Aslında ideolojiye duyulan gereksinimin ta kendisinin toplumda yolunda gitmeyen bir şeylerin varlığına işaret ettiği söylenebilir, çünkü tehdit sezinlemeyen bir toplum ideolojik savunmalara gerek duymayacaktır.
İdeoloji, başıboş bırakılmaları halinde eşitsizliğe dayalı düzeni tersyüz edebilecek güçleri yatıştırmaya, yönlendirmeye ve yansızlaştırmaya çalışarak bu güçlerin kudretine, yani yadsımak istediği şeyin kendisine kanıt oluşturur.
Jaws, iş dünyasındaki ahlaki bozulma ve geleneksel otorite figürlerinin güçsüzlüğü yüzünden cemaat ve ailenin çözüleceğine ilişkin metaforik endişeleri yansıtır ve tehlikeyi uzaklaştırıp düzeni yeniden tesis eden ataerkil kurtarıcının iktidarına geçişini resmeder.
Örneğin, bir kız çocuğunu kesmek üzere kaçırırken baba şunları mırıldanmaktadır: "Işıkları söndürmeyi unutmamalı. Bu elektrik faturaları insanı iflas ettirir." Dolayısıyla film kapitalist verimlilikle toplumsal etik arasındaki son derece reel çelişkileri temsil eder.
İdeoloji, başıboş bırakılmaları halinde eşitsizliğe dayalı düzeni tersyüz edebilecek güçleri yatıştırmaya, yönlendirmeye ve yansızlaştırmaya çalışarak bu güçlerin kudretine, yani yadsımak istediği şeyin kendisine kanıt oluşturur.
“Eşitsizlikten yana olmayan bir sivil toplum, şiddeti suçlu ilan eder ve bu yolla kendi örtük şiddetini meşrulaştırır. Antonioni’nin göstermek istediği, devrimci şiddetin aslında bu şiddetin yöneldiği topluma ayna tutmaktan başka bir şey yapmadığıdır.”