Selmin'i sabah ezanı uyandırıyordu. Bu uyanış hakiki bir uyanıştı. İsrafil'in suru gibi ölüleri diriltiyordu. Bu Ezan-ı Muhammedi, insanları hakikate, tek hakikat olan hakikat-i Muhammediye'ye uyandırıyordu. Bu yalnız uyanmak değil, yeniden doğmak, her sabah yeniden doğmak, yeniden dirilmekti.