Popüler Roman Kahramanları
Umberto EcoPopüler Roman Kahramanları Sözleri ve Alıntıları
Popüler Roman Kahramanları sözleri ve alıntılarını, Popüler Roman Kahramanları kitap alıntılarını, Popüler Roman Kahramanları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kötülük, toplumsal bir hastalıktır.
Sayfa 63Kitabı okudu
Her şeyin eskisi gibi kalması için bir şeylerin değişmesini dilersiniz.
Kötülük, toplumsal bir hastalıktır.
Fikirler, yanlış olsalar da, bir kez yaygınlık kazandıktan sonra tek başlarına yollarına devam ederler. Nereye varacakları asla tam olarak bilinmez.
Sayfa 70Kitabı okudu
Her şeyin eskisi gibi kalması için bir şeylerin değişmesini dilersiniz.
Sayfa 67 - Alfa İncelemeKitabı okudu
Güvenden çok güvensizlik yüzünden aldanırız.
"Popüler romanda, iyi her zaman kötüye karşı savaşır ve bu savaşın çözümü, hep ya da her durumda (çözüm mutluluk getirse de, acı da) iyinin lehine olur ve iyi, ahlak, değerler ve güncel ideoloji çerçevesinde belirlenir. Oysa sorunsal roman, özellikle anlamı belirsiz sonlar ortaya koyar, çünkü gerek Rastignac'ın mutluluğu, gerek Emma Bovary'nin çaresizliği, bildik "İyi" (ve "Kötü") kavramını kesin olarak ve amansızca sorgulamaya yola açar.
Kısacası, popüler roman barışa eğilimlidir, sorunsal roman ise okuru kendi kendisiyle savaşım içine sokar. Ayırt edici özellik budur; kalan bütün özellikler ortak olabilir. (çoğunlukla da öyledir)."
Tehlike ya da acı, çok yakınımızdayken hiç haz vermez, ve yalnızca korkunçtur; ama belli bir uzaklıktan ve belli değişikliklerle değerlendirdiğimizde, haz verici olabilirler ve öyledirler, tıpkı her gün karşılaştığımız gibi.
Sayfa 129 - BurkeKitabı okudu
Popüler romanda, iyi her zaman kötüye karşı savaşır ve bu savaşın çözümü, hep ya da her durumda iyinin lehine olur ve iyi, ahlak, değerler ve güncel ideoloji çerçevesinde belirlenir. Oysa sorunsal roman, özellikle anlamı belirsiz sonlar ortaya koyar. Popüler roman barışa eğilimlidir, sorunsal roman ise okuru kendi kendisiyle savaşım içine sokar. Ayırt edici özellik budur; kalan bütün özellikler ortak olabilir. (çoğunlukla da öyledir)
Sayfa 24Kitabı okudu
"Kaldı ki, her şey bir kitabın nerede, nasıl ve ne zaman okunduğuna bağlıdır."
Sayfa 14 - AlfaKitabı okudu
"Gramsci, yaşadığı dönemdeki soytarıların hâkim kıldığı Nietzschecilikten söz eder ve ( bu soytarılara ) açıkça ve polemikçi bir dille şunu söyler: Sizin üstinsanınızın kaynağı Zerdüşt değil, Edmond Dantès'dir. Nietzsche'nin üstinsan kavrayışını yaygınlaştıran Mussolini'nin aynı zamanda tefrika roman yazarı olduğu düşünülürse, Gramsci'nin öne sürdüğü varsayımın tam on ikiden vurduğu görülür."
Sayfa 9 - AlfaKitabı okudu
Değişim bir düğümü çözer, ama hiçbir şeyi çıkarıp almaz (ipi değiştirmez).
Sayfa 97
Kitap sona erdiğinde, okur yanıtı olmayan bir dizi soruyla karşı karşıya kalır. Kırmızı ve Siyah'ta Julien Sorel ile Madam de Renal ölür, ama kitabın son sözcüğüyle aklımızdaki soru yanıtlanmış olmaz: Napoleon dönemine özgü dünyanın çöküşünden sonra ortaya çıkan, mitlerini ve hedeflerini yitirmiş bir kuşağın, taşıdığı enerjiyi aktarabileceği ne gibi gelecek tasarıları vardır elinde? Çözüme kavuşan olay örgüsü, okurun karşısına katlanılması güç bir sorun çıkarır: Okur, Julien'le özdeşleşmesi gerekip gerekmediğini ya da böyle bir özdeşleşmenin mümkün olup olmadığını ve Julien'le özdeşleşmesi durumunda bunun kendisini rahatlatıp rahatlatmayacağını bile bilmez. Raskolnikov'la da aynı şey gelir okurun başına; Raskolnikov'un cezasını bulması bizde ne bir doyum, ne cezalandırma etkisi yaratır: Suç ve Ceza'nın sonunda, olay örgüsüyle ilgili hesaplaşmamız sona ermiş, ancak olay örgüsünün doğurduğu sorunlar çözüme kavuşmamıştır. Bunun bir nedeni de, üslubun anlamı sürekli bulanıklaştıran işlevi aracılığıyla, olay örgüsü boyutunun psikolojik ve ideolojik boyutla iç içe geçecek biçimde örülmesidir; bu özelliğiyle üslup, düğümleri çözmek yerine daha karmaşık hale getirmekte ve birbiriyle çelişen yorumları olanaklı kılmaktadır.
Sayfa 20 - Alfa Yayınları - 1. BasımKitabı okudu
Kimi zaman yazar, bir kişinin kimliği üzerine öyle ve o kadar çok şüphe yığar ki, anlatı kahramanının hala hiçbir şey anlamamış olması gerçek dışı görü- nür: Bu durumda da, köyün budalası olarak tanıyıcı söz konusudur.
Sayfa 39Kitabı okuyor
