Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pontus'ta Hesaplaşma

Necdet Sevinç

Pontus'ta Hesaplaşma Gönderileri

Pontus'ta Hesaplaşma kitaplarını, Pontus'ta Hesaplaşma sözleri ve alıntılarını, Pontus'ta Hesaplaşma yazarlarını, Pontus'ta Hesaplaşma yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
c) Macarlar 5. yüzyılın sonlarına doğru Pontus çevresine inen Macarlar'ın hatıraları da hâlâ canlılığını muhafaza etmektedir. Antalya, Niğde, Balıkesir, Sivas ve Van illerindeki Macar, Macarlar, Macaris, Macaros gibi yer isimlerinden başka, Giresun'un Erkinis bucağında bir mezranın adı Macar'dır. 1876 tarihli Trabzon Vilayeti Salnamesi'nden öğreniyoruz ki, Akçaabat'ın Gökçebel Köyü'nün eski adı Macera'dır. Akçaabat'ın Kuruçam Köyü de eski kayıtlarda Macarlı olarak geçmektedir. Düzköy'e bağlı Doğanköy'ün değiştirilmeden önceki ismi Mucara, Sürmene'ye bağlı Oylum Köyü'nün değiştirilmeden önceki ismi Macarmiç'tir. Sürmene'de Macarsuyu adında bir akarsu vardır. Bütün bunlardan başka Giresun'da Macaroğlu, Torul'da Macura, Şavşat'ta Macarelta Kışlağı, Yusufeli'nde Macarlı Deresi, Giresun'da Macarlı Yaylağı'na rastlıyoruz ki bütün bu yer isimleri Atilla'nın çocuklarına aittir.
Geniş mülk sahibi oldukları için yönetici sınıfına mensup bulundukları tahmin edilen Andronikos Turalis, Nikita Rüstem, Yanis Amiras, Mirali de Kuman olması muhtemel Türklerdir. II. Aleksius devrinde bir de George Turkopulos adında üst düzey bir devlet görevlisi vardır. Trabzon Devleti'nin Osmanlılar'a karşı savaşan son başkomutanı da Altemur adında bir Türktür.
Reklam
Türk çocukları şu sözleri akıllarından çıkarmamalıdır. Yunan Başbakanı Kostantin Karamanlis, 1974'te Selanik Fuarı'nın açılış töreninde yaptığı konuşmada demişti ki: "Bugünkü gücümüzle Türkleri savaşarak yenmemize imkân yok. Mücadelemizi her çareye başvurarak sürdüreceğiz, Türklerin yaralarını kaşıyıp, kanatacağız!"
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
"Türklük" mü, "Türkiyelilik" mi? Son yılların en çok tartışılan konusunu masaya yatıran kitap. Bu kitap, esas olan Türklüğü etnik unsurlardan sadece biri haline getirip, Türk'ü hâkim konumdan çıkararak Türkiye'yi sahipsiz ve savunmasız bırakmak isteyen düşman gizli servisleriyle Etnik Çete'nin Kuzeydoğu Anadolu'da yürütegeldiği bozguncu faaliyetlere dikkati çeken bir alarmdır! "Etnik Çete"nin amacı, faaliyetleri.. Türk toplumunun dokusunu düğüm düğüm, ilmik ilmik, tel tel çözmek için uğraşan yabancı gizli servisler. Düşman gizli servisleriyle onların yerli işbirlikçilerinin Kuzeydoğu Anadolu'da yürüttüğü faaliyetler hakkında bilinmesi gereken her şey..
Pontus'ta Hesaplaşma
Pontus'ta HesaplaşmaNecdet Sevinç · Bilgi Yayınevi · 200718 okunma
Ünlü İngiliz diplomat Harolt Nicholson, 1919'da toplanan Paris Konferansı sırasında karısı Vito'ya şöyle ya­zıyordu: "Sevgilim, bu üç cahil ve sorumsuz adamın pasta keser gibi Anadolu'yu kesmesi korkunçtu." Pek nadir de olsa ara sıra rastladığımız namuslu Batılılardan biri olduğu anlaşılan Nicholson'un "cahil ve so­rumsuz" dediği adamlar İngiltere Başbakanı Lloyd George, Fransa Başbakanı Clemenceau ve Amerikan Başkanı Wilson'du.
