Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Postmodernitenin Kökenleri

Perry Anderson

Postmodernitenin Kökenleri Gönderileri

Postmodernitenin Kökenleri kitaplarını, Postmodernitenin Kökenleri sözleri ve alıntılarını, Postmodernitenin Kökenleri yazarlarını, Postmodernitenin Kökenleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sermaye sistemi hakim olduğu sürece, imge sanayiindeki her yeni gelişme, postmodernin alanını daha da genişletecektir. Bu anlamda, postmodernin küresel hâkimiyetinin kaçınılmaz olduğu öne sürülebilir.
Sayfa 170 - İletişim Yayınları, 2011, 5.Baskı.Kitabı okudu
Postmodernizm, kendisine yönelik hiçbir tehdidin bulunmadığı, hiçbir rakiple mücadele etmek zorunda olmayan bir kapitalizmin kültürel mantığıdır. Direnişe başlamak, ancak bu dūzen bütün yönleriyle görüldüğünde mümkün olabilir.
Sayfa 163 - İletişim Yayınları, 2011, 5.Baskı.Kitabı okudu
Reklam
Eagleton'a göre gelişmiş kapitalizmin birbiriyle çelişen iki meşrulaştırma sistemine gereksinimi vardır: Siyasal düzende değişmez gayri şahsî gerçekliklerin yer aldığı bir metafizik -egemenlik ve hukuk, sözleşme ve yükümlülük söylemi- ve ekonomik düzende sürekli değişen modalar ile tüketim hazlarına ilişkin kişisel tercih olanağı sunan bir ahlâk. Postmodernizmde bu ikilik paradoksal bir hal alır, çünkü öznenin yerine sürekli değişen arzuları koyması piyasanın ahlakdışı hazcılığayla örtüşürken, genelgeçer değerleri ve nesnel hakikatleri reddedişi devletin hakim meşrulaştırma biçimlerini zayıflatır.
Sayfa 160 - İletişim Yayınları, 2011, 5.Baskı.Kitabı okudu
The Seeds of Time'da plebleşme başka bir yönü açığa çıkarır - sınıflar arasındaki uzaklığın kapanması, toplumsal farklılığın topyekün ortadan kalkması olarak değil, kolektif imgelemde herhangi bir öteki ulamının silinmesi va da bastırılması olarak. Bir zamanlar yüksek sosyete ya da yeraltı tarafindan, yerli ya da yabancı tarafından temsil edilen şeyler, şimdi, birbiri yerine geçebilen statüler ve keyfi hareketlilik fantazmagorisi içinde erimiştir: Toplumsal ölçekte hiçbir konumun değişmez bir sabitliğe sahip olmadığı, yabancının ancak dışarda, kopyada ya da uzayda yansıtıldığı bir fantazmagoridir bu. Bu oluşuma karşılık gelen şey, nesnel eşitliğin artması değil-tersine, postmodern Batı’nın her yerinde eşitlik daha da azalmıştır- özel ve özerk bir alan olarak sivil toplumun, anonim bir yağmalama ve düzensiz bir şiddet alanına dönüşmesidir.
Sayfa 155 - İletişim Yayınları, 2011, 5.Baskı.Kitabı okudu
Kesim olarak söylenebilecek bir şey var ki o da postmodernde citra'nın kaçınılmaz olarak ultra’ya ŭstün geldiğidir. Çünkü piyasa, kendisine direnen bütün pratikleri aşacak bir ölçekte, kendi arzını yaratır. Seyir, tanımı gereği toplumsal maksimumu büyüleyen bir şeydir.
Sayfa 147 - İletişim Yayınları, 2011, 5.Baskı.Kitabı okudu
Artık sanat piyasasını, her şeyden önce, bu dönüşüm bölmektedir: Günümüz koşullarında kültür sanayiinin düzenleyici ilkesi olan seyrin kuşatıcılığı. Biçimsel olan ile toplumsal olan arasındaki bağ tipik olarak buradadır. Citra modern, seyirlik olana kendini uyarlamakla ya da ona başvurmakla tanımlanabilir; ultra-modernse ondan kaçmanın ya da onu reddetmenin yollarını aramakla.
Sayfa 147 - İletişim Yayınları, 2011, 5.Baskı.Kitabı okudu
Reklam
