Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Polisiye Bir Öykü

Imre Kertesz

En Eski Polisiye Bir Öykü Sözleri ve Alıntıları

En Eski Polisiye Bir Öykü sözleri ve alıntılarını, en eski Polisiye Bir Öykü kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Elbette yaşamak bir tür intihar: Yalnızca dezavantajı şu ki, korkunç uzun sürüyor.
Sayfa 11 - CanKitabı okudu
Reklam
İntihar düşüncesi akşama doğru geliyor, tarifeye uygun olarak. Bu saatlerde en çekici halini alıyor. Güneşin inmesiyle birlikte cazibesi artıyor; sıcak, lenf gibi derinin altına nüfuz ediyor, kasları yumuşatıyor, iç organlarımi ayağa kaldırıyor, kemiklerimi ufaliyor ve tatlımsı bir tiksintiyle dolduruyor beni, ona izin vermek ise iğrenç bir zevk. Onu yalnızca bir şeyle geri püskürtebilirim: anneme duyduğum kaygıyla karışık sevgimle.
İfade tarzıma şaşırmayın. Martens'in gözünde dünya gerçeklik olmuş bir ucuz roman gibi görünüyor olmalıydı. Bu romanda her şey, korku öykülerinin o dehşete düşüren kesinliğine ve dramaturjinin kuşkulu yasalarına -ya da daha iyi olacaksa: koreografilerine göre- olup bitiyordu. Şunu da -bu kez onun savunma­sı için değil, yalnızca gerçeği söylemek için- eklememe izin verin: Bu korku öyküsü Martens tarafından tek başına değil, gerçeklik tarafından yazıldı.
Bahane uydurduğumu sanmayın. Artık gerçekten umurumda değil. Ama gerçek böyle bir kere: İnsan olayları ustalıkla dizginlediğini sanıyor ve birden han­gi lanet olası yere doğru dörtnala götürüldüğünü bilmek istiyor.
''... yani... nasıl desem ... biraz fazla ileri gidiyoruz." "Fazla ileri, fazla ileri gidiyoruz," diye başını salla­dı. "Evet, bizim işimiz fazla ileri gitmek zaten," diye ekledi. "Tabii, tabii," dedim. "Fakat ... nasıl desem ... yani aslında biz burada yasaya hizmet ediyoruz, diye düşün­müştüm." "Güce, ufaklık," diye düzeltti Diaz beni. Yavaş ya­vaş başım ağrımaya başlamıştı. Bunun Rodriguez'den değil de Diaz'dan kaynaklanması ilginçti. "İkisinin aynı şey olduğunu düşünmüştüm şimdi­ye kadar." "Evet öyle," diye onayladı Diaz. "Ancak sıralamayı unutmamak gerekir." "Hangi sıralamayı?" diye sordum. "Önce güç, sonra yasa," dedi Diaz bunun üzerine o eşsiz gülümsemesiyle, sessizce.
Reklam
"Var olmama. Var olmayanlar toplumu. Dün sokak­ta var olmayan bir insan, var olmayan ayağıyla var ol­mayan ayağıma bastı."
"Geleceğini düşünmelisin Enrique." "Şimdiki zamanda yaşıyorum baba." "Öf, diyerek karşı çıktı, 'şimdiki zaman geçip gi­diyor.' Kızmaya başlamıştım. 'Biliyorum, diye parladım, "onu hep geçici olarak kabul etmek gerekir. Geçici olarak, ama her gün yeni­den. Ve her gün daha da çok. Geçici olarak. Ta ki tüm geçici yaşamımızı yaşamış olana ve sonra güzel bir günde geçici olarak ölene kadar. Hayır, baba! Hayır ve bir daha hayır!'
"İnsan savaşmaya karar verdiğinde, ne için savaştığını bilmelidir. Yoksa bunun bir anlamı olmaz. İnsan bir güce karşı çoğu kez gücü kendisi elde etmek için savaşır. Ya da güç kendi yaşa­mını tehdit ettiği için."
Körleşmekten, aldatıcı umuttan, bir algı gibi var olmaktan ve kamçı bir gün vurmadığında ne kadar iyi durumda olduklarını iç çekerek söyleyen damgalılardan nefret ediyorum ... Kendimden de nefret ediyorum, özellikle kendimden, çünkü yalnızca burada böyle duruyor ve hiçbir şey yapmıyorum. Benim de damgalandığımı, en azından şimdilik öyle olduğunu ve bir şey yapmadığım takdirde hep öyle olacağını çok iyi biliyorum. Jil ve bana sunduğu iğrenç biçimde çekici olan yaşam yeninden gözlerimin önüne gelmişti. 'Ben de,' diye haykırdım, 'uslu uslu öğrenimimi bitireceğim, bir aile kurup çoluk çocuğa karışacağım, vergimi ödeyip bahçemde çiçek yetiştireceğim, öyle mi ... kısacası, zamanla mutlu ve dengeli bir mahkum olacağım düşüncesi, benim yalnızca nefret duymama değil, aynı zamanda dişlerimi göstermeme de yetiyor da artıyor bile!'
382 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.