Sayfa 145 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Nisan 2007Kitabı okudu
Musevi Hazar Türklerinin kendilerini İbrani sanıp, bul­dukları ilk fırsatta İsrail'e göç ettiklerinden yakınan bir bi­lim adamımız, Bulgar Türklerinin kendilerini Slav, Hemşin ve Çamlıhemşin yöresinde yaşayanların Ermeni zannetme­sini de Türkçe'nin unutulmasına bağlamakta ve demekte­dir ki; "Oğuzlar'dan önce Trabzon civarına yerleşen Kuman/ Kıpçak Türkleri, Uz Türkleri, Peçenek Türkleri, Karluk Türklerinin kendilerini Rum sanıp, Kurtuluş Savaşı yıl­larında soydaşlarının celladı kesilmeleri ve arkasından Yunanistan'a göçmek zorunda kalmalarının sebebi de Türkçe'ye ihanetten başka bir şey değildir. 1877-78'de Ruslar ve Gürcüler tarafından atılan ve Türkiye'deki soydaşları­nın sinesine sığınan Kıpçak kökenli Acara Türklerinin bu­gün kendilerini Gürcü sanmaları da Türkçe bilincinin za­yıflığındandır."
Sayfa 141 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Nisan 2007Kitabı okudu
Reklam
Hun ve Avarlar'dan başlamak üzere, Bulgarlar'dan, Hunlar'dan, Uzlar'dan, Peçenek ve Kuman/ Kıpçaklar'dan binlerce Türk askeri -müttefik sıfatı haricin­ de- Bizans Ordusu'nda görev yapmıştı. Bu Türk toplulukları doğuda Gürcülere ve İranlılara, güneyde Araplara karşı kullanılmak üzere Anadolu'ya geti­rilip çeşitli bölgelere iskan edildiler. İskan edilenler arasın­da çiftçi askerler de vardı.Bizans idaresi bu uygulamaya M.Ö. 5. yüzyılda başla­mış; aileleri ile birlikte sınır boylarına yerleştirilen Türkler vergiden muaf tutuldukları gibi, hizmetlerine mukabil de toprak sahibi olmuşlardı. 7. 8. 9. yüzyıllar boyunca devam eden bu iskan politikaları sebebiyle Anadolu fetihten 4-5 asır önce Türkleşmeye başlamıştı.
Sayfa 67 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Nisan 2007Kitabı okudu
Yunanlı tarihçi Yorgos Kardatos da aynı kanıdadır. Ba­kın ne diyor: "Yunanlıların Pontus ile hiçbir ilgileri yoktur! Yu­nanlıların Pontus'la ilgileri Atinalı tüccarların gemiler­le gelip, Trabzon bölgesinden çaldıkları inekleri Atina ve Mısıra götürüp satmalarından ibarettir!"
Sayfa 58 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Nisan 2007Kitabı okudu
Tarihin hiçbir çağında Doğu Karadeniz Bölgesi'ne Yu­nan göçü olmamıştı ki¹, Helen' in çocukları orada bir devlet kurmuş olsunlar!
Sayfa 57 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Nisan 2007 / ¹Mahmut Goloğlu, Anadolu'nun Milli Devleti Pontus,Ankara,1973,s.xviiKitabı okudu
Yunanistan'ın bir devlet politikası olarak benimsediği, hükümeti, kilisesi, gizli servisi, basın, üniversitesi ve gene­ralleriyle takip edegeldiği Pontusculuk'un nihai hedefi, bir Yunan generali tarafından şöyle açıklanmıştır: "Amacımız Türkiye'yi taksim etmek olmalıdır. Kara­deniz'de Rum Pontus, Güneydoğu'da da Kürdistan ku­rulmalıdır!" Bu satırlar emekli Yunan Korgenerali Tagaris'in kita­bından alınmıştır.
Sayfa 52 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Nisan 2007Kitabı okudu
Reklam
1993 Ağustosunda Sümela Meryemana Vakfı'nın dü­zenlediği toplantıda konuşan devrin Yunan Başbakanı diyor­du ki: "Dedeleriniz Pontus topraklarına dönüş hayalini si­ze miras bırakarak öldüler. Bu mirası kalbinizde koru­yun. Pontus'u, kökeninizi asla unutmayın."
