Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Perikles ve Verdi

Gilles Deleuze

Perikles ve Verdi Gönderileri

Perikles ve Verdi kitaplarını, Perikles ve Verdi sözleri ve alıntılarını, Perikles ve Verdi yazarlarını, Perikles ve Verdi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Müzik sanatının iki görünümü vardır: Biri "genelde ruha atfedilen eylemlerin maddiliğini" ortaya çıkaran sesli moleküllerin dansı gibidir ve kendi sahnesi gibi genişleyen tüm bedenin üstünde hareket eder; diğeriyse genelde psikolojiyle ifade edilen etkileri dolaysız olarak üreten bu sesli maddede İnsanî ilişkilerin kurulması gibidir.
Müzik eylem yapar ve bize eylem yaptırır. Yakınlığımızı sağlar ve onu tekilliklerle doldurur. Bize aklın temsil etme işlevi değil, ama gücü güncelleştirme işlevi olduğunu hatırlatır; yani (sesli) bir maddede İnsanî ilişkileri kurmak.
Müzik eylemin kendisidir. Onda iki karakter buluyordu: Müzik bize ne zamanı ne de ebedîliği verir, ama sadece eylemi üretir; ne kavramı, ne de yaşanmışı doğrular, ama duygulu Aklın eylemini oluşturur.(…) Söz konusu olan Mozart'tı ve İtalyan Operası'ydı,Verdi’ydi.
François Châtelet müziğin yakınında yaşadı durdu. Müziği sürekli evinde dinleyen "sesli bir varlık" olması fikrine karşı çıkıyordu:
Reklam
bu yaşanan şimdiki zamandan başka tarihî bir ölümsüzlük yoktur
Châtelet'nin kendisi söylemektedir: Küçük burjuva bir eğitim gördüm; Hegel'den etkilendim, her duygusal ruhu hasta edebilecek tarihi dönemlerden birinde yaşadım... İşte üç olgu, "görünüşte hiç alakasız gibi duruyor, kısaca çoğul bir bütün, bir kişi olmayı gerektirmeyecek bir şeyin genişletilmesi". Maddenin öneminden bağımsız bir şekilde görgül veya şimdiki zamanın tarihi adı verilecek olan. Bu, ne "yaşanmış" olan ki, bu kendinde tekilliklere haz duyar ve onları yalnız bir şekilde ayrı bırakır, ne de "evrensel" de olanları boğan ve onlardan basit anlar oluşturan kavramdır. Bu, en dolu görünüş biçimini üretmek için atılan zarların işlemidir, gizil içinde en çok tekilliği belirleyen eğri çizgidir, bir noktadan diğer bir noktaya giden onca İnsanî ilişkiyi ören "genişleme" eylemidir. Aktif oluş veya gücü güncelleştirmek buna denir: Tıpkı aklın ve onun sürecinin ölüm üzerindeki bir zaferi gibi konu olan yaşamdan ve yaşamın uzatılmasından yola çıkar, çünkü bu yaşanan şimdiki zamandan başka tarihî bir ölümsüzlük yoktur; komşuluklar örüp, birleştiren yaşamdan başkası yoktur. Châtelet buna "karar" adını verir ve tüm felsefesi bir karar felsefesidir, …
——————/
Bir birey herhangi biri de olsa, bir tekillik alanının kendisidir.
bir tekilliği, "olay beraberliği" yaratmak amacıyla komşusununkine kadar uzatmaktır, yani en dolu veya en zengin bütüne taşımaktır.
Pathos'un ikinci bir değeri daha vardır: Nezaket. Başından beri aklın bir eyleminin başlangıcı, insanlar arası ilişkilerin bir eskizi olan gerçekte olan Yunan nezaketi. İnsan ilişkileri bir ölçüyle, siteyi değerlendiren mekânın örgütüyle başlar; insanlar arasındaki geometrik olan, hiyerarşik olmayan tam bir mesafenin kurulması sanatı; darbe vurmamak veya almamak için, ne çok yakın ne de çok uzak olmak.
insanın kendisiyle birlikte bir merkezî taşıyabilme kabiliyetine sahip olmak. Belki de dünyanın ümitsiz durumundan kurtulmanın yeterli yolu budur: Gitgide nazik insan sayısı azalmaktadır; halbuki en az iki nazik insan lâzımdır ki bir ilişki kurulabilsin.
Kuvvet pathos'tur, yani edilgenliktir, algılamadır, ama algılama öncelikle darbe alma, darbe vurma kuvvetidir: tuhaf bir dayanıklılık. Şüphesiz her seferinde efendilerin eylemi olan hakimiyet sistemlerinin tarihi yapılabilir; ama bu yedikleri tekmeler adına tekme atmak iştahı olmadan bir hiçtir. Spinoza'nın söylemiş olduğu gibi insanlar sanki özgürlük için mücadele edermişçesine hizmetkârlıkları için mücadele etmektedirler. Öyle ki, tekme atılsın veya yenilsin; iktidar, insanın doğal varlığının edilgenliği olmadan insanın sosyal varlığının eylemi olamaz.
Reklam
…insana ait bir insansızlık; insanın insanı yenmeye veya insana yenilmeye çalıştığı bir güç olan özgürlük.
Châtelet "kopma"
Kulak, sesli nesne müzikal olduğu zaman insanileşir.
Marx bu anlamda duyu organlarını çözümlemekteydi ve onlarca insan-doğa içkinliğini göstermekteydi:
Nasıl eyleme geçmek ve bu kuvvetin eylemi hangisidir? Eylem akıldır. Anlayalım ki, akıl bir yeti değildir; ama bir süreçtir ve bir maddeyi biçimlendirmeyi veya kuvveti güçlendirmeyi içerir. Aklın bir çoğulluğu vardır; çünkü maddeyi düşünmek için ne motifimiz, ne de tek olan eylemimiz vardır. Herhangi birçoklukta, bir bütünde, her seferinde belli bir maddede insani ilişkileri kurduğumuzda bir usçuluk süreci yaratır ve tanımlarız. Eylemin kendisi, ilişki olarak daima siyasîdir.
—/
111 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.