Pastoral Senfoni

André Gide

Sayfa Sayısına Göre Pastoral Senfoni Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Pastoral Senfoni sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Pastoral Senfoni kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Acaba uyuyor mu? Bu nasıl zifiri bir uyku böyle? Böyle bir uykunun uyanıklıktan farkı var mı? Bu kesif bedenin içinde hiç şüphesiz ışık saçan rahmetinizden bir huzmeye dokunmayı bekleyen bir ruh var yüce tanrım! Sevgimin onu bu korkunç geceden kurtarmasına izin verir misin?''
Sayfa 14
Her şey insanların kimi zaman uydurmaya bayıldığı farazi itirazlar olmaksızın kolayca gerçekleşti. Çocukluğumuzdan itibaren sırf etrafımızdakiler ''Yapamazsın'' dedi diye, kim bilir kaç defa yapmak istediğimiz şeylerden alıkonmuşuzdur.
Sayfa 14
Reklam
zira davranışlarımı kutsal kitabın nüfuzunun arkasına gizlemeyi oldum olası çirkin bulurum.
Sayfa 17
fakat yorgunluğundan dem vurar vurmaz suspus oldum, çünkü birçok kere pervasız heveslerimin neticelerini karımın omuzlarına yüklediğiimim biliyordum.
Sayfa 17
İnsanın sırtını Tanrı’ya yaslamasıyla sırtındaki yükü bir başkasının üstüne yıkması bambaşka şeylerdir
''Kastettiğim bu değildi!'' diye karşı çıktı. ''İnsan ruhu güzeli, rahatlığı uyumu, dört bir yanda dünyayı kirleten, çirkinleştiren, lekeleyen günah ve kargaşadan çok daha kolay ve canı gönülden zihninde canlandırır. Beş duyumuz da bu hakikatle yüzleşmemizi sağlar. Hatta elimden gelse Vergilius'un bize öğrettikleri fortunatos nimium sua si bona norint (İyiliği bilseydi ne mutlu olurdu insan.) deyişinin sonunu si sua mala nescient (kötülüğü bilmeseydi) ile değiştirirdim. Kötülüğü bilmeseydi ne mutlu olurdu insan.''
Sayfa 23
Reklam
Karanlık dünyasının sınırlarını içinden hiç çıkmadığı odanın duvarları belirlemişti. Yalnızca yaz günleri, kapı aydınlık dünyaya açık kaldığında, en fazla o eşiğe kadar ilerlemeye cesaret edebilmişti.
Sayfa 29
Fakat bir gün onu Neuchâtel'e götürüp konser dinletme şansına sahip oldum. Senfonideki her enstrümanın oynadı- ğı rol sayesinde renk konusuna tekrar değinebildim. Bakır, yaylı, üflemeli çalgıların çıkardığı seslerin çeşitliliğine, her birinin kendine göre farklı yoğunluklarda en kalınından en tizine kadar tüm ses perdelerini çıkarabildiğine dikkatini çektim. Doğadaki renkleri de aynı şekilde tasavvur etmeye davet ettim. Kırmızı ve turuncu tonları boru ve trombonların, sarı ve yeşil tonları kemanların, çelloların ve basların, mor ve mavi tonları flütlerin, klarnetlerin ve obuaların çıkardığı türlü sesleri anımsatıyordu. O andan itibaren şüphelerini derin bir haz aldı.
Sayfa 33
Kendimi bu mukayeselere kaptırıp gitmişim, Gertrude'ün Neuchâtel'deki konserden ne kadar keyif aldığını bahsetme- yi unutmuşum. Tam da Pastoral Senfoni'yi çalıyorlardı. "Tam da" diyorum çünkü malum, bundan başka hangi parçayı ona dinletmeyi daha fazla isteyebilirdim ki? Konser salonundan çıktıktan sonra Gertrude epeyce bir süre dut yemiş bülbül gibiydi. "Gördükleriniz sahiden bu kadar güzel mi?" diye sordu aniden. "Ne kadar güzel mi canım?" "Şu Dere Kenarındaki Sahne kadar..." Hemen cevap vermedim, çünkü aklım dünyayı olduğu de- ğil, olma ihtimaline sahip olduğu, kötülüğe ve günaha yer olmayan hâline boyayan tarifsiz armonilerdeydi. Henüz Gertrude'e ne kötülükten ne günahtan ne de ölümden bah- setmeye dilim varmıştı. "Gözleri olan insanlar mutluluk nedir bilmezler..." diye- bildim sonunda. "Fakat gözleri olmayan biri olarak ben, duymanın verdiği mutluluğu biliyorum!" diye yanıtlayıverdi beni.
Sayfa 35
''Senib gördüğün kadar güzel değiller, sevgili Gertrude.'' ''Bana o kadar güzel olmadıklarını söylemeyin.'' ''Senin gördüğün kadar güzeller.''
Sayfa 59
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.