Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Patlama Kayıtları

Yan Lianke

En Eski Patlama Kayıtları Sözleri ve Alıntıları

En Eski Patlama Kayıtları sözleri ve alıntılarını, en eski Patlama Kayıtları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her şey çok sessizdi ama sessizliğin içinde bir boşluk duygusu vardı sanki.
Sayfa 113 - Can
Gideceğim diyen güneş durmadı tabii, birdenbire kararıp sessizleşti dağ yolu.
Sayfa 115 - Can
Reklam
Her yıl, Qingming Bayramı'ndan sonraki ayın ilk günü, her aile atalarının mezarının başında bir güzel ağlayıp kalplerinden geçen her şeyi hiç çekinmeden anlatırlardı onlara, yılın geri kalanını gönülleri ferah geçirirlerdi böylece.
Sayfa 115 - Can
İnsan öyle durduk yere ağaca asmamalı kendini.
Sayfa 215 - Can
Uzaktaki madenlerden gelen patlama sesleri akşamın alacakaranlığında bir süre yankılandıktan sonra ortalığı bir ölüm sessizliği kapladı. Batan güne kanlı bir havuz gibi patlayıverdi. Ufukta devasa bir kırmızı top patladı. Ağaçlar, kan çiçekleri açmışçasına kırmızıya döndü. Kuşların ötüşleri bile kırmızıydı, yuvalarına dönüş yolları kırmızı tüylerle kaplandı. Patlamanın ortasında kalan bir yaban tavşanı şaşkınlık içinde toz bulutlarına bakıp, "Tanrım!" diye haykırdıktan sonra tarlalara doğru koşturdu. Patlamadan korkan çim tohumları kuşların midelerine girdiler. Patlamanın etkisiyle düşen çiçek ve ağaç yaprakları sığır ve koyunların ağızlarına saklandılar.
Sayfa 243 - Can
Toprağın üzerinde istediğiniz zaman açıp kapatabileceğiniz sayısız fermuar vardı sanki, durmaksızın kazılıp oyulan topraklarıyla ameliyat masasından kalkamadığı bir mide ameliyatı geçiriyordu şehir.
Sayfa 343 - Can
Reklam
Üst üste yığılan sigara kartonları avludaki karaağacın dallarına kadar yükseldi, yaprakları sigara kokusundan sarıya dönen karaağaç nikotin bagımlısı oldu çıktı, öyle ki uzun yıllar boyunca, birinin her gün bir paket sigara açıp ağacın altına koyması gerekti. Sigara kokusu olmayınca karaağacın yaprakları kıvrılıp ölüyorlardı.
Sayfa 348 - Can
Kalkındırma bürosunun avlusundaki karaağaç, hurma ağacı ve iki asma ağacı, nikotine, alkole ve şekere bağımlı olduklarından ötürü, eğer ağaçlara bir gün sigara, içki ve şekerleme verilmezse, ertesi günü ağaçların yapraklarının hepsi büzülüp yere dökülüyordu.
Sayfa 351 - Can
Yolun kenarından yürürken, kamyonların kaldırdığı toz bulutunun bir ağacın üzerini mezar gibi örttüğünü gördü. Uçmaya çalışan ama çok fena öksürdüklerinden ötürü yere düşen kuşlar gördü. Yolun kenarında birkaç köye ait olan buğday tarlaları gördü, kamyonların kaldırdığı toz bulutu o kadar yoğundu ki buğday başakları başlarını topraktan çıkarır çıkarmaz yeniden toprağın içine çekiliyorlardı.
Sayfa 377 - Can
Armut ağacına dönüşmüş olan elma ağacı, hiç de armut ağacına benzemiyordu şimdi, armut ağacının gövdesi hünnap kırmızısı olurdu ve kabuğun üzerine ağ gibi serilmiş olan çatlaklar vardı eskiden ama şimdi parlak ve pürüzsüzdü ağacın gövdesi, ceviz ağacına dönüşmüş gibi yemyeşildi her yeri. Belki ceviz ağacına dönüşürdü ilkbaharda.
Sayfa 392 - Can
Reklam
Ertesi gün, güneş her zamanki gibi doğudan yükselmeliydi ama güneşin çıkmadığını farketti insanlar, gökyüzü Patlama'nın daha önce hiç görmediği siyah bir sis tabakasıyla kaplıydı, gün ortasında bile üç-beş metreden ötesi görülemiyordu. Zümrüdüankalar, tavus kuşları, güvercinler, sarıasma kuşları ve bütün diğer kuşlar zehirlenerek öldüler bu sisin içinde, insanlar kan öksürmeye başladılar, hepsi astıma yakalandı. Sis otuz yıl sonra dağıldığında ne bir kuş ne bir böcek kaldı Patlama'da.
Sayfa 483 - Can
96 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.