Sayfa 34 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Nisan 2007Kitabı okudu
• 19 Mayıs 1998'de 2 binden fazla Yunanlı, Pontus soykırımını tel'in etmek için Türkiye'nin Selanik Konsolosluğu yakınlarında gösteri yaptı. Yunan Savunma Bakanı, gösteriler sırasında "Pontus soykırımının uluslararası alanda Ermeni ve Yahudi soykırımı ile birlikte tanın­ması gerektiğine" dair beyanat veriyordu. • 24 Mayıs 1998'de Meçhul Asker Anıtı'na çelenk ko­yan ve kendilerine "Pontuslu" adını veren 60 kişi Atina Büyükelçiliğimizin önünde bayrağımızı yaktı. Atatürk, İnönü ve Topal Osman Ağa aleyhinde slogan attı.
Sayfa 29 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Nisan 2007Kitabı okudu
İlkokul 2. sınıfında okutulan Yeni Helen Dili kitabında Türklerden sık sık "cani" olarak bahsedilmekte, 3. sınıf coğ­rafya kitabında, Batı Trakya anlatılırken denmektedir ki: ''... Bir zamanlar buralar Türk esareti altındaydı. Bura­da yaşayanlar da Osmanlı'nın kalıntılarıdır." 5. sınıfta okutulan Yunanca gramer kitabında minicik çocuklara Türk düşmanlığı şöyle aşılanmaktadır: ''...Türkler Yunanlı kadınların memelerini keserek topların ağzına koydular. Türklerin eline geçmektense Yunanlı kadınlar topluca intihar etti." İlkokul 5. sınıflara okutulan Benim Dilim adlı kitap­ta bir bulmaca vardır. Bulmaca çözüldüğünde "1919'da Yu­nan Orduları Küçük Asya'yı hangi milletin askerlerinden kurtardı?" sorusunun cevabı "Türklerden" çıkmaktadır. "Türkler en çok kimden korkar?" sorusunun cevabı da şöy­ledir: "Yunanlılardan!" İlkokul 6. sınıflara okutulan Yeni Dönem Yunan Tari­hi'nde, Trakya, Batı Anadolu ve İstanbul Yunan toprağı olarak gösterilmekte, İlkokul Antolojisi'nde ise şu satırlara rastlanmaktadır: "... Gözlerim, beni bir Türkün öptüğünü görmekten­se kanımla toprak kızıla boyansın. Ben kitap falan is­temem. Ben Türkler'le savaşmak istiyorum. Onları sa­panımla vurup, silahlarını alacağım. ( ... ) Bu imansızlar adaleti böyle sanıyorlar, köpekler."
Sayfa 24 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Nisan 2007Kitabı okudu
Türk çocukları şu sözleri akıllarından çıkarmamalıdır: Yunan Başbakanı Kostantin Karamanlis, 1974'te Selanik Fuarı'nın açılış töreninde yaptığı konuşmada de­mişti ki: "Bugünkü gücümüzle Türkleri savaşarak yenmemi­ze imkan yok. Mücadelemizi her çareye başvurarak sür­düreceğiz, Türklerin yaralarını kaşıyıp, kanatacağız!"
Sayfa 19 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Nisan 2007Kitabı okudu
Türk toplumunun dokusunu düğüm düğüm, ilmik ilmik, tel tel çözmek için uğraşan Alman gizli ser­visiyle ilişkili olduğunu tahmin ettiğimiz Udo Steinbach, "Türk Milleti diye bir millet yoktur" deyince bütün çete mensupları "aslında Türk Milleti'nin olmadığını" ispata kalkışmışlar, Türkiyeliliği de çılgınca alkışlamışlardır. Neden? Çünkü Türklüğün yerine Türkiyelilik ikame edilirse, Türk Devleti, Türk Milleti ve Türk evladı sahipsiz kalacak­tır da ondan! Çünkü Türklüğün yerine Türkiyelilik ikame edilirse, Türk Milleti'ne yapılacak bütün saldırılar meşru bir zemine oturtulacaktır da onun için ''aslında Türk diye bir milletin olmadığını" ispata kalkışmıştır bu güruh!
Sayfa 10 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Nisan 2007Kitabı okudu
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.