağ elinin ne yaptığını bilmesin; ve gizli yerde seni gören Baban onu sana iade edecektir [...]. Dua ettiğinde, odana gir, kapıyı kapa ve orada gizli yerde olan Baban'a dua et; ve gizli yerde seni gören Baban sana bunun karşılığını ve­recektir [...]. Oruç tuttuğunda, oruç tuttuğunu insanlara değil orada gizli yerde bulunan Baban'a göstermek için başına koku sür ve yüzünü yıka..
Birleşik Devletler'de, Lou-Harris Enstitüsü Protestan ardan, Katoliklerden ve Yahudilerden temsilen seçi­len örnek gruplara şu soruyu yöneltir: "Onulmaz bir hastalığa yakalanmış bir hastanın, doktorundan, hiçbir iyileşme umudu yokken yaşamını uzatma yerine kendisini ölüme terk etmesini isteyebilmesi gerektiğini düşünür müsünüz?" Protestanların % 79'sı, Katoliklerin % 70'i ve Yahudilerin % 75'i bunu olum­lu bulur. 6 Nisan 1978 tarihinde Fransız senatör H. Caillavet "kendi ölümünü yaşama hakkına" ilişkin bir yasa önerisi su­nar. Bunun ardından 13 Ekimde, tıp doktoru olan senatör J. Mezard'la birlikte, Ceza Yasası'nın 63. maddesinin 2. fırkasını tamamlayan yeni bir öneri getirir. Tehlikedeki kişiye yardım­ da bulunmama "bilinci yerinde olan hastanın talebi ya da bunun tersi durumunda kendi inisiyatifiyle, tedavi edilemez pa­tolojik ya da rastlantısal olan bir hastalığa yakalandığında has­tanın yaşamını yapay olarak uzatmaktan başka bir şeye yara­mayacak olan bir tedaviye ya da reanimasyon uygulamasına girişmekten ya da bunu sürdürmekten kaçınan" doktor için artık bir suç unsuru oluşturmayacaktır. Bu iki öneri çok bü­yük bir polemik doğurur. Le Panorama des Medecins (Tıp dergi­si) 701 doktora danışır, bunların 666'sı Caillavet'nin önerileri­ ne karşı çıkarlar, ama 300 pratisyen arasında yapılan başka bir araştırma, 35 yaş altında olanların % 65'inin "hastanın ya da yaralının tartışmasız olarak iyileştirilemez olduğu önüne geçi­lemeyen bir koma durumunda pasif ötanaziden" yana olduk­larını gösterir. Bir kez daha her şey tartışılmaz olarak sözcüğün­ de yatmaktadır.
Reklam
Montaigne
Kimilerinin en korkunç şeylerin en korkuncu dediği şu ölüm; başkalarının onu, bu yaşamın acılarından kaçılan yegane liman diye adlandırmadığını kim biliyor
Biliyoruz ki bir şeyi değerli kılan o şeyin az bulunurlu­ğudur. Bununla birlikte deneyimin ağır bastığı ve yaşlıların şa­şırtıcı çıkışlar yaptıkları bir alan vardır: Politika. Politikacılar herhangi bir erken emeklilikten kaçınmak için büyük özen gös­termişlerdir. İktidarın verdiği doyum ihtiyarlığın acılarını gide­rir. Mareşal Petain 88 yaşında devlet başkanı olur; General de Gaulle 67 yaşında yeniden iktidara gelir; İmam Humeyni, şahı ülkeden kovduğunda 78 yaşındadır; 60 yaşında emekli olanla­rın başını çeken François Mitterrand tam da 65 yaşına bastığı yıl cumhurbaşkanı seçilir: "Yaşlıların acılarını ortadan kaldırmak için önerilen bütün çareler boşunadır: hiçbiri, insan­larla bütün varoluşları boyunca kurbanı oldukları sistematik yıkımı onaramaz." Öyle kuşkusuz, ama bazen bu kurbanlar­dan sakınmak gerekir.
Freud
Özne kendisini, kendi bedenini aşk nesnesi gibi görerek işe koyulur.
62 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.