Demokratik yollar en kanlı baskılarla kapatıldığı için, Kürt halkının haklarını savunma yolunda silaha sarılanları, Türk devleti, teröristlikle suçluyor bugün. Oysa terörün ilk, asık kaynağının bu devlet olduğunu bilmeyen kalmamıştır. Geçmişte yapılanlar bir yana, bugün Türkiye, iktidarın bütün iki yüzlülüğü içinde, en ağır yasaların varlığı yetmiyormuş gibi, yasaların kabaca çiğnendiği, karakollarında insanlara işkence edilip cinayetler işlenen, köylerin yakıldığı, köylülerin, özel timlerce, güvenlik güçlerince, korucu adlı devlet köpeklerince öldürüldüğü, faili bilinmez cinayetlerin sürüp gittiği bir ülkedir. İnsanlar düşüncelerinden ötürü tutuklanıp cezalandırılırlar. Kürt milletvekilleri, Meclis ten kargatulumba alınıp götürülerek gözaltına alınmış, Anayasa bile umursanmamıştır. Askerliğin en sağ, en geri kanadı, eski alışkanlıklarıyla Kürt sorununu, kimi yüreksiz, kimi çözüm üretmekte kendileri kadar yetersiz, yeteneksiz ortaklarının da desteğiyle, bilinen yolda bastırmak, Kürt halkını yıldırıp ezmek yöntemini uygulamaktadır. Böyle bir terörist tutum içindeki devletin, hiç kimseyi, ne kişi, ne kurum olarak teröristlikle suçlamaya hakkı yoktur.