Pi Sayısı ve Özgürlük
Ergin GünçeSözler ve Alıntılar
"Babamdan ileri, oğlumdan gericiyim" diyebilen Nâzım Hikmet, hep biliyoruz ki, büyük bir erdemin örneğini kendi somut yaşantısı yapmıştır.
Sayfa 21
Değerliyi övüyorsanız, değersizi de her yerde yermelisiniz. "Sen kim oluyorsun" diyenlere, "Bir de sen yaz görelim" diyenlere "Ben koskoca Dostoyevski'nin, Çehov'un, Rilke'nin, Nâzım Hikmet'in okuyucusuyum, Sait Faik'in okuyucusuyum!." dersiniz. Az mertebe değildir büyük bir yazarın okuyucusu, seyircisi olmak.
Tanrı'nın varlığı para'nın, banka'nın varlığı ile benzeşir. Para, toplumdaki güçler ona bir değer yakışırdığı için vardır. Kâğıt ya da metal değeri, baskı değeri olduğu için değil yoksa. Para'yı para yapan ne ise Tanrı'yı Tanrı yapan odur. Para ile Tanrı yalnız değer kazanma kaynaklarında değil, dolaşım ve yoğunlaşma süreçlerinde de benzeşirler. Her iki kavram da toplumsal sürecin kesiksiz işleyebilmesi için bir aygıt haline dönüşmüşlerdir. Bir başka deyişle "Para ile imanın kimde olduğu bellidir." Kim güçlüyse onda tabii. Biz, güçlünün kim olduğunu, toplumsal bilimin yöntemleriyle ortaya çıkarabiliriz.
Sayfa 45
Neyin ne kadar değişmediğini bildiği zaman da insan kırkına asansör dayamış olacaktır.
Sayfa 27
Eğer bir Dostoyevski romanını anlamışsan, Gogol'ü, Gonçarov'u sevmişsen yutmazsın öyle her üstüne roman yazan nesneyi ve ne olur yutma. Kafka'yı, Kavabata'yı, Thomas Mann'ı, Faulkner'i, Traven'i ve bu düzeydeki diğer yazarları okumadan saldırma başkalarına.
İnsan çamurdan mı, porselenden mi, yaratılmıştır bilmem ama, halkın bizzat kendi yaratıcısı olduğu, kendi yüzünü kendi kalemiyle çizdiği su götürmez.
Sayfa 53
İnan senin öfken benim okuma yazmama da değil. Sen, daha çok kendi başarısızlığından doğan güvensizliğinden ötürü tedirgin ve öfkelisin. Ben okuyup yazdıkça senin başarısızlığını arttırıyor muyum? Senin başarısızlığını açıkça söylesem, duvarlara yazsam bu sana yardımcı bile olabilir.
Sayfa 48