1970'lerden itibaren, avant-garde ya da bireysel deha fikri kuşkuyla karşılanmaya başlanmıştır. Mücadeleci, kolektif yenilik hareketleri giderek azalmış, özgün, kendi bilincinde olan bir -izm" ise neredeyse hiç çıkmamıştır. Çünkü postmodernin dünyası bir sınırlılık dünyası degil, bir iç içelik dünyasıdır - sınırları aşmanın, melezligin, potporinin kutsandığı bir dünya. Böylesi bir atmosferde, dönemin ruhuyla hiç bağdaşmayan iddialı bir pürizmin yadigârı olan manifesto da güncelliğini yitirir.
Sayfa 131 - İletişim Yayınları, 2011, 5.Baskı.Kitabı okudu
Postmodernizm, déclassé [sınıfdışı - ç.n.] bir hakim düzenin, medyalaşmış bir teknolojinin ve tek renkli bir siyasetin biraraya gelmesinden doğmuştur.
Sayfa 129 - İletişim Yayınları, 2011, 5.Baskı.Kitabı okudu
Jameson'ın gözlemlediği gibi modernite, karşıtını yitirdiğinde sona erer. Başka toplumsal düzenlerin kurulması olanağı modernizmin ufkunda temel bir yer teşkil etmekteydi. Bu olanak ortadan ortadan, postmodernizm devreye girer.
Sayfa 129 - İletişim Yayınları, 2011, 5.Baskı.Kitabı okudu
Yeni aygıtlar, terimin güçlü anlamıyla, düpedüz birer ideoloji olan söylemler ileten daimi birer duygu makinesidir. Postmodernizmin, sanattan ziyade doxa'dan ibaret entelektüel atmosferi, itici gücünü büyük oranda bu alanın baskısından almaktadır. Çünkü postmodern aynı zamanda, gelişmiş teknoloji ile popüler imgelem arasındaki ilişkinin önemli ölçüde değiştiğinin göstergesidir.
Sayfa 126 - İletişim Yayınları, 2011, 5.Baskı.Kitabı okudu
Reklam
"Bu yeni makineleri eski fütürist ikonlardan ayıran, birbiriyle ilişkili iki özellik var: Bunların hepsi birer 'üretim' değil, 'yeniden üretim' kaynağıdır. Artık mekanda, heykelsi birer yapı olarak durmuyorlar. Bir kanat maketi ya da eğimli bir bacanın tersine, bilgisayarın kasası, içindeki enerjileri ne bünyesinde taşır ne de dışarıya yansıtabilir." ("The housing of a computer scarcely embodies or manifests its peculiar energies in the same way that a wing shape or a slanted smokestack do: all of which essentially means that the new reproductive technology cannot be represented in the way in which the older mechanical energies found their representation or figuration.")
Sayfa 125 - İletişim Yayınları, 2011, 5.Baskı.Kitabı okudu
Bir zamanlar modernizme -gerek övgülerin gerek muhalefetinde- makineleşmenin imgeleri hakimdi; oysa şimdi postmodernizm, bir imge makinesinin [televizyon] buyruğu altındaydı.
Sayfa 125 - İletişim Yayınları, 2011, 5.Baskı.Kitabı okudu
Modernizm, öncüleri olan Baudelaire ve Flaubert'den itibaren kendisini "burjuva karşıtı" olarak tanımlamıştır. Postmoderizm ise, herhangi bir zafer kazanılmadan, bu hasım kendiliğinden yok olduğunda ortaya çıkmıştır.
Sayfa 122 - İletişim Yayınları, 2011, 5.Baskı.Kitabı okudu
1990’lara gelindiğinde asıl çarpıcı olan görüngü , varlıklı sınıflarda görülen genel bayağılaşmadır: Star prensesler, hovarda başkanlar, Beyaz Saray'da satılığa çıkarılan odalar ve çarpıcı ilanlar için verilen rüşvetler, disneyleşen protokoller ve tarantinovari pratikler, çarpıcı gösterilere dönüşen cenazeler- işte postmodernin toplumsal arka planını oluşturan ortam buydu.
Sayfa 122 - İletişim Yayınları, 2011, 5.Baskı.Kitabı okudu
[Postmodernizmle birlikte] O sağlam amfitiyatronun yerini akışkan, geçici biçimlerle dolu bir akvaryum almıştır - günümüz sermayesinin işletmecileri ve yatırım uzmanları, murakıpları ve bekçileri, yöneticileri ve spekülatörleri: Hiçbir toplumsal sabitin ya da istikrarlı kimliklerin bulunmadığı bir para dünyasının örgenleri.
Sayfa 121 - İletişim Yayınları, 2011, 5.Baskı.Kitabı okudu
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.