Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pazartesi ya da Salı

Virginia Woolf

Pazartesi ya da Salı Gönderileri

Pazartesi ya da Salı kitaplarını, Pazartesi ya da Salı sözleri ve alıntılarını, Pazartesi ya da Salı yazarlarını, Pazartesi ya da Salı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yeni elbise
Ah insanların şu hırslan, yaygaraları ne acınası şeylerdi, tıpkı ilgi çekmek için gaklayan, kanat çırpan karabataklar gibi çok acıklıydı, insan bunu hissedince sadece hissetmekle kalabilir miydi?
Yeni elbise
Hepimiz tabağın kenarıda yürümeye çalışan sinekler gibiyiz diye düşündü Mabel ve sanki haç çıkarıyormuş, derdine çare olacak, bu acıyı dayanılır kılacak bir büyü arıyormuş gibi tekrarladı bu cümleyi. Acı içindeyken ansızın Shakespeare'den alıntılar, yıllar önce okuduğu kitaplardan satırlar canlandı gözlerinde. Yürüyen sinekler' diye tekrarladı. Bunu yeterince sık söyleyebilse, sinekler bir canlanıverse hissizleşecek, donup kalacak, dili tutulacaktı. Kanatları birbirine yapışık halde bir süt tabağından yürüyerek ağır ağır çıkan sinekler görür gibiydi şu an; aynanın önünde durmuş Rose Shaw'u dinlerken onu ve oradaki herkesi bir şeylerin dışına çıkmaya ya da içine girmeye çabalayan, güçsüz, basit, bitkin sinekler olarak görebilmek için beynini zorladı, zorladı. Fakat onları, diğer insanları öyle göremedi bir türlü. Kendini ise öyle görüyordu bir sinekti, oysa diğerleri, o bir başına kendisini kabın dışına çekmeye çabalarken dans eden, kanat çırpan, keyif çatan yusufçuklar, kelebekler, güzel böceklerdi.
Reklam
"Gerçeklik, belli bir şeyken, onu şuna buna çevirmemek ne kadar da zor."
"Sanki zaman bir düşünce, duygu ve denizin sesinin birleşimiymiş gibi."
"Kendimi hiçbir şeyin, hiçbirimiz için hiçbir şeyin olmadığı kesinliğe çekinmeden bakmaya zorluyorum. Çalışmak, okumak, yazmak, bütün bunlar birer maske; insanlarla ilişkiler de öyle."
Reklam
"Bazen insana üzerine oturduğu, bir şeyler yazdığı, büyük bir dikkatle yürüdüğü bu eşyalar onu bizden çok daha iyi tanıyor gibi geliyor."
"Hakikati istemek, onu beklemek, bıkmadan usanmadan kelime kelime damıtarak sonsuza dek istemek..."
. Melankolik nehir bizi taşıyor. Ay, arkadaki söğüt dallarından içeri girdiğinde, yüzünü görüyorum, sesini ve osier yatağın yanından geçerken kuş cıvıltısını duyuyorum. Ne fısıldıyorsun? Üzüntü, keder. Sevinç, sevinç. Ay ışığında sazlıklar gibi birbirine dokunmuş. ...
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.